bdulmuttalib bin Rabîa bin el-Haris rivayet edip şöyle dedi:
“Rabîa bin el-Haris ve Abbas bin Abdulmuttalib toplanıp, Beni ve Fadl’ı kast ederek Vallahi şu iki oğlanı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e göndersek, bunlar Onunla konuşsalar, O da bunları zekat üzerine amil tayın etse. Zekat amili kimselerinin yaptıklarını yapsalar, onların aldığı ücreti bunlar da alsalar, şeklinde konuştular.
Abdulmuttalib dedi ki:
−Onlar bu şekilde konuşurlarken, Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) geldi ve önlerinde durdu. Bu meseleyi ona da söylediler.
Bunun üzerine Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh):
−Bunu yapmayın! Vallahi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu yapmaz dedi.
Rabîa bin el-Haris itiraz edip:
−Vallahi sen bunu bize hasedinden yapıyorsun. Sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in damatlığına eriştin de biz seni asla haset etmedik dedi.
Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh):
−Peki, iki oğlanı gönderin dedi. İkisi çıkıp gittiler, Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh)’de yan üstü uzandı.
Abdulmuttalib şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırınca ondan önce hücresine gidip hücrenin yanında durduk. Nihayet Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi ve kulaklarımızı tuttuktan sonra:
−‘İçinizde sakladığınız şeyleri çıkarın’ buyurdu. Sonra hücreye girdi, biz de yanına vardık. Kendisi o gün Zeyneb binti Cahş (Radiyallahu Anha)’nın yanındaydı. Biz her ikimiz de sözü diğerimize havale edip söze başlamasını bekledik. Sonra birimiz şöyle konuştu:
−Ya Rasulallah! Sen insanların en iyisisin ve insanlara pek çok iyilikler ulaştırırsın. Bizler buluğ çağına varmış haldeyiz. Biz sana şu zekatlardan bazısına bizleri zekat memuru tayin etmen için geldik. Eğer memur tayin edersen, onların eda ettiği görevi biz de eda ederiz, onların isabet ettiği gelire biz de isabet ederiz dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uzun müddet, hatta biz tekrar konuşmak isteyinceye kadar sukut etti. Tam bu sırada Zeyneb binti Cahş (Radiyallahu Anha), perdenin arkasından bizlere:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile konuşmayın diye işaret etmeye başladı. Bundan sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Şüphesiz bu zekat amilliği Muhammed’in ailesine yaraşmaz. Sadaka insanların kirleridir. Mahmiyyeyi (Bu şahıs ganimetlerden alınan beşte bir gelirin sorumlusu idi) ve Haris bin Abdulmuttalib oğlu Nevfeli bana çağırın’ dedi.
Bunlar Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına geldiklerinde. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mahmiyyeye, Fadl bin Abbas’ı göstererek:
−‘Kızını bu gence nikâh et’ buyurdu. Mahmiyye kızını Fadl’a nikâhladı. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Nevfel bin el-Haris’e:
−‘Kızını bu gence nikâhla’ buyurdu. O da kızını bana nikâhladı. Müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mahmiyyeye:
−‘Bu gençler için kızlara humus malından şu kadar, şu kadar mehir ver’ buyurdu.”
Müslim 1072/167, Ebu Davud 2985, Nesei 2608, Ebu Ubeyd 841, Ahmed 17521, Albânî İrva 879