Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

Tuesday, 29.11.2011, 19:06

Renklerin Gölgesinde

-Kırmızının geçidi vardır ilkin, bir uçtan diğer uca.
Kırmızı; savaşta kanın, sevda da yüreğin temsilcisidir.Yeryüzü en güzel
elbisesine şafaksı kızıllıkta bürünür.Kırmızı, tutkuyla bağlanmanın
rengidir aşka,başımızda dönüp duran sarhoşluğun. Mecnun güle giderken,
kırmızılarla çıkar Leyla karşısına.Kerem’in Aslı için yandığı od’dur kırmızı.
Ve sahne de şimdi Kırmızı.
- Doğrudur, benim adım Kırmızı.Sizden tek isteğim var; unutun bütün
bildiklerinizi.. Yıkalım beraber geçmişi ve yerine daha güzeli kurabilelim.
Yıkmadan yapılmaz. Aşkı da yıkalım, sevdayı da.. Şafaksı kızıllıklarda
tekrardan kuralım dünyayı.. Hiçbir şey yerini terk etmesin, savaşlarda
durmadan akan kanadır sözüm. Madem ben Kırmızı’yım..
Senden aşkı hakim kılmanı istiyorum.. Tek söz sahibi varsa o da aşktır..

-Ve güneşe durduk sarardık.Buğday tanesinin sarılığında
berekete, sonbaharla sararan yapraktaki sabra vurgunduk.Sarıydı
adımız, günebakanlarla uzatırken başımızı göğe.Özlenenleri özlemeyi
Sarı’dan öğrendik.Hasretin en asili sarı da mevcuttu.Ondandı hasret
çeken yüreğin günden güne sararması.Sarı, akıp giden yaşamın
bir ırmak boyu macerasıdır.Avcının peşinde olduğu Ceylan..
-Sarıyım ben.Tanıyın beni. Vazgeçtim insanlıktan,adamışken özümü ona.
Vazgeçtim sömürdükçe sömüren canilerden.Bir yanıyla insanlık vaat
edip bir yanıyla bütün vahşetleri destekleyen iki yüzlülerden
bıktım.Bıktım içimi boşaltan boş kavramlardan.Artık ne güneş sarıydı,
ne de buğday taneleri.Hepsine birazda olsa kan bulaştı…

- Sessizce uzanırken yaprağa bahar, adımız Yeşildi..
Güvercin gagasında sıkışan zeytin dalı, umudu büyüten sevgiydik..
Yeşille unuttuk kara geçmişi, kana bulaşan elleri.. Saygı duyduk
topraktan başını yavaşça uzatan tohuma.. Sonbahara kızgın yeşiller
büyüttük penceremizde.. Çünkü yeşile adadık ömrümüzü…
- Pencerenizde büyütürken, unuttunuz doğadaki yeşile saygı duymayı..
Yaktınız cayır cayır kendi menfaatleriniz doğrultusunda. Yok saydınız
beni gözünüz karardığında. Vurdunuz güvercini, hiçe saydınız sevgiyi..
Maziyi taşıdınız geleceğe, kirletmek için daha fazla beyni..

- Aksi sedamızla Mavi’ye boyandı dünya. Gökyüzüne kesildi
denizler.. Kapının önünde güneşin batışını izleyen kızın gözünden
öğrendik masmavi düşlerde umut olmayı.. Ağlayan çocukların
elinde elma şekerine dönüştük maviyle.. Yaramaz çocuğun hınzırca
gülümseyişindeydik. Uçurumun kenarında yaşamı telkin eden
dokunaklı sestik…
- Kesildi can damarlarım.. Yitirmeye başladım yavaş yavaş güzelliğimi…
Dedikleriniz uzaklaşmakta benden.. Artık uzağım hınzırca
gülümseyişlere… Hasretim gözünüzdeki umutlu parıltıya..
Masmavi düşlerle rüyalarınıza girmeyi özledim, denizler kirlendiğinden beri…


Kirletilirken renkler birer birer, isyandaydı bütün dünya..
Şahitti melekler insanlığın yaptığı yıkımlara.. Birleşti renkler, süren savaşlara karşı..
Birleşti renkler, ağlayan çocukların her bir gözyaşı damlası için..
Yağmuru beklediler ve …
Gökkuşağıyla işte üstümüzdeler…
Hoş geldiniz aşka,sabra,umuda ve bahara gebe gülümseyişler…


Alıntı

2

Wednesday, 30.11.2011, 10:10

Emeğine sağlık...
Paylaşım için teşekkürler...

3

Wednesday, 30.11.2011, 12:39

Ben Tesekkür Ederim :sapka: