Güneş doğarken hafif bir gülümseme gibi idi gelişin. Yokluğun ile varlığın arasındaki farkı farkedemezken ben, beklentiye kapıldım aniden. Oysa kendi gurbetimde bir köşede ne de gariptim. Uzaklarda ararken kalbime bakmak aklıma gelmemişti. Ben zaten susmayi sevmeye tercih etmiştim. Ne de garipti hayatım. Ayrılmam diyen ruhuma inat giderek yalnızlaşan…
Akor yapar gibi bir hal vardı özünde titrek ve narin yaşamıma gözyaşı olup akarken yokluğun. Ben sevmeyi özledim böyle zamanlarda. Ve özlemeyi sevdim. Yanarken güldüm ve “merhaba” dedim acılara korkmadan. Güneş batıyor olsa da…
Geçilmemiş duraklara idi benim gurbet yolculuğum. Bir an kendime dönmek istedim. Nafile. Çok uzaktım benden.
Uzandı ellerim boşluğa varlığa erişme ümidiyle. Hani severim diye. Olmadı ama ağıtlar ses verdi gece zifiri yalnızlığıma.
Bir an gözlerimi açtım.
Gerçeklerden sıyrıldım.
Yanımda idin.
Yalanlar kadar yakınımda…