Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "мαѕυм" bir kadın
  • Konuyu başlatan "мαѕυм"

Mesajlar: 13,411

Kayıt tarihi: Jan 31st 2008

Konum: AllaTurkaa

  • Özel mesaj gönder

1

Friday, 10.08.2012, 15:35

Klavyemin arasına hayallerim kaçtı.




Gözlerimi dikebildiğimce uzağa diktim.Sonra fark ettim ki çok uzak…
Gidilemeyecek kadar değil de gidipte bulamayacak kadar uzak..
Kimse neden bir gün olsun gitmedin demesin.Gidemedim,gidemem…
Yürüyemeyecek kadar değil de yürüyüpte koşmuşçasına yorulmaktan korktum.
Kabul ediyorum hiç koşmadım.Koşamadım.Koşamam…
Koşmayı beceremediğimden değil de,koşarken nefes nefese kalmaktan…
Kalbim var benim. Ben görmedim ama var diyorlar.
Evimin yanında tren istasyonu var.Her gece onun yatağımı titreten sesine uyanıyorum.
Garip bir şekilde ürperiyorum her gece.Küçükken çok korku filmi izlerdim ondan olabilir.Gerçi yarısında gözlerimi kapatırdım.
Seslerden vahşetin şiddetini hesaplardım.Seneler geçti,ne değişti dedim.
Artık vahşetin sesini değil de,bir trenin benliğimi korkutan şiddetinin yalnızlığıma verdiği zararı hesaplamaya başladım.
Çok sefer uykusuz kaldım.Çok sefer kültablası izmarit doldu, ben boşalttım.
Çok sefer konuştum öyle kendi kendimle,geceyi sabaha bağlayan sabah ezanı saatinde…
Sonra saat ilerledikçe yerini,kahvaltıya ekmek yok lan korkusu aldı. Bakkalın uzak olduğundan değil de,aklımı meşgul edecek başka bir sorun bulmaya çalıştığımdan.
Sonra onu ‘su yok’,’şohben daha ısınmamış nasıl yıkanıcam’,’çok bulaşık var’,’cam kenarı değil bu bilet’,’odamı b..k götürüyor’,’saatim durmuş’,’klavyemin arasına hayallerim kaçtı’ vb yoktan var edilebilecek saçma sorunlar takip etti.
Bunlar sorun değildi sadece ‘asıl sorun’un yerini doldurmaya çalışan yardımcı sorun oyuncularıydı.
Aslında asıl sorun,ucuz castlara meydanı bırakmayacak kadar güçlüydü.Ama asıl sorun neydi ? Bunu duymaya gücüm yeter miydi? Kaldıramayacağımdan değil de inanamamaktan korktuğum için hep kaçtım.

Çocukluğumdan beri kafamı uzatıp çıkardığım tren pencerelerinden gördüğüm şehirler,hiç biri hiç biri gerçek değiller…

Alintidir..

2

Friday, 10.08.2012, 15:46

Güzel paylaşım tşkler:)