~AYET-İ KERİME~
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM (Resûlüm!) De ki: “Ey mülk ve hâkimiyet sahibi Allah’ım! Sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çekip alırsın; dilediğini yükseltir, dilediğini de alçaltırsın; (her türlü) hayır yalnız senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye kâdirsin.” (Al-i İmran:26
Tefsiri: 26. Bu iki âyeti kerime gösteriyor ki; Bütün kâinatta hakikaten hakim olan, ve tasarruf eden zat, Cenab'ı Haktan başka değildir. Bütün kâinatta meydana gelen değişikl...iklerin varlığı, bu ilâhî hakimiyetin birer parlak açık delilidir. Binaenaleyh, İslâmiyetin galibiyetine, bir çok yerlere yayılacağına dâir olan Hz. Peygamber'in beyanlarının imkânı da, tahakkuk edeceği de böyle hârikaları vücude getirmekte olan kerem sahibi yaratıcının irâde ve kudret bakımından asla uzak görülemez, nitekim tahakkuk da etmiştir.
İşte buyunıluyor ki: Yüce Resulüm! Senin gelecekte nice muvaffakiyetlere nail olacağını uzak görenler varsın öyle görsünler! Sen (de ki. Ey Allah'ım! Ey mülkün sahibi! Sen mülkü) malı, makamı, maddî ve manevi işlerde tasarrufu (dilediğine verirsin) buna kimse mâni olamaz. (Ve mülkü dilediğinden) irade buyurmuş olduğun şahıstan veya kavimden (çeker alırsın) buna da kimse engel olamaz. (Ve dilediğini aziz edersin) dilediğin kulunu dünyada da âhirette de yardım ve başarıya ulaştırarak kadrini yükseltirsin. (Dilediğini de zelîl kılarsın) nimetten, devletten mahrum bırakırsın. Hiç bir kimse bizzat bir şeye sahip değildir. Veren de alan da ancak Allah Teâlâ'dır. Ya Rabbi! (hayır senin kudret elindedir.) Bütün hayır, bütün izzet ve şeref senin irade ve kudretine bağlıdır. Artık hiçbir kimse nail olduğu bir nimetten, bir devletten dolayı mağrur olarak nîmete karşı nankörlükte bulunmamalıdır. Bunu Cenab'ı Hakkın bir lütuf ve keremi bilip karşılığında şükrünü ifaya çalışmalıdır. (Şüphe yok ki, sen) ey Yüce mabud, ey Yüce Yaratıcı (herşeye fazlasıyla kadirsin) senin kudretin sonsuzdur. Mülkünde dilediğin gibi tasarruf buyurursun