Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

KesmeSekeri

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "KesmeSekeri"

Mesajlar: 441

Kayıt tarihi: Jun 15th 2007

Konum: NL

  • Özel mesaj gönder

1

Sunday, 25.11.2007, 00:58

İnsanlar huzura niçin kavuşamıyor !

Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur. Dünya, mümin için huzur yeri değildir.
Azap yeri de değildir. Esas huzur ve azap yeri, ahirettir. Dünya, ahiretin tarlasıdır.
Yani dünya kazanç yeridir. Dünyada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir.
Her nimet, bir külfet karşılığıdır. Külfet de sıkıntısız olmaz.
Fakire göre, zenginin sıkıntısı daha çok olur.
Zengin, arabası ile giderken, benzini biter, arızalanır, tekeri patlar.
Yedek parça ve tamirci arar. Bütün bunlar birer sıkıntıdır.
Zenginin borçları, alacakları da olur.
Alacaklarını toplamak, borçlarını ödemek için devamlı sıkıntı içindedir.
Malı çok olanın, sıkıntısı da çok olur.

Mümin, diğer insanlara göre daha çok sıkıntı çeker.
Çünkü müslüman, komşularının ve diğer insanların eziyetlerine katlanır.
Bunlar da birer sıkıntıdır. Helal kazanmak ve ebedi yurduna azık hazırlamak için yorulur. Bunlar da birer sıkıntıdır. Müslüman için asıl huzur Cennettedir.
Çünkü dünya, mümin için sıkıntı yeridir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya müminin zindanı ve kıtlık yıllarıdır.
Dünyadan ayrılınca zindandan ve kıtlıktan kurtulmuş olur.) [Hakim]

Dünyada, müminden bela, sıkıntı eksik olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, kertenkele deliğine girse de, ona eza edecek biri musallat olur.) [Beyheki]

Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur.
Sıkıntı istememeli; fakat sıkıntılardan da şikayet etmemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, kâmil mümin değildir.) [Taberani]

Dünyanın faydasız eğlenceleri, tatlı sanılan şeyleri, ahiret azabıdır.
Ahiret için çalışırken çekilen sıkıntılar ise, ahiretin en tatlı meyvesidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyanın tatlılığı, ahiretin acılığıdır. Dünyanın acılığı ise, ahiretin tatlılığıdır.) [Hakim]


Okul, iş hayatı için bir vasıtadır.
İmtihanları başarı ile verip okuldan mezun olmak gerekir.
Vasıtaya gaye gibi sarılmak, hep okulda kalmayı istemek akıl kârı değildir.
Diploma almadan hayata atılmak da iyi değildir.
Okula gitmekten gaye, diploma sahibi olmaktır. İşte dünya, bir okul gibidir.
İman sahibi olmak da diploma almak gibidir.
Talebenin maksadı, okulu başarı ile bitirip hayata atılmaktır.
Müminin gayesi de, dünyadan iman ile ahirete gitmektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyasını seven, ahiretine, ahiretini seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı, geçici olana tercih edin!) [Hakim]


Sıkıntılar, müminin günahlarının affına ve ahirette derecesinin yükselmesine sebep olacağı için bir nimettir.

Yunus Emre diyor ki:
Bir söz diyeyim sana, dinle canın var ise
Tamahkâr olma sakın, aklın sana yâr ise

Gördün yârin eğridir, neyin varsa ver kurtul
Büyüklerden öğüttür, işittiğin var ise.

Baktın yârin sadıktır, köle ol kapısında
Çıkar ciğerin yedir, eğer çâren var ise.

Ekmek yiyip tuz basmak, nâmertlerin işidir
Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise

Kötülük etme asla, herkes sana ilenir
Senden sonra söylenir, ne dirliğin var ise

Sözünden de bellidir, miskin Yunus delidir,
Ayıplaman yârenler eksikliği var ise.


Yaralılar ve yarasızlar İnsanların çoğu, kendilerini anlamadıklarından söz ederler.
(Beni anlamıyorlar) derler. Dertsiz insan olmaz.
Elbette birinin derdi ötekini pek ilgilendirmez.
Derdini anlatır, fakat ötekiler, acı veya tatlı bir şey istemediği için hoşlanmazlar ve onun derdine çare aramaya bile lüzum görmezler.

Onun için demişler ki:

Yara sızlar, yara sızlar,
Ok değmiş yara sızlar.
Yaralının hâlinden,
Ne bilsin yarasızlar.

Bir divan şairi de diyor ki:
Âsude olan hâl-i dil-efgârı ne bilsin
Handân-ı tarab girye-künân zârı ne bilsin



Yani, huzur ve mutluluk içinde gülen, inleyerek göz yaşı döken gönlü yaralının hâlini ne bilsin?

  • "(((karakan)))" bir erkek

Mesajlar: 74

Kayıt tarihi: Jun 28th 2007

Konum: yeraltý

  • Özel mesaj gönder

2

Sunday, 25.11.2007, 01:03

cok guzel bir soru cevabi bende merak ettim

KesmeSekeri

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "KesmeSekeri"

Mesajlar: 441

Kayıt tarihi: Jun 15th 2007

Konum: NL

  • Özel mesaj gönder

3

Sunday, 25.11.2007, 01:13

(((karakan))), Dünya, mümin için huzur yeri değilmis.. :cry:

djseker

Orta Düzey

Mesajlar: 336

Kayıt tarihi: Jul 9th 2007

Konum: Mamak son durak taki PARK

  • Özel mesaj gönder

4

Sunday, 25.11.2007, 01:19

Benim derdim bana yeter bir dert de sen katma bülbül :) der Yunus emre Ateş düştüğü yeri yakar .1. cisi bir insanda ALLAH Sevgisi içerisinde değilse ne huzuru bulur ne içindeki yara biter . ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YAA RESULALLAH diyebiliyosak işte gerçek huzur gerçek gözyaşı budur KesmeSekeri, paylaşımın için teşekkür

  • "Masum Masum" bir kadın

Mesajlar: 13,411

Kayıt tarihi: Jan 31st 2008

Konum: AllaTurkaa

  • Özel mesaj gönder

5

Friday, 5.09.2008, 11:19

KesmeSekeri, eline saglik paylasim icin tesekkurler..