Search results
Search results 1-20 of 66.
Pakistan Punjab Üniversitesi'nde Okutulan Ders Kitabındaki Hikayelerim KIRLANGIÇ İLE SERÇE SARAYIN SÜTÇÜSÜ ( AYŞECİK İLE YASEMİN SULTAN ) GÜLHANE PARKI ( BÜCÜR ZÜRAFA ) GEZGİN ŞEHMUZ ( GEZGİN ŞEHMUZ İLE FAKİR PADİŞAH ) GÜZEL BİR YAZ GÜNÜ ( ANNE GÜVERCİN ) Yazdığım bu hikayeler Pakistan'ın Lahore şehrinde bulunan Punjab Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Dr.Abdul Majid Nadeem tarafından hazırlanan TÜRKÇE DİLBİLGİSİ kitabının TÜRKÇE METİNLER bölümünde çıktı. Hikayeler 106 - 115 sayfaları arasında...
LEPİSTES - BETA VE GROMİ'YE KARŞI Okan, on yaşında bir çocuktu. Süs balıklarına meraklıydı. Evlerinde bulunan akvaryumda pek çok türden süs balığı bulunuyordu. Bir gün Okan’ın eline süs balıklarıyla ilgili bir kitap geçti. Bu kitabın bir sayfasında gayet güzel bir balık dikkatini çekti. Balığın resmi altında Beta diye yazıyordu. Diğer süs balıklarına oranla biraz iriceydi. Beta kesinlikle akvaryumdaki balıkların arasına bırakılmaz, akvaryum kenarına tespit edilmiş, yarıya kadar su dolu küçük bir...
KERTENKELENİN HAYALİ Büyük Sahra Çölü’ nün ortalarına yakın bir yerde, uçsuz bucaksız kum yığınlarının arasında bir kertenkele yaşıyordu. Gündüzleri kızgın güneş ışınları altında yiyecek aramaya çıkmak çok zor olduğu için daima geceleri ortalık serinleyince yuvasından çıkardı. Yuvası da birkaç büyük kaya parçasının arasındaki kuytu, gölgelik, loş bir yerdi. Bir gece hava kararır kararmaz yine yiyecek aramaya çıktı, fakat saatlerce dolaşmasına karşın hiç yiyecek bulamadı. Açlık onu güçsüzleştirmi...
KRAL PORTAKAL ÇARLİ Portakal bahçesinin kralı Çarli hava kararmaya başladığında sessizce ağaçtan aşağı süzüldü. Bir ağacın altına gidip toprağı çapalamaya başladı. Aradan yarım saat geçmeden portakalların hepsi aşağı inmiş ve işe koyulmuş olacaktı. Bir gece devriye komutanı, Çarli' nin yanına geldi. Çarli doğrulurken çapasını yere attı ve gülümseyerek sordu: Evet komutan, haberler nasıl? Komutan: Efendim, dedi, istilacı ısırgan otları sınıra çok yaklaştılar. Isırganların başı, portakal bahçesind...
AVCI GEORGE ( HUNTER GEORGE ) Yıl 1915. İngilizler, Çanakkale'ye ingiliz donanmasını getirdi. Yetmedi. Fransız donanmasından yardım istedi. Fransız gemileri, Çanakkale'ye geldi. İngiliz gemileriyle birlik olup Türk tabyalarını dakikada insan büyüklüğünde 60 mermi atan toplarıyla dövmeye başladı. Türk siperleri giderek boşaldı. Savaşan askerler azaldı. Siperler, gerilere çekildi. Sonradan Mustafa Kemal geldi. Özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı Mustafa Kemal. Türk topçularına ateş emrini verdi. Ate...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUĞU: CİVCİVLER HOROZ OLDU Dayımın çiftliğinde günler birbiri ardına geçip giderken, bir gün dayım torba dolusu civcivle çıkageldi: Koş Mustafa koş, bak sana civciv getirdim. Onları besle, büyüt, dedi. Ben bir sandalyeye oturdum. Saydım, civcivler on taneydi. Makbule ile Naciye civcivleri besleyip büyütmeme yardımcı olacaktı. Geçen günlerle birlikte civcivlerin azalmaya başladığını fark ettim. Çiftliğin bahçesinde dolaşan bir kedi vardı ve civcivleri o kapıyordu. Çiftliğe geldikl...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI KARDEŞİM MUSTAFA Ali Rıza Bey'den olma Zübeyde Hanım'dan doğma 1874 tevellütlü Selanikli Ahmet 9 yaşındaydı. Yanında 8 yaşında olan kardeşi Ömer ve 2 yaşında olan Mustafa vardı. Askercilik oynuyorlardı. Ahmet kardeşlerini uygun adım yürütürken, sol sağ, sol sağ yarın bayram olsa diyordu. Aradan zaman geçti. Ömer yoruldu, eh Ahmet de yoruldu. Dön, dön, nereye kadar. Mustafa yorulmadı, dönmeye devam etti. Ahmet, Mustafa'ya laf olsun diye seslendi: Mustafa, bir otur, din...
Quoted from "((MAHMUT 36))" emeğine yüreğine sağlık Mesajınıza teşekkür ederim. Sağlıklı ve mutlu kalın.
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ARKADAŞIM YUSUF KEMAL Langaza'daki dayımın çiftliğinde her gün bir başka olayla karşılaşır ve değişik arkadaşlarla tanışırdım. Yarıcıların çocukları çiftliğe gelirdi. Onlara karpuz dilimleyip, ikram ederdim. Aralarında orta yere çıkıp güreşenler olurdu. Bu güreşlerde ben pek çok defa hakemlik yaptım. Bir defasında güreşen bir çocuğun babası yanıma sokuldu ve şu benim oğlanı galip getir, al bu parayı harca, dedi. Ben, kusura bakma dayı, senin paran bende geçmez, deyince...
ATATÜRK'ÜN İLKOKUL ANILARI: MUSTAFA OKULA BAŞLIYOR Mustafa okula başlayacaktı. Babası Ali Rıza Bey oğlunun laik eğitim veren Şemsi Efendi İlkokulu’na gitmesini istiyordu. Annesi Zübeyde Hanım ise, mahalle mektebine gitmesini arzu ediyordu. Bu konu etrafında fikir çatışmaları sürüp gidiyordu: Zübeyde Hanım: “ Ne var yani Şemsi Efendi İlkokulu’nda? Ne öğrenecek orada? Hem orası uzak. Mahalle mektebi şuracıkta. Oraya gitsin istiyorum. “ Ali Rıza Bey: “ Hanım, okulun yakınlığı, uzaklığı önemli değil...
Quoted from "qupido" Quoted from "qupido" Quoted from "qupido" Mesajlarınıza teşekkür ederim. Atatürk inanılmazı gerçekleştirmiş bir komutan ve devlet adamı. Atatürk çok büyük ve görkemli. Dünya Atatürk'e hayran. Bunca yokluğun arasında nasıl başardı? İnsanlar, bin yıl sonra bile bu sorunun cevabını bulamayacaktır. BİR ÇANAKKALE SAVAŞI ANISI Turhal'da babamın arkadaşının dedesi anısını anlatmıştı: Çanakkale'de savaştan açlıktan ve susuzluktan bıkıp komutanlarını eğer engel olmaya kalkarsa vurma...
BEN MUSTAFA KEMAL OLSAYDIM Selanik'te doğsaydım Şemsi Efendi İlkokulu'nda okusaydım 24 yaşında yüzbaşı olsaydım Yurdun kurtuluşu yolunda adım atsaydım. * * * * Tayin olduğum her yerde Suriye'de, Sofya'da İki-üç subay arkadaşım bile olsa Örgütlenseydim, onlarla haberleşseydim. * * * * Sonunda Çanakkale'ye gelseydim Komutayı ele alsaydım İngiliz, Fransız savaş gemilerini Boğazın karanlık sularına gömseydim. * * * * 19-Mayıs-1919' da Samsun'a çıksaydım Amasya Tamimi'ni yayımlasaydım Erzurum ve Siva...
BAŞKOMUTAN ATATÜRK Atatürk'ü sevesim geldi. Karşımda göresim geldi. Düşmanlarını üzesim geldi. Kurtuluş Savaşı'nı anlatasım geldi. * * * * Karanlıkta mavi iki ışık belirdi. O iki ışık Atatürk'ün gözleriydi. Beni bu konuda harekete geçiren, Atatürk'ün tarihi sözleriydi. * * * * Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Yaşayanlar, Atatürk'ü sevmek zorundadır. Ekmeğini bu sınırlar içinde kazananlar Atatürk'e saygı duymak zorundadır. * * * * Atatürk, Kurtuluş Savaşı zamanında Sekiz yıl ailesinden uzak k...
DEVRİMCİ OLMAK İSTİYORUM Bugün şehrin sokaklarında gezerken, Yol kenarındaki bir banka oturdum. Öylesine sağa-sola bakınırken, Liseden bir arkadaşım, Beni gördü, yanıma geldi, oturdu. Kendisi avukat, bunu biliyordum. * * * * Oradan, buradan, geçmişten, gelecekten konuştuk. Arkadaşın babası tüccardı, iki kardeşi vardı. Onların uçakları vardı. Uluslararası nakliye işiyle uğraşıyorlardı. * * * * Avukat arkadaş: Serdar, biliyorsun ben Atatürkçüyüm. Atatürkçülüğün kral taraftarıyım. Bu kadarı beni te...
O CESUR YÜREKTE YÜZLERCE ASLAN YATAR Anadolu dört bir yandan kuşatılmıştı Ordular dağıtılmıştı, silahlar toplanmıştı Halk, çaresizdi, mal, can emniyeti yoktu Her yer karanlıktı, göz gözü görmüyordu Anadolu düşman çizmesi altında eziliyordu. * * * * Ruslar, 1914 yılında Anadolu'ya girdi ve Erzurum'u kuşattı Enver Paşa başarılı olamadı Ruslar, Erzurum, Muş, Bitlis ve Erzincan'ı ele geçirdi 200 bin kişilik Rus Ordusu yenilmezdi Mustafa Kemal dediler, az bir kuvvetle Rusları durdurdu, dediler Mustaf...
ATATÜRK'ÜN GÖLGESİ YETER İngiliz gemileri Çanakkale'de Dakikada 60 mermi atan pek çok toplarıyla Türk tabyalarını yoğun bombardıman ateşine tuttu Türk topçular hazırdı Ateş emrini bekliyordu Alman komutanlar, Türk topçusuna bekleyin, diyordu İngilizler, bombaları bitince gider, diyordu. Çanakkale'de Türk askeri giderek azalıyordu Tabyalar gerilere, daha gerilere çekildi. * * * * Sonra Çanakkale'ye Mustafa Kemal geldi Türk topçusuna ateş emrini verdi İngiliz gemileri, Marmara'ya giremedi Boğazın ...
BİZ MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ Gelecek nesiller Rahat etsinler diye Çanakkale'deydik. * * * * Çanakkale'ye gelip Evine, köyüne geri dönemeyen Çanakkale'ye gelip Kimi bir gün Kimi bir buçuk yıl Ömür törpüleyen Yarı aç, yarı tok Bazen tam aç Kahramanca savaşan Düşmana geçit vermeyen Canını dişine takan Sadece kazanmayı düşünen Türk Askerleriyiz. * * * * Biz binlerceydik On binlerceydik Yüz binlerceydik Çoğumuzun adını kimse bilmedi Hayatımızı bir kurşuna Bir bombaya satmadık Direndik, yıkılmadı...
OĞLAK İLE KARTAL Bursa Hayvanat Bahçesi’nde kartallar için ayrılan yer çok büyüktü. Buradaki kartallar, tel örgülerle çevrili, yüksek yerde uçup duruyordu. Yorulanlar ise, kayaların üstünde oturuyordu. Pek çoğu yarını bekliyordu. Genç kartal Pena, yarın bekleme bahsini çoktan geçmiş, bugünü değerlendirme çabası içine girmişti. Tellerin yukarıdaki kayalara monte edildiği yerde kaçıp gidebileceği bir gedik açmıştı. Buradan kurtulup zengin olma düşüncesindeydi. Akıllıydı, zekiydi ama ikna kabiliyet...
PAPAĞAN İLE ZÜRAFA Afrika’nın uçsuz bucaksız savanlarında yaşayan bir papağan vardı. Bu papağanın adı Sarp’tı. Sarp hangi ağacın altındaki gölgelikte serinleyen hayvan grubu varsa oraya gider, konuşmaları dinlerdi. Kim ne demiş, kim ne söylemiş, kimin ne derdi varmış, hepsini bilirdi. Sarp öğrendiklerini sağda solda anlatmaz, olayların hesaplaşmasını kendi iç dünyasında yapardı. Duydukları çok önemliyse, bunları arkadaşı zürafa Bili ile paylaşırdı. Zürafa Bili, Sarp’ın anlattıklarını önemsemez, ...
Quoted from "Naber80" Mesajınıza teşekkürler. Gün gelip dünya seni alkışlasın.