Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

181

Wednesday, 27.11.2013, 17:21

DOST !
Dost hangi mesafede olmalı? Sizce..
Hep yanınız da var olan mı?
Kilometrelerce uzak da olsa bile varlığı yeten mi?
Dost doğruyu acı da olsa söyleyen mi?
Yoksa sizi incitmeden iyi ki!.. leri gösteren mi?
Dost acınız da Ah! larla, Vah! larla sizle yanan mı?
Aynı acıyı hissedip size tekrardan gülmeyi hatırlatan mı?
Dost sadece dertlerinizi, yalnızlığınızı avutan mı?
Yada mutluluğu paylaşırken mutluluktan gözleri dolan mı?

DOST!.. Nasıl olmalı sizce!..

Gerçek dost!.. Size kırılmaz!.. Sizi anlar...
Gerçek dost!.. Aranmayı beklemez!.. Her özlemde arar...
Gerçek dost!.. Mesafe tanımaz!.. Yüreğinde taşır...
Gerçek dost!.. Sevgi eksikliği hissetmez!.. O zaten tamdır...

Gerçek dost !.. Hiç bir zaman Unutmaz !.. Unutulmaz !

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

182

Thursday, 28.11.2013, 21:47

Bugün yaşayacağım her şeyi ben seçeceğim;

Ya kızacağım yağmura etrafı ıslatıyor diye, Ya da seveceğim onu çiçeklerimi suladığı için...

Ya sıkılacağım param yok diye, Ya da harcamalarımı planlayıp, müsriflikten uzak kalmaya çalışacağım...

Ya sızlanacağım bozulan sağlığıma, Ya da hayatta olmayı kutlayacağım...

Ya içli içli sitem edeceğim anne babama, beni büyütürken veremedikleri şeyler yüzünden, Ya da onları yürekten seveceğim beni dünyaya getirdikleri için...

Ya sıkıntı basacak dikenli güllere katlanmak zorundayım diye, Ya da dikenlerin gülleri var diyerek umut dolacağım...

Ya kaybettiğim dostlar için yas tutacağım, Ya da yeni insanlarla yeni dostluklar peşinde koşacağım...

Ya işe gitmek zorunda olduğum için mızırdanacağım, Ya da gidecek bir işim olduğu için sevinç dolacağım...

Ya ev işleri yapmak eziyet olacak bana, Ya da işlerini yaptığım o evde aklımı, ruhumu ve bedenimi barındırabildiğim için minnettar olacağım...

Belki yeni şeyler öğrenmek istemeyecek canım, Ya kızgın olacağım -öğrenmek gereken ne çok şey var- diye, Ya da ufak tefek de olsa faydalı ne varsa öğrenmeye çalışacağım...

L.Rosten

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

183

Thursday, 28.11.2013, 22:52

TEK BİR HAYATINIZ VAR
Daha az konuşun, daha çok dinleyin.
Yerler kirlense, masa örtünüz lekelense bile daha çok arkadaşınızı akşam yemeğine davet edin.
Size gençliğini anlatmaya çalışan yaşlılara daha çok vakit ayırın.
Eşinizin sorumluluklarını daha çok paylaşın.
Televizyon seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlayıp gülün.
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeçin.
Size benzemeyenler, sizden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı sizi ilgilendirmesin.
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için Allah’a şükredin.
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona erecek.
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.

Emma Bombeck

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

184

Thursday, 28.11.2013, 23:05

İŞTE ÖYLE BİRİ
Sizi sizin kadar tanıyan biri.. Kendini ve hayatı çok iyi tanıyan biri...
Sizi hep düşünen, ama sizin onu düşünüp düşünmediğinizi önemsemeyen biri...
Size sizi anlatabilen, sizi başkalarına anlatmayı çok seven, bunu yaparken gözlerinin içi parlayan biri... Sizin için her şeyi yapmaya, her şeyi başarabilmeye hazır biri.. Ne söylediğini bilen, söylediğini her şeyin arkasında duran, verdiği sözü tutan, randevularına geçikmeyen biri... Nerede nasıl davranacağını kiminle nasıl konuşacağını ortama uymasını bilen biri... Çoçukla çoçuk gençle genç yaşlıyla yaşlı olabilen bunu yapmaktan keyif alan biri...

Gülünecek yerde çekinmeden gülebileni ağlanacak yerde gözyaşlarını saklaya bilen biri... Bazen kıskanç, bazen huysuz,bazen şımarık,bazen bencil, bazen kaprisli, bazen kavgacı, bazen inatçı, bazen geveze ama hep iyi niyetli biri... Sizi kırmaktan incitmekten korkan, size zarar vermeye kalkanlara bütün benliğiyle karşı koyan biri... Kimseye anlatmadığınız sırlarınızı çekinmeden anlatabileceğiniz, çekinemediğiniz, düşüncesine her zaman ihtiyaç duyduğunuz ne söylediğini bildiğinden hep emin olduğunuz biri...

Sana ihtiyacım var dediğinizde nerede olursa olsun koşup gelen sıkıntılı anlarınızda yanı başınızda olan ve sizi dinlemekten hiç bıkmayan biri... Birlikte, yemek
yemekten, film izlemekten, tiyatroya gitmekten, parkta aylak aylak dolaşmaktan, şarkı söylemekten, müzik dinlemekten hoşlandığınız biri... Romantikliğiyle sizi duygu denizinde uçurabilen, gerçekçiliğiyle ayaklarınızın yere basmasını sağlayabilen biri... Süprizleriyle sizi şaşırtan çılgınlığıyla şoka sokan biri... Her zaman güvendiğiniz, size asla ihanet etmeyeceğini bildiğiniz, sizi yarı yolda bırakmayacağından hep emin oldunuğunuz biri... Sizinle sonsuza kadar birlikte yaşayacakmış gibi hissettiğiniz, sevmeden edemediğiniz, onun da sizi sevmekten asla vazgeçmeyeceğini bildiğiniz biri...

HAYATINIZDA BÖYLE BİRİ VAR MI ?
VARSA KIYMETİNİ BİLİN...

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

185

Friday, 29.11.2013, 10:15

Ayaklarının üstünde durmasını öğrenmelisin
Sendeleyerek ya da tökezleyerek değil
Dimdik ayakta durmasını.
Dürüst olmasını öğrenmelisin
Yalanla ve dolanla değil
Tıpkı bir ayna gibi olmasını.
İçten bir gülüşü öğrenmelisin
Sinsice tebessümü ya da sırıtmayı değil..!
Sımsıcak bir gülüşü.
Yaşamla kıyasıya mücadeleyi öğrenmelisin
"Pes ettim" ya da "Korktum" demeyi değil
İnanmış bir kalple mücadeleyi.
Öğrenmelisin
Ve sana son sözüm:
Bir gün gerçekten sevmeyi öğrenmelisin
Kırmayı ve incitmeyi değil
Gerekirse küçük bir kalpte
Koca bir sevgi olmayı öğrenmelisin..!

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

186

Friday, 29.11.2013, 10:52

HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİL!
Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorsanız, siz de benim gibi bu yazıyı çok seveceksiniz...
"Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz.
Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz; belki o da arkadaşınız, komşunuz, uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı...
Her kim olursa olsun, o kader anında hayatınızın bir biçimde etkileneceğini bilirsiniz. Bazen de hayatınızda öyle olaylar yaşarsınız ki; o anda bu olaylar size korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür.
Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydınız, asla potansiyelinizin, gücünüzün, azminizin ve yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız.
Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır.Hiçbir şey tesadüfen, kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez. Hastalık, yaralanma ve deneyimsizlikler, ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır.
İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi. Güvenli ve rahat, ancak boş ve gayesiz...
Yaşamınızı, başarılarınızı ve düşüşlerinizi etkileyen insanlar, kimliğinizi yaratan insanlardır.
Kötü tecrübeler bile birilerinden öğrenilebilir. Bu dersler en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır.
Eğer biri sizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, size güveni ve kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları affedin.
Eğer biri sizi severse, siz de bunun karşılığında onu koşulsuz sevin; sadece onlar sizi sevdiği için değil, size sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğiniz ya da hissedemeyeceğiniz şeylere kalbinizi ve gözlerinizi açmanızı öğrettikleri için.
Her günün tadını çıkarın.ama düşüne düşüne. Her anın değerini bilin ve belki de tekrar yaşayamayacağınız bu andan alabileceğiniz en fazla şeyi almaya bakın.
Daha önce hiç konuşmadığınız insanlarla konuşun, onları dinleyin, zincirlerinizi kırın ve gözünüzü zirveye dikin.
Başınızı dik tutun, çünkü bunun için her türlü hakkınız var. Büyük bir insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize inanın.
Eğer kendinize inanmazsanız, hiç kimse size inanmaz.

Alıntı

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "Atilla_Ky" (29.11.2013, 10:57)


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

187

Friday, 29.11.2013, 11:04

GÖNÜL İNSANI
Gönül insanı, ne düzeninin bozulmasından ye’se düşer,
ne de bütün insanların ona karşı olmasından dolayı sarsıntı yaşar...
“bu dünya, darılma dünyası değil, bir dayanma âlemidir” diyerek dişini sıkar, sabreder,
maruz kaldığı durumlardan kurtulmak için de alternatif çıkış yolları arar
ve en kritik anlarda dahi değişik stratejiler üreterek hep azm u ikdamda bulunur.

SIZINTI

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

188

Friday, 29.11.2013, 11:22

Biz dünyaya anlaşılmak için değil anlamak için geldik. Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsaydık hayat ne kadar güzel olurdu.

RENAN

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

189

Friday, 29.11.2013, 12:01

Hayatınız boyunca bir kurban olmak zorunda değilsiniz.
Tam şu anda ne olduğunuz, geçmişteki seçimlerinizin bir sonucudur.
Ne olacağınız ise bundan sonra yapacağınız seçimlere bağılıdır.

Ivan Burnell

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

190

Friday, 29.11.2013, 12:02

Hayat olması gerektiği gibi değildir. Olduğu gibidir.
Onu değiştiren onunla başa çıkma biçimimizdir.

Virginia Starr

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

191

Friday, 29.11.2013, 12:11

‘Her insanın yaşamı, kendi içine uzanan bir yol, bir yolu ele geçirme çabası, bir yolun üstü kapalı dışavurumudur. Hiç kimse tümüyle kendi kendisi olamamıştır asla; ama herkes kendi kendisi olabilmek için didinir… Bazıları vardır hiç bir zaman insan olamaz… Ama herkes Tanrı’nın sonradan insan olma amacını gerçekleştirmesi istenen bir yaratısıdır. Hepimizin çıkıp geldiği yer ortaktır, annelerden geliyoruz hepimiz, aynı kuyudan çıkıp geliyoruz; ama her birimiz derinliklerden fırlatılmış bir deneme ve bir yaratı olarak kendi hakikatine ulaşmaya savaşıyor. Birbirimizi anlayabiliriz ama her birimiz ancak kendi kaderini yaşar.’

‘Ben de sizin gibi çaresizlik içindeyim, yaşamın zalimliğinin üzüntüsünü yaşıyorum sizin gibi. Ama yine de dönüp dolaşıp yaşamıma bir anlam kazandırmaya çalışıyorum, böylelikle anlamsızlığın yenilebileceği kanısındayım. Ve inanıyorum ki yaşamın anlamlılığı ya da anlamsızlığından ben kendim sorumlu değilim; ancak sorumlu olduğum bir şey varsa –bir kezliğine- kendi yaşamım karşısında takındığım tavırdır.’

Hermann Hesse

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

192

Friday, 29.11.2013, 12:12

Hayatta kimseyi değiştiremezsin.
Ve kimse için değişmemelisin.
Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için.
Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.

Charles Bukowski

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

193

Friday, 29.11.2013, 12:19

Üzülme!
Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.

Üzülme!
Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!
Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki…

Üzülme!
Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki… Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!
Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

Üzülme!
Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki… Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.
Üzülme! Seni bir “İşiten” var. Seni, senin kendini bile sevmenden önce O sevdi. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin. Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, Senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!
O’nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan göz yaşları içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: “Lâ tahzen, innAllahe meânâ.”

Senai DEMİRCİ

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

194

Saturday, 30.11.2013, 13:39

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen, Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir Ve dahası sen MUTLU BİR İNSAN olursun …

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

195

Saturday, 30.11.2013, 13:49

Arkadaş yerine göre acıyı paylaşmaktır.
Hüzne ortak olmaktır arkadaş.
Ağacın dalı gülün dikeni gibidir arkadaş. Kelebeğin kanadındaki zarifliktir..Arkadaş. Kelebeğin kanadındaki zariflik..
Mutluluğun resmidir arkadaş.
Sevgiyi dostluğu paylaşmaktır. Akıcı bir romandır arkadaş.
Hiç bitmesini istemediğiniz bir senfonidir...

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

196

Saturday, 30.11.2013, 13:52

Mutluluk Gönülden Vermektir Bir gezgin, dağ bayır gezerken bir akarsuyun içinde değerli bir taş bulur. Ertesi gün yolda bir adamla karşılaşır. Adam çok açtır. Gezgin torbasındaki yiyeceği karşılaştığı bu kişiyle paylaştırır. Ama erzak çantasını açarken adamın gözü çantadaki değerli taşa ilişir. Gezginden bu değerli taşı kendisine vermesini ister....... Gezgin hiç duraksamadan değerli taşı adama uzatır. Adam başına konan talih kuşundan memnun, aceleyle oradan uzaklaşır. Artık kendisine ömür boyu maddi güvence sağlayacak değerli taşın sahibidir. Bir kaç gün sonra gezgin, arkasından koşarak kendisine yaklaşan adamı görür. Adam nefes nefese değerli taşı gezgine uzatır. "Senden ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündüm. Bu taşın ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Ama onu sana geri vermek senden daha değerli bir şey almak istiyorum. Bu taşı bana rahatlıkla vermeni sağlayan o içindeki şey her ne ise ondan istiyorum" Sahip olduğun maddi şeyleri vermek, vermenin en kolay yoludur. Ama burada bile takılı kalan ne çok insan var. Gerçek vermek, kişinin kendinden, özünden vermesidir. Emerson''un dediği gibi: "Yüzükler ve mücevherler armağan değildir. Gerçek armağanı veremediğin için dilenen özürdür. Gerçek armağan kendinden bir parçayı verebilmektir." Dünyaya sahip olduğunun en iyisini ver, en iyi sana geri gelecektir. Kendinin en iyisini vermeye bugün başla. Sevdiklerine zamanını ver, dikkatini ver, ilgini ver, bilgini ver, pozitif bakış açını ver, onlara değer ver. Yüreğindeki armağanları ver, sevgini, anlayışını, neşeni, şefkatini ver, affediciliğini ver. Zihnindeki armağanları ver, rüyalarını, fikirlerini, yaratıcılığını, yeteneklerini sun dünyaya... FARK YARATIN..

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

197

Saturday, 30.11.2013, 14:06

Bugün yenilebilir, istediğimi elde edemeyebilirim. Hatta bu yüzden ağır yaralar da almış olabilirim. O zaman köşeme çekilmem, gerekirse dibe inmem gerekir. Yaralarımı sarmak, hatalarımı anlamak ve yeniden daha güçlü başlayıncaya kadar biraz dinlenmek için…Kaybetmekten korkma… Kaybetmek de kazanmak da geçici… Bazen kazanır, bazen kaybeder, yaşar gideriz… Ne bugün kazananlar ebediyete kadar kalacaklar, ne de kaybedenler… Her şey gelip geçici… Yeter ki yüreğinde kaybetme, yeter ki zihninde kabullenme sürekli kaybeden olacağını…Geçmişte ruhunda açılan yaraların bıraktığı izlerle gurur duy. Çünkü bu izler, yaşadığının, denediğini ve her şeye rağmen denemeye devam ettiğini gösterir. Yarası olmayan bir ruh, yaşamamış bir ruhtur.

Aret Vartanyan

199

Tuesday, 3.12.2013, 10:47




Hayatımıza olumlu yaklaşım ile bakmaya çalışalım:

* Hayat aslında güzeldir, ancak dikkatsiz, duyarsız ve duygusuz yaşadığımızdan güzellikleri ıskalıyoruz.
* Ne güzelliklere özen gösteriyoruz, ne ayrıntılara dikkat ediyoruz, ne de elimizdeki artıları görmek için çabalıyoruz.
* Düşünün lütfen: Sabah uyandığımızda hangimiz, bize o günü de yaşama şansı vereni hatırlayıp şükrediyoruz?
* Kaçımız, “Bugün çok özel, çok güzel bir gün, çünkü ben bugün de yaşıyorum” deyip neşeyle kendimizi kutluyoruz?
* Hadi bugün bilinçli yaşayalım...
* Herkesin bugünü yaşama şansı olmadı, dün gece binlerce kişi öldü; biz ise yaşıyoruz.
* Biz kendimizi sevmezsek, başkaları bizi niçin sevsin?
* Hem neden kendimizi sevmeyecekmişiz? Biz ALLAH’ ın müstesna eserleriyiz.
* Alabildiğine de umutlanalım. Çünkü onsuz hiç bir şey olmaz: Yaşamak dahil.
İnancınız varsa umudunuz da olacak...
* Umudumuz olunca korkmayalım; inanalım ki, imkânlarımız ve fırsatlarımız da olacaktır.
* Eşimize, çocuklarımıza, anne ve babamıza, yani hayata gülümsediğimiz zaman.
* Pencereyi açıp nemli sabah meltemini, hayatı içimize çeker gibi, soluklanalım. Soframızda pastırma-sucuk yoksa ne gam; soframızdakini bulamayanlar da var, şükredelim.
* Kapıdan çıkarken eşimizi öpmeyi unutmak yok, işten telefon etmeyi de...
* Sorunlarımız elbette olacak. Sorunsuz insan, sorunsuz cihan olmaz, ama hiç bir sorun kıyamete kadar da sürmez, bir şekilde çözülür.
* Başınızı dik tutun, ufka doğru bakın: Çiçekler, kelebekler, deniz, rüzgâr, güneş ve her şey... Gözlerinizin önünde sergilenen her şey sizin huzur ve mutluluğunuz için yaratıldı. Siz çok özelsiniz. Ve çok da şanslısınız.

* Herkes hayata kendi yürek penceresinden bakar ve sadece görmek istediğini görür.

Hayata olumlu bakan, olumlu bakıştan üreyen umut ve cesaretle daha atak, daha cesur, daha moralli oluyor. O zaman sorunların üstesinden daha rahat geliyor.

Sorunların sonu gelmez. Biri bitince öbürü başlar. Önemli olan problemlere hapsolmamak, hayata olumlu yaklaşmak ve mutlu anları yakalamaya çalışmaktır.
Bunları niçin yazıyorum, mutluluk ve umut insanın karnını doyurur mu? Evet dostlarım, doyurur.

Çünkü mutluluk moral ve umut verir.
“Bunlar neye yarar?” derseniz;

* Düşünmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* İbadet etmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Hayır yapmak için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* İlâhi” bir armağan olan doğal güzellikleri görüp idrak ederek hamd etmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Çocuklarımıza ilgi göstermek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Yeni yatırımlar yapıp üretmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Başarmak için, kazanmak için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Karnımızı doyurabilmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Kısacası, yaşamak için morale ve umuda ihtiyacımız var.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

200

Wednesday, 4.12.2013, 10:22

Bazen seni seviyorum diyemez insan, onun yerine;
• Dikkat et kendine, der
• Fazla yorma kendini, der
• Hava soğuk, sıkı giyin, der
• Hız yapma dikkatli git, der
• Gidince beni ara, der
• Geç yatma erken kalkacaksın, der,
...der, der durur.