Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

OguZugO

Stajyer

  • Konuyu başlatan "OguZugO"

Mesajlar: 42

Kayıt tarihi: Sep 7th 2006

Konum: Özgür olduðum her yer

  • Özel mesaj gönder

1

Saturday, 7.10.2006, 13:17

Tenknoloji Yararlımı? Zararlımı? Sizce!

Mutfak mikseri aslında elektronik bir canavar mı?
Günümüz dünyası hızla teknolojinin egemenliğine girerken, teknolojik uygulamaların sağlığa etkileri de bilimin büyüteci altına alındı. Özellikle iletişim teknolojilerinin görülmemiş derecede gelişmesi ve kullanım alanlarının artması sonucu, bu cihazlardan kaynaklanan elektromanyetik kirlilik de insanoğlunu dört taraftan kuşatmış bulunuyor.
Günlük yaşamımıza giren baz istasyonları, cep telefonları, yüksek gerilimli elektrik hatları, PC ve elde taşınabilir bilgisayar ekranlar elektromanyetizma kaynağı oluşturuyor, yani radyasyon (ışınım) yayıyorlar.
İnsan kendi ürettiği ve kullanmaya başladığı cihazlar nedeniyle, doğanın kendisinde var olan normal ışınım ortamında artık yaşamıyor. Doğadan etkilendiğimiz ışınımın kat be kat üstünde bir ışınım alanının etkisi altına girdik.
20. yüzyılın başından beri elektro manyetik alanlar kullanan cihazların hızlı gelişimi, sağlıkla ilgili endişeleri arttırdı. Elektro manyetik kirlilik en çok günlük teknolojilerin çalıştıkları radyo-frekans alanında görülüyor. Yüksek enerji hatları, radyo ve televizyon, mikro dalga fırınlar, cep telefonları, bilgisayarlar vb.

Radyo frekansları
Bir de radyo frekanslarına kıyasla daha yüksek enerjili radyasyon yayan x ışınları, gama ışınları ve bir kısım morötesi ışınlar var. Etkileri bakımından, yüksek frekanslı ve yüksek enerjili bu ışınların, maddenin atomlarını değiştirici veya parçalayıcı özellikleri olması nedeniyle iyonlaştırıcı diye adlandırıyor ve canlı yaşam için çok daha tehlikeli sayılıyor. Radyo dalgalarının frekanslarının ise bugünkü bilgilere göre iyonlaştırıcı etkileri yok veya yoğunluklarına göre daha az.

Ancak hepimizin en yaygın olarak maruz kaldığı radyo frekans alanındaki ışınımın sağlık üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinemiyor.

İyonlaştırıcı olmayan radyo frekans alanında çalışan cep telefonların ve diğer cihazların çok sık ve yakın kullanımı

• Kanser yapıyor mu?
• Psikolojik bozukluklara yol açıyor mu?
• Bedenin bağışıklık sistemini bozuyor ve canlıları hastalıklara açık hale getiriyor mu?

sorularına bilim henüz kesin yanıtlar veremiyor. Bilim bu soruların bazısına kesin evet diyemezken, örneğin bazı beyin fonksiyonlarının etkilendiği kesinleşmiştir.

TÜBİTAK ne diyor?
TÜBİTAK'ın yeni yayımladığı Elektromanyetik dalgalar ve insan sağlığı başlıklı sorulu yanıtlı küçük broşürde şöyle deniyor: "Bu tür dalgaların kanserle ilişkisi ortaya konmamıştır". Ancak broşürde, cep telefonları ve baz istasyonlarından yayılan ışınımın etkileri konusunda henüz tam olarak bilinmeyen bir çok nokta bulunmaktadır" denmektedir.

Kanser ve diğer bazı hastalıklarla kesin ilişkisinin henüz gösterilmemiş olması, yoktur anlamına gelmiyor. Günümüzde sürmekte olan çok boyutlu bir çok bilimsel çalışma ile bu ilişki çok daha kapsamlı araştırılmaktadır.

Bilim adamlarına göre,

a) Her şeyden önce, biyofizik kurallarına göre frekans yükseldikçe, elektromanyetik dalgaları insan organizmasına çok daha derinlemesine nüfuz edebiliyor. Mikrodalganın da içinde bulunduğu radyo dalgaları insan vücudunda ancak birkaç milimetre yüzeye inebilirken, daha yüksek frekanslar bedenin çok daha derinliğine nüfuz edebiliyor.

b) Bu frekanslar, kalsiyum, potasyum, sodyum vb. frekanslarına denk düştüğü için elektromanyetik alanlarla organizma arasında etkileşim artıyor.. Bilim dünyası, cep telefonu , bilgisayar gibi elektronik aygıtların oluşturduğu elektromanyetik alanların insan vücudu üzerindeki zararları konusunda kesin sonuçlara henüz varmasa da, bazı bulgular bu tür dalgaların çocuklarda lösemi, melatonin salgısının azalması gibi rahatsızlıklara yol açtığı kuşkularını artırıyor.

Günlük yaşamımızın bir parçası olan cep telefonları, PC ve elde taşınabilir bilgisayar ekranları ve yüksek gerilimli elektrik hatlarından yayılan çok alçak frekanslar pek çok ülkede belirlenen normlara uygun görülse de, bazı bilim insanları, çocuklarda lösemi hastalığında etkileyici rol oynadığı konusunda ortak görüş bildiriyor.

Etkisi çok
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün 1999 yılında hazırladığı bir rapora göre, sürekli yüksek frekanslara maruz kalan 6 yaşından küçük çocuklarda lösemi hastalığının oluşma riski 4.5 kat artıyor.

Buna karşılık bilim adamları yetişkinler söz konusu olduğunda kesin ifadeler kullanmak için henüz gerekli verilere sahip olmadıklarını ifade ediyorlar. ABD Çevre Sağlığı Ulusal Enstitüsü Direktörü Dr.Kenneth Olden, laboratuvar deneylerinden farklı olarak hastalar üzerinde yapılan testlerin elektromanyetik dalgalarla hastalıklar arasında kesin bir bağ kurulmasını zorlaştırdığını belirtiyor.

Bilgisayar, cep telefonu gibi aygıtların oluşturduğu elektromanyetik alanların depresyon, uyku bozuklukları, bağışıklık sisteminde sorunlar gibi bir dizi rahatsızlığa yol açtığından da kuşkulanılıyor.

TÜBİTAK'ın hazırladığı kitapçıkta şöyle deniyor: "Cep telefonlarından yayılan elektromanyetik dalgaların beyin fonksiyonlarını kısa süreli etkilediği gösterilmekle beraber, bu değişimlerin baş ağırıs, uykusuzluk veya psikolojik bozuklukla ilişkisini gösteren bir bilimsel kanıt elde edilemedi".

Ancak şimdilik gösterilebilen beyne etkisi konusundaki ilk bulgular arasında şunlar vurgulanmaktadır: Elektriksel aktivitelerinde ve dikkat, hatırlama, tepki verme gibi algılama fonksiyonlarında kısa süreli değişimlere neden olduğu gösterilmiştir...

Fransız bilim dergisi Science et Avenir'de yayımlanan (Aralık 2001) geniş bir rapora göre, araştırmalar, yüksek enerjili ışınıma maruz kalan insanların ise, beynin sağladığı ve biyolojik ritmler için vazgeçilmez olan hormonunu azalttığını ise kesin ortaya koydu.

Radyo Frekansları
Melatonin, cinsel hormonların ve stres hormonlarının salgılanmasını belirleyen beynimizdeki hipofizin aktivitesini düzenliyor. Yüksek frekanslı ışınımlar melatonin salgısını azalttığında, hipofizin aktivitesi engelleniyor ve buna bağlı olarak stres hormonlarının salgısı arttığı için bağışıklık sistemi de etkinliğini yitiriyor.

Bu durumun muhtemel sonuçlarından biri de bağışıklık sistemimizin, organizmada ortaya ıkabilecek tümörlü hücrelere veya diğer hastalıklarla mücadelede zayıflama olasılığı.

Melatoninin azalması aynı zamanda psikolojik durumu da olumsuz etkileyebiliyor. Nitekim, Kuzey Karolina Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, ABD'de beş elektrik tesisinde çalışan kişiler arasında intiharların büro personeline göre iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Baz istasyonları üzerine araştırma: Bol stres
Fransa Lyon'daki Uygulamalı Bilimler Ulusal Enstitüsü'nden Roger Santini'nin 530 kişi üzerinde yaptığı bir araştırma, baz istasyonlarına göre bulunan mesafe ile ortaya çıkan rahatsızlıklar arasındaki paralelliği göstermesi bakımından dönem taşıyor. Yanında yıldız olan rakamlar, baz istasyonlarına 300 metreden daha uzak yaşayanlar ya da elektronik alanlara hiç maruz kalmayanlarla, diğer grup arasındaki büyük farkı ortaya koyması açısından önem taşıyor.

Ortaya çıkan verileri değerlendiren Santini, baz istasyonları çevresindeki elektromanyetik alanlarda ölçülen oranların uzaklık arttıkça azaldığını belirtiyor. Ancak yine de bazı semptomların azalmasında 200 ila 300 metrelik uzaklık bile yetersiz kalabiliyor.

Yeni araştırmalar
Özellikle düzgün ve kurallarına, standartlara göre yerleştirilmemiş ve yaydığı radyasyondan direkt etkilenen insanlarda kronik yorgunluk, sinirlilik, uykusuzluk, kaygı, baş ağrısına neden oluyor. Science et Avenir dergisine göre, son yapılan araştırmalar baz istasyonlarının bu tür semptomlara yol açtığını gösterdi. Ancak istasyonların düşük, lösemi gibi bir çok daha ciddi sorunlara yol açıp açmadığı konusunda bilimsel araştırmalar yapılıyor. Bunların sonucu önümüzdeki yıllarda alınacak.

Radyo dalgalarının zararını azaltmak mümkün mü?
Elektronik bir cihazın oluşturduğu elektromanyetik alanı yok etmek için aygıtı Faraday kafesine sokmak gerekiyor. Bu tür bir alanın olumsuz etkilerini ancak askeri malzemelerin zırh kaplamasında kullanılan demir, krom ve molibden oluşan bir alaşım olan Mutemal durdurabiliyor. Ancak bu maddenin çok pahalı olması günlük yaşamdaki ürünlerde kullanımını zorlaştırıyor.

Fransız bilim adamlarının üzerinde çalıştığı bir başka yöntem ise bir umut ışığı olarak görülüyor. Chalon-sur-Saone'daki Tecnolab biyofizik laboratuvarında yapılan deneylere göre cep telefonuna eklenen küçük bir alüminyum kapsül, dalgaların kısa ve uzun vadeli biyolojik etkilerini azaltabiliyor.

Laboratuvarda fareler, tavuklarla yapılan deneyler cep telefonları ve bilgisayar ekranlarının bu tür gizemli küçük alüminyum kapsüllerle donanması halinde stres hormonlarının belli oranda azaldığını gösterdi.

Araştırmacılar bu yöntemin kesin etkililiğini kanıtlayabilmek için deneylerin artırılması gerektiğini belirtiyorlar. Yöntem halen cep telefonları, PC monitörleri ve elde taşınabilir bilgisayarlar üzerinde deneniyor.

Bilgisayar ekranları stres ve göz bozukluğu kaynağı
Bilgisayar başında çalışan bir grup ofis personelinde "bina sendromu" hastalığını inceleyen İngiltere'deki Reading Üniversitesi'nden Clements Croome'a göre, bilgisayar ekranlarından yayılan elektromanyetik ışın mesleki stres semptomlarının üçte birisinin nedenini oluşturuyor. "Revue japonaise d'ophtalmologie clinique"te (Fransa) Dr.Miyata, 1999 yılında yayımlanan araştırmasında, video oyunları başında dört saatini geçiren bir kişinin göz korneasında bozukluklar belirlendiğine dikkat çekmişti.

Çocukta kanser nedeni
ABD'de 70'li yılların başında yüksek gerilimli hatlarla çocuklarda kanser hastalığı arasındaki paralelliğe dikkat çekilmişti. Günümüzde ise İngiliz araştırmacılar bu ilişkiyi gösterdiler.

Cep telefonları: Hücre ölümü mü?
Cep telefonlarının yaydığı mikrodalgaların beyin tümörlerine yol açtığı iddiası henüz kanıtlanmış değil. Bazı yoğun kullanıcılar sık sık baş ağrıları ve yorgunluktan şikayetçi. Kısa bir süre önce Moskova'daki Bilim Akademisi tarafından yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre (Science ad Avenir dergisi), gün içinde cep telefonlarıyla yapılan 45 dakikalık bir görüşmenin ardından hücrelerdeki azot oksit (NO) miktarının arttığı gözlendi. Nöronlara zarar veren azot oksit hücre ölümüne yol açabiliyor.