Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: AllaTurkaa.
Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert.
Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können.
Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang.
Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.
Gidişini kanıtlayan en büyük delil olmuştu hiç gelmeyişin! Gelmeyişine “ölüm” dedim gidişine “kıyamet” binlerce kez diriltilip kahpe bir sevdanın mahşer yerinde milyonlarca kez sorguya çekildim! Her sorgumda ayrı ayrı cehennemlere mahkum edildim…
Başlamadan bitti aramızdaki her şey! Bitti! Sen “Bitti!” bile diyemedin! “Başlayan şeyler bit(t)er ben seni sevmeye daha başlamadım ki…” derdim!
Aklımı dizginleyemiyorum! Sallandırmalıydım içimdeki sen’i ipin ucunda
Değmez dediklerimiz için ölüme gidiyorduk Oysa değmişti kalbi kalbime
Bir film şeridi geçiyor beynimden
Hayat falan değil sen geçiyorsun her şeritten
Ve saatime bakıyorum! Saat seni benden gittin geçiyor
Tam sırası asıyorum hayallerimi Dünlerimi yarınlarımı
gençliğimi kısacası gelmişimi geçmişimi
Şuan saatine bakıyor musun ?
Bilmem… Ama muhtemelen saat seni yaşam Beni ölüm geçiyor…
Benden çok uzağa git dedin ya
İşte bende gittim
taa yerin dibine kadar sevgilim…
Zaman geçer zaman siler çok sonra zaman hatırlatır yeniden size her şeyi yıllar sonra yine bir ayrılık sapağına geldiğinizde o son konuşma çınlar kulağınızda:
-Geri gelmeye cesareti olmayan bir korkak olduğun için dönemiyorsun ve bunun için gidiyorsun kabul et?
-Hayır! Yolumdan dönemediğim için değil seninle hiçbir yolda yürüyemeceğimi bildiğim için gidiyorum
Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım
her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi...
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini
takvimden günleri birer ikişer çalmama
aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin
görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle
hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik
kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye
o gün gelmezdi bir türlü
vade dolmazdı
birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi
yeni hayaller armağan ederdi bize
çocuk olur kanardık
sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk
seviyorduk
bir yaz gecesi dolunaydı
bana bakmıştın.
bende korkularımı yenmiştim
bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı
yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik
adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk
içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik
birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık
en güzel günlerimizdi o günler
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
sonra her şey değişiverdi
umutlarımızı yitirdik
kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize
dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın
kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk
ayrı dünyaları özledik
kendi peşimizden koştuk başkaları diye
şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor
beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
bir cennetten bir cennete geçmeliydim
itirazım olmazdı
sürgünleri bana vermemeliydin.
Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
ayrılık çığlıkları kanımı dondururken
gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip
kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim
benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin
ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım
bu sonu önce ben yazdım.
Sor kendineneden sattın ruhunu?
Söyle uğruna öldüğüm sen'i ne için öldürdüğünü
Gözleringülüşlerin hangi günahı oyuncak etti kendine?
Bakışların kimi kahraman etti kendine şimdi?
Hangi mutluluğa sattın da ellerinibaşka tenlere tuz oldu tenin
Sadece sor kendine sevgilim hiç mi sevmedin?
Elbet birileri girecek hayatıma. Elbet birileri gelip beni sevdiğini söyleyecek senden sonra... Ama ben buna ne kadar inanabileceğim? İnancımı kaybetmek, seni kaybetmekten daha acı.
Ayrılıkta vardı aşkın içinde. Her şey gibi…
Çok seven de az seven de bir gün giderdi… Herkes gibi. Hayat bana bir şey daha öğretti; aşk her şeydir ama her şey aşk değildir.
..../harflerin acizliğiydi işte
yirmi altısını reddettim, üçü yetti
ben ‘aşk’ dedim, sen ‘git’..
Neyse
ikimizde bildiğimiz en iyi şeyi yaptık neticede
ben sev’dim, sen de git’tin…
Göz bebeklerinde kendim yerine başkasını gördüğüm insan; yalan söylerken bile nasıl bu kadar masum dura biliyordun? Oysa ki sarılırken sana, başka bir tenin soğuk kokusunu varmış bedeninde. Bilmiyordum...
Peki bir geceliğine müsait mi yüreğin?
Sadece ölüp son bir kez gideceğim...
Deniz kokulu bir şehrin, düş gezginisin şimdi.
Bense vuslatın hasretinde bir mülteci…
Ne gece rüyalarıma uğrar oldun,
Ne de gündüz aklıma gelişlerin var.
Şimdi bütün yokluklar ilhamını senden alıyorken, Bende misin hala?
Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş o
lmuyorsun. İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye... Anlıyor musun?
Gel "biz" olalım demek kolay... Benimle HiÇ olur musun?
sonraya kalanlar, acı hatıraların ortağıdır.
işte bunu anladığında
-umutlar silinir gözlerinden,
çaresizliğine sarılırsın.
kısacık kestirmelerin ardından rüyalarda terk eder.
ağlarsın.
İşte o zaman mutluluk silinir gözlerinden.
Yalnızlık neymiş bir gün anlarsın...