Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

101

Wednesday, 5.10.2011, 09:01

SUSKUNUŞ - I

Beş parasız düşler eskitiyor zaman,
Eksiltiyor ömrü her sigara bir yeni çivi tabutuma..
Dudakları korkak uçuk bezeli rüyalar ilgilendirmez hiçbir pembe hayali şimdi,
Öldür göm unut diyen sesler deler kulak zarını,
Yarını ve duyduklarımı yanına eş etmez,düşeş gelmez gözlerin ve de taşımaz hiçbir hamal ezikliği bu vebal yükünü bilirim..
Mahal vermez yekûnu yangın yeri ahalisi,
Aşkı İçimde isle boğma yalanların telaşı,
Her şey ateşin köz karası griliği..

İşporta bir tezgâhın malıdır yalnızlık ve en çok terk edilenler tarafından satın alınır..
Zaman karnı beyninde bir gebedir her geç kalışa,
Aklı erken yeltenirken beklemek sözcüğü sözlük anlamına,
Düşükler yapar gün,gece doğumlarındaki rastlantılara..
Harfleri şimdi daha çok büyütmenin anlamı yok,
Küçük harflerde yeter çok şeye,
Soktuğunda aklındaki köşeyi ücranın en dibine boş yere..

Yer ile yeksan yer bitirir,
Santimetre başı bir cinnettir ihanet,
Dile bir karış mesafeyle denk gelir şüphe,
Kuşkunun akla bir husumetle karışması sonrası,ceset ve cesaret çoğaltır ayrılıklar..
Uykusuzluk intihar edenlerin son alışkanlığıdır sevgili,
Bana ninniler söyle sen her gece,eskisi gibi..

Küfre daha yatkın şimdi isyan,
Dil dönmüş,
Fer söndürülmüş,
Kabuk bağlar yara dediğin,
Yarayı koparıp kabuğu yemediğindir iyileşme isteğin..

Üç günlük tembihler veriyor emi'lirken dünler,şehir ten karası..
Ankara'sı fukarasıdır ömrümün,
Çok çocukken bilyeleri merdiveninden döktüğüm evin son gördüğüm halidir harabe bildiğim,
Bahanesi susmaktır her kadının,
Gidecek yolu varsa şayet;
Şahane lal olur susar,
Doğuştan dilsiz sanır yeni tanıyanlar..

Kavuşma içgüdülü ayrılıklar en çok kimin aklını yorar?
Ölümcül bir hastalıkken ecel,
Hangimizin gittiği yerde gel biter?
Hangimiz öteki bir acı uğruna yararız aklımızı iki eşit parçaya?
Belleği doldurulmuş mutsuzlukların,
Daha suskun kalırsam öldü sanacak beni karşılaştıklarım..

Salgın düşlerim var artık,
Bulaşıcı hayallerim,ulaşma zorluğu çekebilirim gözlerini koyma berine,bazı anlar hayaliyim..
Yalnızlığı veba bildiğimdendir kırılan bileklerim,
Vebaldir boynuma sana çok yalan kelime öğretebilirim..
Kursağı kanıyor sesimin yutkunmalarda nutku tutulmuş keşkeler geçerken içinden iliklerimin,
Kekelerim,
Lekelerini falakalara yatırırım uykusunu kaçırıp uyuklamalarının,
Nafakalarla kandırırım kimsesizliğimi,
Dar gelir kalbime bu darplarla öldürülmek..
Açık havada unut beni sevgilim,
Beynine oksijeni kokumdan ayırıp çekmelisin,Varlığıma emilerek..

Kimse yanıma yaklaşamıyor yokluğun kokuyorum,
Ölüsü bir ölü süsü,
Ve kimsenin dili seninki kadar acıtmıyor kulaklarımı,her ses ömür törpüsü..

Adını bu kadar bağışlamışken alfabeye,
Titretme sesini dilinle,
Terletme aklındaki sapağa köşe başı eklemiş kavşak dönüşlerimizi geçerken bir sonra ki kaygılarla kaldırımlara..

Durmak kelimesinden ileri gider bir Adamdı susan,
Bir gece bekçisidir uyku,
Bir gecenin bekleyişidir uykusu öğlenden alınmış tüzük eksiği yastıklarda..
Ağzım yırtılırken susmalarda,
Samanlıkta iğne arıyor,uz..
Kimi ara bulacak bu kan davasına dönmüş sevdaya?
Kim saracak yaraları biz bile birbirimize meram olamadıktan sonra?

Kemiklerim kırılır namert yutkunmalarında,
Tadım olmadan damağında her yutkunma değil mi hala haram lokma sana?
Yoksa çiğnediklerinde mi kaldı şimdiden kursağından önce avurtlarında?

Kur sağındaki Aşk nöbetlerinin saatini,
Dil çözümü olmayan bir susmaya düğümlenmişse,
Geçmiş getirir aklını insanın başına yine kendine zamanla..

İmla hatalı gidişler düşlerimizi imha eder sevgili,
Vedasız her ayrılık bir gün merhabalara rastlar,
Şartlar uygun verilmez her Aşkta insana,
Acıyı da çekmek gerek bazen sevdanın uğruna..

Düş kıyımlarım var şimdi,kıyıma vuran kandamlası pıhtı dalgalar..
Seyyah bir renktir gitmek olur,siyaha yas rolü verilmiş suflelerde dağılışlarım..
Ve anlat şimdi sevgili neresinde susulursa daha iyidir bir yalvarış?
Yalnızlığa varış her durakta saldırı değimlidir geride kalana?
Arayışlarımı tartaklar o zehirli sarılışlarıyla saçların,
Tel tanesiyle bile yastıklara nara atar bu kadar önsözsüz kalmışken başucu kitaplarım..

Kim bana sinmiş kokundan tanır da seni şimdi,
Sinsiymiş tanısıyla tanımasa da ardından konuşabilir gözlerime baka-baka?
Canımı yaka-yaka sokaklara bırakılır sübyan hayaller,
Hangi düşümüz daha hayırsız bir evlattı kaçarken bu evden?
Ve hangimiz daha cani bir cellâttı söyle sevgili bu aşkın taburesi gölgelerle itilirken?
Hangimizin anıları sokaklara düşmüştür,geçmişe düşkünlüğünden?

Yüzüm küskünlükler diker ağzına yamalı inançlar biterken ve iğnesidir kirpiklerin tenim olmuşken toz bezin, Ezberime batarsın etime kefen diktiğini bilmeden..
Zemheri rimelsizliğin teğet geçer ağlamalardan,
Vurup kafamı duvarlara yatamam aklıma davetsiz misafirliğinden..

Teferruatlar silkelendi ve elendi gelmeyişlerin..
Çok güne ömür ekleyişlerimin nesli tükendi..
Heves-i tadı kursağında kaldı hayal ettiğim hayalle kalmalardaki sesim ve sensizlikle anılan ifadelerim ayaz bir karanlıktır hepsi bu cinnetlerimin..

Fena delerim göğü bir gün bakarsan şaşırıp da tekrar,düşerse gözüme göz bebeklerin..
Göz gezdirdiğin bütün Aşk serüvenlerinin seyahatnamesidir bu elimizde kalan acı..

Hangimiz daha sonra'yız artık?
Hangi 'şimdi' bütün bir ömür aç bırakacak bizi?
Yetmedi mi bir Adam,
Bir Ses ve bir Yürek?

Ben bütün sofraları ikimiz için kurmuşken böyle,
Gelmeyeceğini de bilerek..

102

Wednesday, 5.10.2011, 09:02

YEL VURUŞLARI - 1

Bitti..

Seni yıkılmaların altında ezildi,dik duruşlarım..
Sevdalanmaların toyluğunda girdim seni sevmelerin kuyruğuna..
Kurağına dudak,
Uzağına ırak duraklar bıraktı,fragmalarında harman olup tıkanan sesim tüketilmiş sessizliğinde..

Ne desen,
Nadasımın masalında beklemelerde..
Ne desem,
Narasının masasında bir sarhoşa yudum eklemelerde..

Bitti..
Ömür bitti,
Ödül yitti,
Ödün verildi,
Kefen giyildi aşkına..
Kefeler doldu,
Küfelerin gırtlağına kadar dayandıysa sabrım,gelmeyişindendir..

Sağ yanım sağır,
Sol yanım solgun,
Önüm arkam varım yoğum,yoksun..

Saat sabaha karşı beş..
Saat sabaha karşı sus,
Saat sana karşı şuursuz,
Vaat günaha karşı puslu kuskun..
Saat,zamana ve sana karşı durgun..

Satma beni kolundaki akrebe,
Kovarak ve kırarak yel kovanlarının gel yaran kiplerine sesinle ekilip,
Takip etme izimi, tepme sana kendimi..
Soyun artık gölgemi..

Saat sabaha karşı beni sensizliğe boğma sularında..
Beş'i geçti veresiye düşlerle verilmeyişinde bana geriye..
Eşi göçtü gözümün,
Tek gözle kör oldum sana közünün önünde göz göz yara bereliğinde..

Gün bıraktığın ah’lara tiz’gisiz sesler peydahlarken fersahlarda,
Yön kaybındayım,
Dön demelerin ayıbındayım..
Çizgisiz kağıtlara çizilmiş eğriliğim,
Doğrulamadım..

Bitti..

Gönül gömüldü dibe,
Dibe düştümse,
Canındaki ceninin düşüğünden daha kanamalı benim yalnızlığım..
Sandığımdın,
Sancıdım ben..

Ne dersen,
Yuvasında esirgenmiş bakıma muhtaç bir yüreğim olacaktır elbet, hep..
Ne dersem,
Kumasına bir göz daha fazla kıskanç bu sevda, kendi yalnızlığındaki sevmelerden sebep..

Şimdi,
Söndü ışık,
Sustu dudağımdaki sen çalan ıslık..
Sen,
Dünya ahret acımsın artık..

103

Wednesday, 5.10.2011, 09:03

YeL VuruşLarı III


Firavunlar secde ediyor bak
Yoksun diye bed kaldı dualar..
...
Durma !

Daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara
Ve iç su pıhtısı paslı kanları..

Ameller uyudu
Ödenmiş tüm bedeller hacizde
Acizde var bu işin içinde tabirine caiz de..

Gülme !
Aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne
Öksür !
Öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda..

Avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme
Bak kaçırma gözlerini
Sudaki renk tenini çalmış
Ayaz düşmüş içime çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken
Secdede firavunlar !
Seccade gibi dönmediğin yollar
Bakma eğil !
Eğik başım naaşına bile hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır..

Dokun beş vakit sustuğun çığlık bozması Aşk'a
Dallarını budaklarını ayır hayırsız selamlarından
Her düğüm bir ben kör eder
Her kör duruş ağzımdaki lokmayı almak için bir ense vuruşu hak verir sana..

Bak yine
Bak..

Aynalara süs ederken gözlerini erinmeden
Eğil dedim diye değil
Bak
Firavunlar secdede !

Gör !
Bil,duy,hisset..
Bendeki nefret dilde yatalak
Tenimin ******liği bir yalnızlığa bir yokluğuna bir bir karanlığınadır anla..

Ama bak yine
Bak..

Kör cinnet ummalarındayım her gece
Yüzünden men
Nem varsa saçlarına doladın
Nem çoksa yollarına kül edip savurdun bak !
Bak ve Gel
İdamı kesin bir suçun iki bulanık çamuruyuz
Öleceğini bilen basar üzerimize
Gel !

Diz çök önünde yangının
Düz dök gözyaşını oynama dudaklarının abdest bozan ıslak dokunuşlarıyla da
Gel !

Bir el silah sesi sesin
Bir intiharlık har düşürdüğün kimsesizliğim..


Gel !
Koy ver ömründen birkaç dakikayı bir kenara uy bana
Gay banalığıma rakı masallarından kalk gel
Bak !
Olmuş mu sahiden ölmek?

Ödlek iniltiler inceltir sesini cesur gel !
İnim inim titrerken gözyaşları
Gel dibime basarak yaşa
Bastığın gibi ihanetinin kuru çorak kir yuvalı toprağına..

Dön yüzünü gözüme
Gel !
Bak sesini çağırır bendeki zar
Gel onu del !

İnlet kan göllerinin içinde yıkamaya bile kıyamadığım rüzgârlarımı
Bana ya da sol yanıma at adımını
Seç adamının yok oluş maksadını
Seçtir ikimize bizi hangi felç tutmaz eder
Hangi duvar altında göçük kalırız seninle
Gel !

Hüznü cüzam olmuş yüreğimin kan davalı can pazarına gözlerini ban,
Yabancılardan bile utanmayan,o Aşk darlığından nefes alamayan soluğuma tırnaklarını at
Noktalarken ömrü ömründe
Gel !

Çel aklımı
Tel tel ayıklayıp boya gözündeki yaşınla kurban olduğum saçlarının renk bilmez uçlarını..
Kına ellerine yaktığın sebepsiz kınaları
Atlası kaybet
İhanetsizliğime ihanet et yine
Gel !

Erken davran davranmamalarıma
Savur savurganlığınla savrulmuş sav bilmez sol kötürüm yanımı..

Ama gel !
Ama şaşı ama kör baksanda
Gel !

Seni doğuranın hakkı için
Yaradanın sabrı için
Bak !

Bak tövbende de heybetli yalanların var
Zikrine sus dök
Gel mahsus ölümler can yakartırken içime
Kulağım sesinin gölgesini kökünden çıkartırken
Gel !

Senin yüzünden düşen bin parçalar parçaladı benim yüzümü
Bak
Yırtınır öğlesi günün sabahın bıçağından
Öylesi gece
Böylesi kara kadavra
Söylemesi bedavaysa eğer 'sevdim' de
Ve ver Aşkı !

Sıkıştır ellerini ellerime
Batır kirpiklerini yatır yüzümü yere de
Anlat bana secdeden kalkmadan firavunlar
Işık karanlığın varlığını anlamadan,
Duman ateşten uzaklaşmadan
Ateş sudan korkmadan
Gel !

Gel bak alnımın ortasındaki lehçe neyce?
Dilimdeki öfkenin dilini kaç memleket bilir sence?
Sesimin suya sus diye düşmüş halini aldır masallarının düşperest rahminden
Gel !

Gel bak !
Sabahladığın geceliğinin ilmeliğinde sabahlığın kılığı uykularım var..
Dön yüzünü buruşmuş zaman eskisi zindan odalı şehre
Çehrendeki deli gömlek yazgısı adımı başkalarına adım attıkça karala
Yarala yine çürümüş dudaklarımla dokuduğum bardakları
Kır bir bir
Birik parmaklarınla oyduğun göz mazgalımın sancılarına
Gel !

Gel dibimi de kazı benden
Yok etmeye her şeyimi,herşeyinle gayret et,
As sırtıma ölüp duran yılan ısırığı özledim'lerini
Benden ben doğur
Yeni ölümler dene üzerinde biz’in üzerinde susarak..

Ciğerlerime kaç!
Nefes borumu tıkayacak yalanlarını kursağımda sakla yine
Gel !

Kıvransın rüyalar
Duvarları tırmalasın kokundan sinmeyi öğrenmiş fotoğraflar
İlaç raflarını arşa sat
Arafları cehennemin dibindeki tövbe laflarının azabına at
Dön yüzünü düze çıkmaz yüzüme
Ertele bütün dünlerini
Saati kıskandır yine zamanla oyunlar oynaş
Doyurmadığın hamuruna mayalar ara
Takvimlerini çaldığın günahsızların ömründeki törpüleri parçala
Hicri aldat yatalak odalarında sadıklığını
Miladi sadakat besle her sesle uyanan aldatmalarını
Ve gel !

Ayanda alenen üreyen kokulara suçüstü olsun yıkılışım
Ayağında türeyen gez göz gitmelerine yol üstünde rastlasın avunuşlarım..

Bak firavunlar secdede daha !
Dışarımdan vurulmuşluğumun leşi eşmeden çukurunu
Uçkurunu çözmeden ayrılık
Gel !


Gel dön yüzünü vurup gittiğin ölü kapının ardındaki yarı ölüleri dirilmeyecek hüznün koynuna..


‘Git’ diyerek beni yanındaki cennetten kovdun
Havva'nın suçu bir ısırıklık o elmaysa
Ben zaten çoktan beri her elmadaki kurtmuşum !

104

Wednesday, 5.10.2011, 09:05

KayboLuş II


Kavim göçlerinin içine geç göçen çöl geçme hikayelerinde,
Vazgeçmeyi ezber etmiş sevdim dediğim,
Oysa bir kere bile sevdim bile dememişti,bilirim..

Umutsuz bir geçmişten geçtim ve hiç bir kadın sesinden önce seviyorum denmeyecekti bildim,
Bildim bilinçsiz sevmelerde tüketilirdi beden ve bedel öderken bu kadar his can yakmazdı istemeden..
Aşk'ın bitmezliğindeyken,
İkamet değiştirme hadisesine Ayrılık diyor gibi geliyordun ve dudakların vardı çok öpülmeye müsait,
Yanağının kenarına yakışmış öpüşlerden az daha sonra..


Sen benden aç kalkarsan,benim içime acın otururdu..
Sabaha karşı yalnızlık sularındayım ben,
İçme benden,
Kaçma benimleyken kendinden..

Ama yine boğ beni,
Çoğul bıraktığın sonuncu tekil şahısın şarabındaki baş dönmelerine nefesim tıkanmışken
Bul bendeki sen olan aklıma dolanan izleri..

Ben seni seviyorum demek için incittim ruhumu,
Kin mi güdersin şimdi bana?
Kim diye beni soruşlarında her başkasına..


Gıdık altından ter aldatan,
Alıp atılan yerine göre göğe koyup sonra yerin dibine yatırılan bir yutkunmaydık biz,
Yatkındık acıtmaya birbirimizi,
Nutkun tutulma biçimiyle,el bırakma anlarında da anlaşılır ki,
Bir öteki sevdim'leşmelerin restiyle öderken kefaletlerimizi az daha yalan kaldık surat ifadelerimizde..

Gördüklerimin adıdır,sustuklarının gizi,
Senin ne kadarına Aşk eder ki benden başkasının öpmeleri?

105

Wednesday, 5.10.2011, 09:07

KayboLuş III


Bahtım veliaht bir yalnızlığın payitaht iç güveysi,
İçimdeki gemi batalı beri,
Güverteyi terk talepleri yek etti beni..
Sularına battım,
Kurağına yattım..

Kulağına anlattıklarım Aşk'tı,
Duymaya beni s-ağır kaldın..

Güveler eskilerin içine doldu,
Güvercinler gidiş yönüne uçtu,
Yol bitti,
Yar gitti,
Tenim ihmal edilmiş bir adal-et parçası,
Aklım,
Uzak kalmış bir kadın gidişinin ayak izlerinde,
İzmirde..

Güzün körmüydü a kadın,
Aklıma kendini ur bıraktın?

Ayağıma tekil takıldığın,
Ağlayışlarımdan çekil diye haykırdığın,
Kırdığın yanlarımla yaktığın yangına,
Tenini kefen etsem?

Kefelere az gelir,
Küfelere sığmaz Aşk'tan taşınma isteklerin,
Kaçışlardan çatılmış kaşlarınla derme-çatma çatışmalarındaki atışmalara itsende,
Söz sustu bende..

Çok sevsemde bilemedim,
Sen,
Ömrümce,
Dur'UR MUSUN içimde?

106

Wednesday, 5.10.2011, 09:14

Dudaksız Öpüşmeler




Dudağımda eski bir ıslığın öpmeleri,ısıtılmış yalanlarla
Öptüğü yerlerde bal,damla damla gitme diye ağlamakla..
Balçıklardan ve bataklıklardan geldim bu kurağa..
Durağa,geleni beklesin diye koyulmuş gözlerimle,
Göz hapsine çarptırıldım,
Hepsine müebbetim yalnızlıkların..
Acil müdahale gereken yüreğimi sedyelerde sendeleyerek taşıyor kefen-i bir dokuz katın saten elbisesinin içinde kadın..
Entarisi derimden dikilmiş,
En son yazılış tarihi kirpiklerimden daha ince çizilmiş çeltik..
Az yol gelmedik kendimle,
Bak sana beni getirdim,baksana!
Tokaların saçlarından daha dağınık,
Yüzük diye beni takmışsın ha kadın yüzsüzlük parmağına?
Bir talebim var,dokun bana seslenişlerinle adımı..
Halebin kör kuyularından geldim
Tanıdın mı sesimi,gitme diyendim?
Damağımda,eski bir tadın genzimde kokunla gezginleşmesi meselesi
Yakın dur
Yakındır beni
Yak ve sonra sığındır sana sığınak olan bu sağanak muhtaçlığımda..
Hüviyetim sesinle oynaşır,oyalama gözlerini oyarım..
Her yanım yarım
Beni susarsan,hükümsüz kalırım,durmadan kanarım..
İkamet edişlerde bir sığıntı yürek misali
Masalı sığ
Masalsı ses verişlerinde,her döngü bir kısır doğuruyor
Her doğum erken yada düşük..
Daha erken derken,sen giderken ayrılığa
Diken giren ellerimde bir bilet,
İçimde niyet
Kopmaya beş kala yeniden düğümlenmiş kıyametler de
Sen,
Alamet miydin?
Adam ettiğini adamlığından utandıran bir yüz kızarması mıydı bildiklerin?
Kamburum çıktı sana eğilmekten
Kan gren oldum,
Kan giyen oldum üzerime,
Kan kurudum
Pıhtılaştımsa,putperest gözlerinle uzun uzun bakma daha bana..
Git..
Halebin kör kuyularından geldim
Tanı,
Teşhis koy,
Tedavi sürecimin her nefes almalarında
Öte git,
Hakkımı öde git
Haksızlıklarını hak edip ödlekliğinle öyle git..
Ötanazi yapılacaktır bana
Az sonra..
Ölüye dönüşecek uğrunda yaşayan adam
Bakma..
Azmış gibi duran bu azmış yaralarıma
Ve farzmış gibi misal verilmiş mahalsiz kayboluşlarıma
Kaybın ardından mahvoluşlarınla
Neden saklanırsın aslına?
Şimdi,
Ten,tir-tir titrerken kanamalı mutsuzluklarda
Tentürdiyotlara dip notları dibe vurmuş pansumanlar düşer..
Aşk kanamalı bir yürek mevzu..
Sargı bezleri bezdi sarmaktan beni
Sargıları yargılamadan
Sessiz sissiz dokunup
Bitişime dikiş atmanın talebindeyim..
Hiç olmadı,
Kabuk bağla Sevgili..
Yada
Öl beni..
Sen ölürsen
Aşkın hayatını kurtaracak aşk!
Korkma,
Acın geçmeyecek
Sessizlikte kurtlanacak bu yürek!
Dinleme artık beni susuyorum
İlk göremediğim andan beri,
Sevgili
Seni
Çok sövüyorum!

107

Wednesday, 5.10.2011, 09:16

Bir sözü ikiletmek ve bir kiri terketmek,sözcükleri yıkarken kalemin ucunda..
Daha başka anlamlar katmak sana ve anlamlara seni yüklemek yalnızlığıma özne oluşlarında..
Bir sözü ikiletmek..
Bir kiri terketmek..
Arınmak esasında susmalara,kirletmek sonrasında kalan beyaz sayfalarda varlığını bilerek..

Kadın yürürken aklındaki boşluktaki kanadın kaldırımlarında,
Hani kaldırım karelerinin birleştiği çizgilere basmamak için, - iki adım kısa atsa bir adım diğerine nazaran daha uzun açılmakta ötekine..

Durmaya hazır,yorulmaya nazır..
Yürürken bile oynamakta,
Kendi seçimlerinin yasalsızlığında kendine oylar kullanmakta..

Kaldırımlarda aaaaek oynama düşlerinde yenilenmiş pusulalarda..

Bir sözü ikiletmek,bir bileti terketmek..
Gelemiyorum demenin içindeki zoraki yolculukta..

Gidememekte bir gitmektir aslında,kalmaya..

Özü..
Sözü..
Bir yüzü kirletmek,utanmanın saklısında..
Saksısında hep kuru bir toprak..
Çiçeklerin yapraklarında bozuk ve imla hatalı sararmalar..

Bir düşü öpmek,bir gerçeğe üşümek..

Kimseyi düş görünüşüne göre yargılamamak..
Susularak..

En temiz yalnızlık,Varlığın..
En büyük yalnızlık,aklımdaki darlığın yerine göre pot gibi duran..

Gözlerinden atlayarak intihar etmiş bir adam..
Sussam yine..
Susamlarında bir simit kokusunun,istasyon kahvaltısında..

Hep garlara göre hüzünlenmiş gidişlerde,didişmelerde..
Gidiş yönlerinde..

Tren düdüğünü sağır eden sessizliğimizde..

Ben çayları söylemeyi susuyorum artık..
Sense o simitlerin susamlarını masanın üzerinden avuçlarına biriktirme..

GİT..

Üşüme benim kışlarımda..

Git'tir et yine..
Bitirilmiş ve ittirilmişliğe..

Bir sözü ikilet..
Bir gözü kirlet..
Bir közü ateş et..

GİT..

İçimde,

Dilimde,

Aklımda,

Durama..

108

Wednesday, 5.10.2011, 09:17

Aklımın Uçurumu


Aklımın uçurumundayım yine..
Sıradakilerin içinde,
Sırasıyla gelen acı sancı üst üste,
...Sıradaki dedim de,
Hiç sıraya girmedim bile bile..

Sonra;
Gördüm..
Daha önce kördüm diye değil
Sebep,bakmayı bilemediğim..

Sonra;
Kırıkları dağıttım önüme..
Daha önce bir öce düşmediğimden,
Sebep,intikam almayı beceremediğimden..

Kirpiklerinde hep iki soytarı damla
Ağlama,gülerek..

Gün,akşam belasında,darda..

Karınca kararınca..
Kargaşaların kar başlangıcında..
Yani kış anladığınca..

Karınca zararınca..
Ağustos böceğinin sazı,ağzımda..

Karım'ca kararınca..
Yani namus,sus,pus..
Sahiplenmeler de varlığınca..

Yalnız,yalnızken
Yalnız,yalnızlığın içindeyken
Yalnız kalma bahanelerinde
Sebep,


SEN..


Karınca yararınca..
Dişlerim kırıldı yalnızlığın izbe vuruşlarında..
Sonra,düşlerimde kırıldı konuşmaya hazır çatlaklıklarda..

Yani bir bakıma dişlerimi söken düşlerimi de söktü,
Döktü..

Bir dörtlük yazılacak kadar dar bir göktü
Sığdırılmamak üzere daraltılmış,ümüğü soluğu sıkılmış,bıkılmış..

Yani,anlat demekle başlayan ve anlattıkça anlaşılmaz hale gelmelerde
Her an sonradan sonra olup,kalışında bir önceki beriye..

Deliyim,aklına
Deriyim,etinin üstündeki saklına..
Derim yinede;
Derdiklerini dürmeden ve demeden soka soka gözbebem'e..

Dinlerim..

Yirmilik düşlerim çürüdü
Yirmilik düşlerimde apse
Yirmilik düşlerime düşürülmüş bir hapse dayandı,


SEN..


Çok daha uzun gecelerde
Çok daha uzak hecelerle
Uzatırsak daha da yazarım
Uzatmayalım..

Uzatmalardayım..

Sesimin ateşi çıktı,
Ağzımda adın,havale..

Sessizliğim sıtmalarda..
Yani nevalesi sağlam bir taşıma bu benden sana doğru nakli maneviyatlarda..

Önce,ellerimde üşüdüm ve düşürdüm adını
Kar'ınca soğuğunca..

Sonra,
Sonrasız..
Sonsuz
Soluksuz
Boğmacalardaki bulmacalarda;

Yukarından aşağıya





H
A
R
F
S
İ
Z





Daha mı?

Yaşamadan anlatamam ki daha sonramı..

109

Wednesday, 5.10.2011, 09:20

DİLSİZ İMASIZ BİR YAS


Her gün inançsızım,bir günahın seyrinde..

Ayazım elden düşme kışla didişmiş
Tövbem şarabın dudağındaki yazıklanma süsü,mezbele görünümlü meze..
Muhtemel bir sancının da en ön safında yine sana sapkın,
Adınla bocalar bir bakıma harfler,acabalarla..

Gidişin,gelmeyişin eder,çabalar çıkarken boşa çok geç kalınırsa..

Düşün ki gelmeyişinde bin evlat katiliyim bir kısır kadından
Ve kardeşini de öldürenler bilir,
Acım o kadar büyük,anla..

Her cinnete maruz kalışım başka ete gözünün düşmesi düşüncesiyle yeltenir aklıma..

Geçmedi zamanla..

İki bileğim de senindir bu hususta,birini kes,birini tut..

Ama önce sesimi kes inlememem için,
‘Özledim’ kelimesini bir daha da benden dinlememen için..

Yeterine artan bir meblâğdır elindeki jilet
Öde hakkımı,öldür artık biraz da..
İntiharımın süsü olsun güzelliğinin sahi yüzü
Senden iyisini bulamaz hiçbir talih en talihsiz kazalarda..

Öldürürsen ardına bakan,
Ölürsem öldüğü yerden kalkan namert olsun..




Sevdiğim gibi sevmedin,git gönlünü avut..

Gelme..

Ama benden sonra da birini unut..

110

Wednesday, 5.10.2011, 09:20

YARGÂH


Büyük düşleri ve gülüşleri olan bir aşkın ardından kalan tutku birikintilerinin sebebidir bu kitap..

Yazılmış her cümle;
...Kanayan,kanadıkça sulanan,sulandıkça kabuk bağlamayan bir yaradan,bir yar yıkımından,bir aşk acısından üryan..
Öte yandan o acıya dayanmaktan,aşk kadar ayrılığında yardan geldiğini savunmaktan..

İç kanayışların için için ağlarken kâğıda basıldığı ölümcül anların yetimliği,aleni bir yasağı,‘Aşk’ kelimesinin anlamındaki o karşı konulmaz tutsaklığı, ‘ayrılığın’ yaş durdurmazlığıdır harflerle motifleşerek anlatılan..

Sessizliğin kölesi olun,aralanmış kapınızdan giren o aralık soğuğunda yalnızlığın silüetini bıçaklayan hain sis olun,Ankara kışı bir gece yarısında pencereleri döven,sokak kalabalıklarının arkasından dolu dolu söven,yutkundurmayan,nefes aldırmaya bile kimi zaman izin vermeyen is olun,
Çoğaltın yaralarınızı tek başınıza ve siz,siz olun..

Ama;
‘ O, gelmez’ demeyin..

O bir kez daha yanmamışlarınızı yakmak ve sallananlarınızı yıkmak için geri gelecektir.Kimse görgü tanığını ardında bırakacak kadar ahmak değil..
Unutmayın..

‘Gitti’ değil, ‘Dönecek’ demeyi unutmayın..

Aşkın ceza kanununda geçmeyiş sebebi,halkın yalnız kalmamasını sağlamak için aşılanmış ve akla,iki kişilik diye şırıngalanmış olmasındandır..
Lakin her kuşağa boynu yüreğine kadar bükük cesetler ve aydınlanmamış büyük cinayetler bırakmıştır,ip uçlarını gidenin yanında götürerek delilleri örtbas ettiği gerçekleriyle..

Her aşk delil yetersizliğidir,ayrılık zamanında..

Yürek ve yar arasında kalmışlığa,sözcüklerin merhametiyle yas peydahlayan dergâhtır,yargâh..

‘ O, gelmez’ demeyin..
Seven için vazgeçmektir en büyük günah..


Gittiğini bilin
Gidip yerine yakıştığını bilin
Sevmediğini de sindirin..

Ama;
‘ O, gelmez’ demeyin..

Aşk için değil,kendiniz için;
Bekleyin..
Bu kez hazırlıksız yakalanmayın..

O gelirken,ayrılığını da getirmeyi unutmayacak yanında yine,en çok bunu bilin..

Ama hep sevin..
Size Aşk’ı çok gören O’na inat,yalnız bırakmayın;
Acıları sevindirin..

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

111

Wednesday, 5.10.2011, 09:21

vay be senden korkulur...yeg şiirleri kitaplardakiyle birebir...
kitaplarımı okumuyurdum ne zamandır...benim eklediklerim kısa alıntılardı ama bunlar tam olmuş ve süper olmuş...burdan okuyayım arada...
emeklerine sağlık :ff:

112

Wednesday, 5.10.2011, 09:21

Yusufçuk


En güzel anların hatırına sustur beni
Bir damla yaş bile yeter boğulmama,
Yutkunduğuma bakma zehir zemberek öfke değil boğazımdaki..
...
Ağzım hecesiz
Gözüm kör..

Ama işte; Susmaya gör..
‘Nasıl uyudun gece’ diyemez dilin
Geceye bile ‘nasıl uyuttun’ diyemezsin..

Aklı çalınabilir biri tarafından
Aklı alınabilir – ‘aklımı aldın’ cümlelerinin kaçak kimyasından..

Dil demek için var
Ses susmak için,acı unutmak için büyük sebep unutma..

Ama gitmeye gör
‘Nerdesin’ diyemezsin bir daha..

Omzunda Yusufçuk
Ağzında malum konuşmamak için bahane edilen ‘iyi geceler’ temennisi,
Sabahsız bir ömürsüzlüğü devraldıran dev Aşklarında..


Ama bilirim ki
Bitecek,
Bu rüzgârlar elbet dinecek
Toprağın bağrına deprem ekişlerin bir gün gözyaşı biçecek…

Susacak,
Kalleş borun bir gün nefessiz kalacak
Dağların sabrıyla suskun duruşum günü gelince kulak zarını delecek..

Geçmez gibi görsen bile
Geçecek;
Katar katar acılar geçecek
Satılık şehrindeki sürgün şeref elbet sahibine dönecek..

Görecek düşman,
Sabrın kınından zafer çekilecek
İt yandaşı çakallığınla tabansızlığın kaçarken
Ardında kalan yaralı ceylan da gülecek..

Bilecek;
Herkesler bu sesi bilecek,bu yüz diyar diyar gezecek
Kederimin yazgısı kanındansa
Satır satır onu gözyaşın silecek..

İnecek;
Kırılası ellerin
Acılarıma yıldırımlar düşecek
Duman duman dağılan sinmişliklerde bir yangın delirecek..

Ve gelecek;
Beklediğim günler
Sabrımın elleriyle elbet umuda erişecek..
Gidişin ağıt olacak,kalışım suskun lisan
Geceler gündüze dönecek..

O gün işte;
Yıldızlar yerini yeryüzüyle değişirken
O yusufcuk yatağındaki yalnızlığa değil,
Terinle tenime yeniden süzülecek..

113

Wednesday, 5.10.2011, 09:22

|| Ötesi, Berisi, Dahası… ||



Aşkın, seninle ödüllenemeyen yanıydı yalnızlık.
Ardı, nefes kesiği.
Ötesi yara, berisi bere, dahası izdir.

Geldiğim kadar gitmenin,
Hatırladığım kadar unutmanın,
Susturan ve üşüten avazlarıma, libas bulmanın vaktidir şimdi.

Çoğalmaya gelmişken, azalarak kaldım cehenneminde.
Benim için,
Öldüğünü görmemek için ölmek oldu artık hayat.
Yalnızlığın aşkla ödüllenemeyen yanısın, sen.

Ardı, biz.
Ötesi yâr, berisi ben, dahası anıdır.

Acının ve ağrının kentidir,
Hayatın hep arka odası.
Zamanın arka bahçesidir biraz da ve sadece hep ‘‘bir gün’’ olarak verilir, dün.
Benim yalnızlıkla cezalandırılmamdı, aşk.

Ardı, ruh âlemi.
Ötesi şer, berisi ecel, dahası kalptir.

Yüzdüğüm kadar boğulmanın,
Tanıdığım kadar yabancılaşmanın,
Eriten ve meleten kelimelere, deyiş bulmanın vaktidir şimdi.

Var olmaya gelmişken, yok olarak yakıldım ateşlerinde.

Benim için,
‘‘Unuttuğunu bilmemek için gitmek’’ oldu artık yollar.
Aşkın yalnızlıkla cezalandırdığıyım, ben.

Ardı, dua.
Ötesi ibret, berisi av, dahası cinnettir.

Hep kendi kendimi ıskalayan bir ahmağım sandım.
Yokluğunda kendimi bulamadığımı, aynadaki boşlukları gördükten sonra anladım.
Dudağındaki soğuk yatağa kıvrılan o sıcak nefesti, sessizlik.

Ardı, figan.
Ötesi dil, berisi şiir, dahası çığıltıdır.

Ben, sen, biz...
İç kanamaları durmayan üç ayrı hastayız şimdi. Hepimiz tekiliz.
Hepimiz aşk tarafından terk edileniz.

Yitirdiğim kadar bulmanın,
Uyuduğum kadar uyanmanın,
Can verdiğim saatlerin hesabından can almanın vaktidir, şimdi.
Yâr olmaya yüz tutmuşken, yârdan oldum kısmetlerin kıtlığında.

Ardı, boş.
Ötesi ömür, berisi karayazı, dahası yazgı hatasıdır.
Aşkın bir arada tutamadığı birbirini anımsatan iki ayrı yalandık, biz.
Buna sadece ayrılık kandı.
Ve o’nu bir yere,
Beni bir başka yere attı.

Ardı, azap.
Ötesi yok, berisi yokmuş, dahası yoktur.

114

Wednesday, 5.10.2011, 09:23

Aşkmeran

Yıllar canidir.
Ki ben felçliyim el'den aşağım tutmuyor.
Uykum da bu yüzden firari.
Uykum kan.
Uykum kir.
Uykum kum.
Hepsini gözlerime kaçır!
Gel dudaklarının arasında salla beni!
Uyurum belki.

'Sus!' deyip sustu…
'Dur!' deyip durmayan ve giden,
Gelip giderken tökezleten,
Sallanırken 'düşer miyim?' endişesi gibi…
Ölürken dirilmenin mucizevî beklentisi kadar düşsel,
Delil yetersizliğiyle yetinen,
Kendi aklının dar geliriyle geçinen,
'Kimlik kadar gerekli bir kadın…'

İşte bu yüzden,
Eşidir kan, yaranın,
Bir gün mutlak kabukla aldatılan.
Kan yaranın kusma durumudur.
'Öyle ki tüm yaralar kan kusar.'
'Beni kan tutar' diyen bir yaraya denk gelemezsiniz!
Kan tutmaz yarayı, akar!
Pıhtıdır yaranın tek yoldaşı,sargıdan önce yarayı kendisi sarar.
Kan yaranın ağlama durumudur.
'Öyle ki tüm yaralar kan ağlar.'
Yara, izinin ceddidir ve geçmeyen bir geçmiş kadar ciddidir.

Dün, an'ladığındır.
Gider anlamadan,üzerine gün örttükçe.
Ki gün gelir birlikte içilen şaraplar bile bir şarapnel parçası kadar can acıtabilir böylece.
Geçmiş,geçmeyen yaraların tekil adıdır.
Akar.
Ağlar.
Kusar.
Kabuk olur bağlar.
Sulanır göz göz, bunu en iyi gözü ardında kalanlar anlar.

115

Wednesday, 5.10.2011, 09:29

vay be senden korkulur...yeg şiirleri kitaplardakiyle birebir...
kitaplarımı okumuyurdum ne zamandır...benim eklediklerim kısa alıntılardı ama bunlar tam olmuş ve süper olmuş...burdan okuyayım arada...
emeklerine sağlık :ff:



Hehehe..
Evet Siirler Yarım Değil,
Tam.
Kitabını Okuyamıyorsan,
Buradakı Paylastıklarımı Okursun Ozaman :ae:

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

116

Thursday, 13.10.2011, 14:32



Bitti.
Ömür bitti.
Ödül yitti.
Ödün verildi.
Kefen giyildi aşkına.

Sağ yanım sağır.
Sol yanım solgun.
Önüm arkam, varım yoğum, yoksun.

Şimdi,
Söndü ışık.
Sustu dudağımdaki sen çalan ıslık.
Sen,
Dünya ahret acımsın artık!

Emre GÖKCE / Yel Vuruşları - I (Pasajdır.)

Yargâh Kitabından...

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

117

Thursday, 13.10.2011, 14:34



Kaçar gibi gittiğin günden beri,
Dizimin dibinde yaşlanıyorum.

Yalnızca, yalnızım hâlâ.

Bana ‘‘bir bardak su’’ ver!
Önadım yanıyor.

Ömrümün sadece tek gecesinde olsan...
Ölüm uykusu da olsan fark etmez.
Bir kere nefesinle uyuyayım.
Uyanmasam da razıyım.


Emre GÖKCE / Önadım

‘‘AŞKMERAN’’ kitabından...

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

118

Thursday, 13.10.2011, 14:35



Ve dayanılmaz bir iç ağrısı,
Ömrün geri kalanına senden yadigâr bırakılan.

Dört mevsim sensiz tadılmışken,
Dönsen kaç yazar bu bahar?


Emre GÖKCE / İskemlenin Miskini - II (Şiirinden Alıntıdır)

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

119

Thursday, 13.10.2011, 14:36

Gözlerin,
Ellerin,
Dudakların..
Şartsız salınıverdi benden..

Bıraktı ve gitmelere aktı göz akın,
Tutuşmalarının avuç dokunmalarında,
Sustuklarımız aramızda kalsın burada..

Sadece gözlerime dokunmayın,
Dokun-mayın dedim,
Sensizlikten patlarım..

Emre GÖKCE

Melye

Yönetici

  • "Melye" bir kadın
  • Konuyu başlatan "Melye"

Mesajlar: 23,454

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

120

Thursday, 13.10.2011, 14:36

Mucizeler bekliyorum senden,
Birazda içinde Aşk olan dizeler..

Dizlerimin dibindeyken gözümün berisine düşe-düşe kurulan 'seviyorum'lu yorumsuz cümleler..

Yalnızca bu kadar gözlerinle siluet kazandı bedenim,
Tüm yalnızlıkların kertmesi zaten Aşk değilmidir Sevgilim?

Emre GÖKCE