Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

MeRaL

Jüri

  • "MeRaL" bir kadın
  • Konuyu başlatan "MeRaL"

Mesajlar: 5,317

Kayıt tarihi: Jan 6th 2007

Konum: NRW

  • Özel mesaj gönder

1

Sunday, 9.10.2011, 17:02

Herkesi memnun edebilirmiyiz?

Herkesi memnun etmek için çırpınıyor fakat hiç kimseyi memnun edemiyor musunuz?
Kendinizden beklenen davranışları sergiliyor ama bir türlü kendiniz olamıyor musunuz?


İnsanlar dış referanslı ve iç referanslı insanlar olarak iki gruba ayrılırlar. Dış referanslı insanlar başkalarının sözlerini aşırı önemserler. Hareketlerini çevrelerinin beklentisine göre bina ederler. Harekete geçmek için dışarıdan motive edilmeyi beklerler. Övgülerle aşırı memnun olurken eleştirilerle çabuk yıkılırlar. Hayattan lezzet almaları çevrelerinin onları beğenmesine, övmesine ve takdir etmesine bağlıdır.

Serap da dış referanslı danışanlarımdan bir tanesiydi. Çevresindeki insanların kendisi hakkındaki görüşlerini aşırı önemsiyordu. Yaşantısını başkalarının beklentisini karşılamaya adamıştı. Eşinin, kendi ailesinin, kayınvalidesinin, kardeşlerinin beklentileri arasında sıkışıp kalmıştı. Herkesi memnun etmek için çırpınıyor fakat hiç kimseyi memnun edemiyordu. Kendisinden beklenen davranışları sergiliyor ama bir türlü kendisi olamıyordu.

- Artık bu hayat bana çok ağır geliyor. Hiç kimseyi memnun edemiyorum. Şu şekilde davranıyorum eşim bozuluyor, bu şekilde davranıyorum kendi ailem alınıyor. Kendi ailemi memnun edeyim diyorum bu sefer kayınvalidem mutsuz oluyor. Herkesi memnun etmenin bir yolu var mı?

- Neden kendini herkesi memnun etmek zorunda hissediyorsun ki?

- Çünkü onlar memnun olmadığında ben mutlu olamıyorum.

- Yani mutlu olabilmen için, yaptığın bir davranışın herkes tarafından onaylanması gerekiyor öyle mi?

- Sanırım öyle.

- Kusura bakma ama o zaman sen ömür boyu mutlu olamazsın.

- Neden ki?

- Bir öykü ile açıklayayım. Bu öykü meşhur bir öyküdür. Nasrettin Hoca’ya da atfedilir, Ezop’un masallarında da geçer.

  • Sıcak bir yaz gününde bir baba ve küçük oğlu yanlarına eşeklerini de alarak yolculuğa çıkarlar. Eşeklerini satılığa çıkaracakları için üstüne binmezler. Bir tarlanın yanından geçerken köylüler baba-oğul ile dalga geçerler. Bu sıcakta eşeğe binmedikleri için onları küçümserler. Aptallıkla itham ederler. Bunun üzerine adam çocuğunu eşeğe bindirir ve kendi eşeğin yanda yürümeye başlar. Başka bir tarlanın yanından geçerken tarladaki köylüler “Şu adama bak! Kendi yaşlı haliyle yayan yürüyor, küçücük çocuk eşekte gidiyor. Çok ayıp.” diye söylenirler. Adam, köylülere hak verir ve oğlunu indirip kendi eşeğe biner. Ne var ki bir başka köylü grubuna rastladığında onlar da adamı acımasızca eleştirirler: “Sen de hiç insaf yok mu be adam? Küçücük çocuğu yürütürsün de kendin sefa sürersin”. Adam onlara da hak verir. Bu sefer eşeğe oğlu ile birlikte binerler. Ancak bu sefer de bazı yoldan geçenler “Şu arsıza bak sıskacık hayvana ikisi birden binip hayvanın canını çıkarmışlar” diye adama laf atarlar. Kısacası adam kimseyi memnun edemez. En sonunda kendi doğru bildiğini yapmaya ve sağdan soldan gelen seslere kulak tıkamaya karar verir. Herkes kendi penceresinden haklıdır çünkü.


- Peki, kimin dediğini yapacağım o zaman?

- Kalbinden geleni, kendi doğru bildiğini yapabilirsin. Vicdanının sesini dinleyebilirsin. Ya da fikrine gerçekten değer verdiğin dostlarının.

- Ama memnun olmayanlar benim hakkımda ileri geri konuşurlar o zaman.

- Konuşsunlar. İnsanların ağzı torba değil ki büzesin.

- Ben böyle diyemiyorum işte.

- Bunu değiştirmek için buradasın zaten. Öyle değil mi?

- Evet.

Hayatın keşfettiğim temel bir kuralı var: Bir seçim yaptığımızda seçmediğimiz şeyleri kaybetmiş ya da terk etmiş oluyoruz. Herhangi bir markanın bir model arabasını aldığımızda diğer tüm marka ve model arabalardan vazgeçmiş oluyoruz. Beğendiğimiz bir evi aldığımızda o bölgede satılık olan tüm evleri dışlamış oluyoruz. Bir mesleğe yöneldiğimizde diğer meslekleri devre dışı bırakmış oluyoruz. Aynı şekilde birilerini mutlu etmeye çalıştığımızda da bazılarını mutlu etmeme ihtimalini de üstlenmiş oluyoruz.

Serap’la ilerleyen seanslarda bu konu üzerine de konuştuk. O, zaman içindeki düşünce yanlışının farkına vardı. Ve kendi deyimiyle başkalarını mutlu etmeye çalışırken başta kendisi olmak üzere kimseyi mutlu edemediğini fark etti. İkinci aşamada onunla olumsuz eleştirilerle baş etme stratejileri üzerine çalıştık. İnsanları kırmadan, incitmeden nasıl “Hayır” denileceği üzerine konuştuk. Uzun bir çalışmanın sonunda Serap hayatında artık herkesi memnun edemeyeceğini, böyle bir işe girişmenin aptalca olduğunu çok iyi anlamıştı. Hayır diyebiliyor ve olumsuz eleştirilerle baş edebiliyordu. Kısacası daha mutluydu.

Mehmet Teber -
Psikolojik Danışman & Pedagog

:çakçak:

midestino34

Profesyonel

  • "midestino34" bir kadın

Mesajlar: 1,857

Kayıt tarihi: Jun 2nd 2009

Konum: istanbul

  • Özel mesaj gönder

2

Sunday, 9.10.2011, 17:58

Herkezi memnun etmek demek kişiliginden ödün verip başkalarının seni yönlendirmesi demektir. Mutlu olmak için kural cok açık ne sen baskasını yönet nede baskasının seni yönetmesine izin ver:)) özetle her daim empati kur üzmezsin üzmeyincede üzülmezsin diye düşünüyorum.. güzel paylasım emeginize saglık tskk bu güzel paylasımınız için

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • "TurkEce/GnL" bir kadın

Mesajlar: 47,568

Kayıt tarihi: Sep 16th 2010

Konum: TC İstanbul/allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

3

Sunday, 9.10.2011, 20:03

Çok güzel bir paylaşım ellerine sağlık, teşekkürler modum...
Ben kendimi biliyor,kararımıda vermişsem ordu gelse umrum olmaz.
Sen şusun busun deselerde bakarım,dinlerim yeri geldiğinde cevabını veririm sonrada güler geçerim...
Kalp kırmayı sevmem,insanları memnun etmeyi severim ama kendi doğrularımdan, yolumdan, karakterim ve kişiliğimden asla ödün vermem!

4

Sunday, 9.10.2011, 22:14

Serap da dış referanslı danışanlarımdan bir tanesiydi. Çevresindeki insanların kendisi hakkındaki görüşlerini aşırı önemsiyordu. Yaşantısını başkalarının beklentisini karşılamaya adamıştı. Eşinin, kendi ailesinin, kayınvalidesinin, kardeşlerinin beklentileri arasında sıkışıp kalmıştı. Herkesi memnun etmek için çırpınıyor fakat hiç kimseyi memnun edemiyordu. Kendisinden beklenen davranışları sergiliyor ama bir türlü kendisi olamıyordu.




örnek verilen serapi anlamak okadar zor degil... her bir sevdigini veya deger verdiklerini memnun etmek cabasinda olan serap bu durumda her birinin arasinda kalmis oluyor...
ona hak verse diger cikisicak...vs vs vs
serap gibi okadar cok örnek varki yasadgimiz ve yasatigimiz hayatda...
tabiki böyle bir durumda mutlu olamaz seraplar...
ne güzel denilmis...

hayir demesini biliceksin...
birileri üzülücek diye kendinden ödün vermiyeceksin, düsünceni arz ediceksin..
fakat...
kimseyi kirmadan...yapicaksin bunlari...
bu hernekadar zor olsada...
kendin ve onlar icin deniyeceksin...


serap belki tedavi oldu...

ama en önemlisi yakininda olan ailesi ve sevenleri...veya sevmiyenleri....


PEKI ONLARDA OLDUMU ?!

MeRaL

Jüri

  • "MeRaL" bir kadın
  • Konuyu başlatan "MeRaL"

Mesajlar: 5,317

Kayıt tarihi: Jan 6th 2007

Konum: NRW

  • Özel mesaj gönder

5

Sunday, 9.10.2011, 22:46

Üstte pedagogun verdigi hikaye örneginde, Nasreddin Hoca sonra esegi sirtina aliyor diye devam ediyor :hayret:

Insanlarin bizden beklentileri herzaman olacaktir.
Ama bizde kendimize haksizlik etmeden kimilerini memnun edecegiz, kimilerini edemeyecegiz.

Eger Serap'i seviyorlarsa, onu böylede kabul edebilmeliler ;)
Eger sevmiyorlarsa, beklenti icerisinde olmaya devam edeceklerdir, belkide küseceklerdir ona kimbilir.
Ama Serap'in en azindan terapi sonunda, esegi sirtlamayacagina inaniyorum.

  • "Nisa Nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,948

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

6

Monday, 10.10.2011, 01:12

hepimiz bir çok şeye kişiye ödün vermek zorundayoz ve veriyoruz da
vermesek bu hayatta tek basımıza kalırız
belki bu ödün vermeler cok küçük oldugu için farketmeyebiliriz
ama her insan mutlaka bir şeylerden ödün verir

herkesi olmasada belli kişileri memnun edebiliriz
ne kadar cok kişiyi memnun edebiliyorsak o kadar memnun ediliriz
ne ekersen onu biçersin...
istisnalar hariç
onlari asla memnun edemeyiz :))