Giriş yapmadınız.

TürkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • "TürkEce/GnL" bir kadın

Mesajlar: 47,568

Kayıt tarihi: Sep 16th 2010

Konum: TC İstanbul/allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

201

Wednesday, 9.04.2014, 10:38


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

202

Monday, 26.05.2014, 22:01

Bir ankete göre insanları en çok rahatlatan 4 koku;
1- Taze pişmiş ekmek kokusu
2- Temiz çarşaf kokusu
3- Yeni biçilmiş çimen kokusu
4- Yağmur sonrası toprak kokusu..


Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

203

Saturday, 31.05.2014, 08:07


  • "RenksizGazete" bir erkek

Mesajlar: 12,464

Kayıt tarihi: May 4th 2012

Konum: istanbul

  • Özel mesaj gönder

204

Wednesday, 11.06.2014, 01:33

DEMLIKDE KALAN CAYI ATMAYIN


Saçınız mat mı?
Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık
ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.

Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam
yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye
bir şey kalmayacaktır.

Boğaz ağrılarında
Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında gargara
olarak kullanılır.

Cildiniz çok mu yağlı?
Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi
ovuşturun,balsam vazifesi görün.

Derinizdeki yaraların temizlenmesi
Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki
göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.

Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor.
Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay.
Elinizi demliçayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?

Gözünüz çapak mı yapıyor?
Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde
başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve
etrafına tatbik edin .

Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın,
diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.

Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının
orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

205

Thursday, 12.06.2014, 02:54


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

208

Wednesday, 20.08.2014, 00:22


213

Wednesday, 17.12.2014, 20:45



KANIN TEMİZLENMESİ VE ARITILMASI İÇİN HER YÖNDEN MÜKEMMEL ÇOK FONKSİYONLU BİR ARITMA TESİSİNE İHTİYAÇ VARDIR. ALLAH 10 CM BÜYÜKLÜĞÜNDE 100 GRAM AĞIRLIĞINDAKİ BÖBREĞİN İÇİNE 1 MİLYONDAN FAZLA MİKRO ARITMA TESİSİ YERLEŞTİRMİŞTİR. SİZE HAYAT VEREN HER ŞEYİ TAŞIYAN KAN BU MİKRO ARITMA TESİSLERİNDE SÜREKLİ TEMİZLENMEKTEDİR.
İnsan vücudunda sürekli faaliyet halinde 100 trilyon hücre bulunmaktadır. Hücrelerin faaliyetleri sonucunda ortaya atık maddeler çıkar. Üre, ürik asit ve keratin maddelerinden oluşan bu atık maddeler son derece zehirlidir. Eğer vücuttan uzaklaştırılmazlarsa vücut fonksiyonları kısa sürede bozulur ve ölüm insan için kaçınılmaz olur.

İşte bu noktada insan vücudundaki kusursuz tasarım bir kere daha ortaya çıkmaktadır. Nasıl motorlarda egzos gazının tahliyesi için özel sistemler tasarlanmışsa vücudun günlük çalışması sırasında ortaya çıkan zararlı maddelerin uzaklaştırılması için de çok özel bir sistem yaratılmıştır. Bu sistem boşaltım sistemidir.

Böbrek adı verilen bir çift organımız hiç bir teknolojinin yarışamayacağı üstünlükle bir arıtma tesisi görevi görür. Vücutta dolaşmakta olan kanı böbrekler süzer. Bu işlemin gerçekleşmesi için böbreklerin içinde 1.200.000 adet süzgeç vardır. Nefron adı verilen bu süzgeçlerden her biri binlerce deliği olan mükemmel bir tasarıma sahiptir. Bir nefron bowman kapsülü glomerulus, malpiği cisimciği ve böbrek damarlarından oluşur.

Kanın temizlenmesi ve arıtılması için her yönden mükemmel, çok fonksiyonlu bir arıtma tesisine ihtiyaç vardır. Allah 10 cm büyüklüğünde, 100 gram ağırlığındaki böbreğin içine 1 milyondan fazla nefron adı verilen mikro arıtma tesisi yerleştirmiştir. 1.200.000 süzgecin her biri binlerce mikro deliği olan mükemmel bir mekanizmaya sahiptir.

Kalpten çıkan kanın yaklaşık dörtte biri böbrek atardamarları sayesinde böbreklere gelir. Bu dakika da bir litreden fazla kan demektir. Kanı getiren damar böbreğe girer girmez sayıları çok fazla olan ince damarlara ayrılır. Bu ince damarlardan her biri bir mikro süzgece bağlıdır.

Kalbin yaptığı basınç sayesinde kan hızla süzgeç yüzeyine çarpar, zararlı maddeler ve su süzgecin diğer tarafına geçer. Proteinler ve kan hücreleri bu süzgeçten geçemeyecek kadar büyük oldukları için geride kalırlar. Böylece süzgecin diğer tarafına geçemeyen kan süzülmüş ve temizlenmiş olur. Süzgecin diğer tarafına geçen zararlı maddeler ve su ise dışarı atılır.

Yumruğumuz büyüklüğündeki et parçasının içine 1.200.000 adet süzgeç yerleştirilmiştir. Bu süzgeçlerin her birinde aynı detaylı tasarım eksiksiz olarak mevcuttur. Örneğin her nefron da glomerulus denilen (bowman kapsülü içindeki kılcal damar yumağı) bir bölümü vardır. Bu bölümün özelliklerini kısaca inceleyelim.

Bowman kapsülüne giren glomerulus burada damar yumağını oluşturmak için birçok kılcallara ayrılır. Daha sonra bu kılcallar birleşerek yine atardamar olarak kapsülden çıkar. Vücutta iki atardamar arasındaki kılcal damar ağı yalnızca bu bölgede görülür. Glomerulus kılcalları, iki atar damar arasında bulunduğu için, kan basıncı diğer vücut kılcallarından farklı olarak burada daha yüksektir. Bu bölgede kan basıncının yüksek tutulması özel bir amaca hizmet etmektedir. Kan basıncının yüksek olması nedeniyle süzme işlevi daha etkili gerçekleşir. Yine diğer kılcallardan farklı olarak bu bölgedeki damar çeperleri iki katlıdır. Bu yapı onlara hem yüksek basınca dayanma yeteneği kazandırır, hem de protein ve lökositlerin kılcal damarlardan dışarı çıkmasını engeller. Bütün bu özellikler sayesinde glomerulus kılcallarından yalnız su ve erimiş maddeler bowman kapsülüne geçer. Diğer kılcal damarlarda geri emilim olduğu halde, buradaki kılcallarda geri emilim yoktur.

Glikozu, Proteini, Sodyumu, Ayırt Edebilen Böbrekler Yaratılışın Apaçık Bir Delilidir

Böbreğe gelen kanın içinde glikoz, sodyum, klor, üre ve keratin gibi birçok madde vardır. Böbrek bu maddelerinin bir kısmının tamamını, bir kısmının bir bölümünü vücuttan atarken, bir kısmını da tamamen kana geri gönderir. 10 cm boyundaki bir et parçası bu maddelerin hangisinin ne kadar atılacağını hanginin ne kadar kana geri gönderileceğini mükemmel bir şekilde hesaplarlar. Peki bu muhteşem hesaplamaları nasıl yapar.

Glomerüller'in seçiciliği sıvının içindeki moleküllerin elektrik yüklerine ve büyüklüklerine bağlı olarak belirlenir. Bu demektir ki glomerüller sıvının içinde karışık olarak bulunan sodyum ve ile glikozun molekül ağırlığını hesaplama ve proteinlerin negatif yüklü olduklarını tespit edebilme yeteneğine sahiptir. Böylece vücut için hayati önem taşıyan proteinlerin vücuttan atılmayıp, tekrar geri alınması sağlanmış olur.

Peki sizce kılcal damarlardan oluşan bir yapı olan glomerüller, ne kimya, ne fizik ne de biyoloji eğitimi almamış olmalarına rağmen böyle üstün bir kabiliyete nasıl sahip oluyorlar. Glomerüller bu kabiliyete sahipler ve görevlerini kusursuz olarak yerine getiriyorlar. Çünkü kendilerini yaratan Allah'ın ilhamıyla hareket ediyorlar.

Böbreklerdeki mikro süzgeçlerde dakikada 125 cc sıvı süzülür ve bu sıvı artık madde olarak kan dolaşımından süzgecin diğer tarafına atılır. Bu da günde 180 litre, bir başka deyişle yaklaşık olarak dört arabanın yakıt deposunu doldurmaya yetecek kadar sıvının süzülmesi demektir.

Sadece 10 cm büyüklüğünde bir makine icat etmek ve bunun içine kan, su ve diğer sıvıları tam olarak arıtabilecek bir sistem kurmak oldukça zordur. Arıtma işi için tesis gerekir. Yaklaşık 10 cm bir alan içinde bunu başarmak ise, hem işlemin gerçekleşmesi hem de sonuçları açısından yeterli olmayabilir. Su ve diğer sıvıların temizlenmesini belki başarabilir ama insan için gerekli olan temiz kanın sağlanması, böylece küçük bir cihazla başarılamamıştır.

Böbreklerdeki mikro arıtma tesisinin boyu 31 milimetredir. Bu tesislerden tek bir böbrekte 1 milyondan fazla olduğu düşünülürse borucuklar uç uça eklendiğinde ortaya 31 kilometreden daha uzun bir boru hattı çıkmaktadır. 31 kilometre uzunluğundaki bir boru hattının 10 cm büyüklüğündeki bir et parçasının içine kusursuz bir şekilde yerleştirilmiş olması Allah'ın insan vücudu üzerinde tecelli eden milyonlarca yaratılış mucizesinden birisidir.

Ama şu gerçektir ki, dünyadaki insanların tümü, aslında bu özel arıtma sisteminin mükemmel bir örneğine sahiptir. Size hayat veren her şeyi taşıyan kan bu mikro arıtma tesislerinde sürekli olarak temizlenir. Tüm hücre ve dokularınıza ulaşan suyun da yoğunluğunu ayarlar. Böbrekler dokularınız da bulunan sıvı miktarını ve bu sıvının yoğunluğunu bilir, vücutta gerekli düzenlemeleri yapar ve Allah'ın dilemesiyle yaşamınızı sorunsuz devam ettirmemize vesile olurlar.

İnsanın varlığından bile haberdar olmadığı birçok maddenin vücut içindeki miktarını böbrekler ayarlar. Böbrekte kandaki sodyum miktarından sorumlu algılayıcı hücreler bulunmaktadır. Eğer sodyum miktarında bir düşüş olursa algılayıcı hücreler durumu derhal böbrekler de bulunan sodyum emici hücrelere haber verirler. Bir hücrenin kendisini belirli bir maddenin miktarını ölçmeye adaması oldukça şaşırtıcıdır.

Böbreklerden süzülen kan miktarın da bir azalmanın tespit edilmesi durumda böbreklerdeki özel hücrelerden ''Eritpoiten'' adlı bir hormon salgılanır. Bu hormon kan üretimi artırmaya yarar. Hormon etkisini böbrek dışında bir yerde kemik iliği üzerinde gösterecektir. Kemik iliğinde bulunan ana kan yapıcı hücreler bu hormonun alyuvar sayısı azaldığını bildirmesi üzerine alyuvar yapımını hızlandırarak kan dolaşımına daha fazla alyuvar bırakılmasını sağlar.

Böbrekler görevini yapamadığında ise nasıl bir durum söz konusu olur herkes az çok bilir. Dev makinelere haftada bir kaç kere gerçekleştirilen diyaliz işlemi yeni bir böbrek nakledilinceye kadar külfetli bir çözümdür hasta için. Diyaliz makinelerinin ne kullanım rahatlığı, ne boyutları, ne de işlem hızları vücuttaki gerçek arıtma sisteminin yani böbreklerin yerini tutamaz. Cihazın yetersiz kaldığı anda ise ölüm gerçekleşir. Bu olağanüstü arıtma tesisinin önemini ve ve mucizevi yönünü görebilmek için kuşkusuz bu örnek yeterlidir. Bu mükemmel organ henüz taklit bile edilememişken evrimciler tarafından bunun tesadüflerle ortaya çıktığının öne sürülmesi kuşkusuz son derece mantıksız ve delisiz bir iddaadır.

Bu sistem kuşkusuz olağanüstüdür ve tesadüfen oluşamayacak kadar çok detay ve kusursuzluk içerir. Çünkü bu sistem insanı kusursuz bir mükemmellik içinde yaratan Allah'ın sanatını temsil eder. Bir insanın Allah'ın büyüklüğünü görüp iman edebilmesi için sahip olduğumuz bu organ başlı başına yeterlidir. 

Benzer konular