Giriş yapmadınız.

1

Wednesday, 15.06.2011, 13:14

Genç Dost

Genç Dost

Dost
Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
‘Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi’
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost,
Hakikisi belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki
Devam eder durur konuşma…
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya…

Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
‘Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna’.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
Evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır…
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ‘ der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba ‘hayır Evlat ‘der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar…
Gider, baba dostuna.
Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak…
Genç adam gelir babasına;
‘Baba, işte dost buymuş’ diye konuşunca,
Babası; ‘daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O’na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
İşte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana…’
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
‘Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada’!
DOST DEDİĞİN ,
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile
Seni Sevmeli…
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile
Sana Sarılmalı…
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile
Sana Dayanmalı…
Dost dediğin;
Fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle
dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı…
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı…
Üzüntüyü bölmeli…
Geçmişi çıkarmalı…
Yarını toplamalı…
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı…
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı…
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı…

MEVLANA CELALEDDİNİ RUMİ

2

Wednesday, 15.06.2011, 13:24

Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı…
Üzüntüyü bölmeli…
Geçmişi çıkarmalı…
Yarını toplamalı…
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı…
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı…
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı…


Çok çok teşekkürlerr Yasminnn

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • "TurkEce/GnL" bir kadın

Mesajlar: 47,568

Kayıt tarihi: Sep 16th 2010

Konum: TC İstanbul/allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

3

Wednesday, 15.06.2011, 21:42

Çok güzel bir paylaşım ellerine sağlık Yasmin...Mevlana ne derse doğru der ^^

4

Thursday, 11.08.2011, 22:32

Dost

Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki Dost
Devam eder durur konuşma

Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala

Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'

Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta Dost
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı Dost

O dost, bakar ki bir çuval,
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını Dost

Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır Dost
evlat geriye döner Dost
Ama içten yıkılır Dost Dost Dost

Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der Dost
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana Dost
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim Dost
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar
Gider, baba dostuna Dost Kabul görür, sevinir

O dost, delikanlıyı alır hemen içeri
Geçerler arka bahçeye
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak
Belli olmasın diye dikerler sarımsak
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi
Sonra gel olanları anlat bana
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!

Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!

ve sınav biter, baba derki işte hakiki DOST ..!
:bf:

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "BERATCAN" (11.08.2011, 22:49)


5

Thursday, 18.08.2011, 13:50

paylaşan o güzel yüreğine sağlık YASMİNN
teşekkürler...

6

Thursday, 18.08.2011, 13:58

Ben tsk ederim arkadaslar okudugunuz icin ve beyendiginiz icin.

7

Friday, 19.08.2011, 00:10

emeginize saglik tskler......

8

Monday, 29.08.2011, 00:03

guzel paylasim tskler.....

9

Monday, 29.08.2011, 00:07

paylaşım için tskler

10

Monday, 29.08.2011, 00:38

paylaşım için tskler

  • "zeynoo35" bir kadın

Mesajlar: 8,423

Kayıt tarihi: Jan 7th 2012

  • Özel mesaj gönder

11

Wednesday, 8.05.2013, 22:34

Gerçek Dost

Dost

Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...

Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.

Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.

Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı.

O dost, bakar ki bir çuval,
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.

Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...

Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.

O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!

Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!

Benzer konular