Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "sahra-cantanem" bir kadın
  • Konuyu başlatan "sahra-cantanem"

Mesajlar: 7,470

Kayıt tarihi: Mar 9th 2010

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

1

Friday, 10.08.2012, 22:14

Peygamber Efendimize Tâbi Olmak

Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır.
Bunun alameti de Onun düşmanlarını düşman bilmek Onu beğenmeyenleri sevmemektir.
Muhabbete müdahene yani gevşeklik sığmaz. Aşıklar sevgililerinin divanesi olup onlara aykırı bir şey yapamaz.
Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki zıd şeyin muhabbeti bir kalbde bir arada yerleşemez.
İki zıddan birini sevmek diğerine düşmanlığı icap eder.

Resulullahı sevmek bütün Müslümanlara farz-ı ayndır.
Onun sevgisi bir gönüle yerleşirse İslamiyet’i yaşama imanın ve
İslam’ın tadına doyulmaz zevkine ermek ne kadar kolay olur.
Bu sevgi iki cihanın efendisine tam uymaya sebeptir.
Bu sevgiyle Allahü teâlânın Habibine ikram ettiği sonsuz ve
tarife sığmaz nimetlere ve bereketlere kavuşmakla şereflenilir
Küçük büyük her Müslümanı doğrudan doğruya Resulullahın sevgisine götüren
Ehl-i sünnet âlimleri ve kitapları bu bereketlerin senetleridir.

Bu dünya nimetleri geçicidir ve aldatıcıdır. Bugün senin ise yarın başkasınındır.
Ahirette ele girecekler ise sonsuzdur ve dünyada iken kazanılır.
Bu birkaç günlük hayat eğer dünya ve ahiretin en kıymetli insanı olan
Muhammed aleyhisselama tâbi olarak geçirilirse
seadet-i ebediyye sonsuz necat kurtuluş umulur.
Yoksa Ona tâbi olmadıkça her şey hiçtir.
Ona uymadıkça her yapılan hayır iyilik burada kalır ahirette ele bir şey geçmez.

Ahirette Cehennemden kurtulmak yalnız Muhammed aleyhisselama tâbi olanlara mahsustur.
Dünyada yapılan hayrat ve hasenat yani bütün iyilikler bütün keşfler
bütün hâller ve bütün ilimler Resulullahın yolunda bulunmak şartı ile ahirette işe yarar.
Yoksa Allahü teâlânın sevgili Peygamberine tâbi olmayanların yaptığı her iyilik
dünyada kalır ve ahiretin harap olmasına sebep olur.
Yani iyilik şeklinde görünen birer istidractan başka bir şey olamaz.

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Kâfir olarak ölenlerin işleri dünyada da ahirette de boşa gider.) [Bekara 217]


(Kimi ona [Muhammed aleyhisselama] iman etti kimi de ondan yüz çevirdi ki
bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri elbette ateşe atacağız.)
[Nisa 55-56]


(Rablerini inkâr edenlerin [imansızların faydalı] işleri fırtınalı bir günde
rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; o işlerin hiç faydası olmaz.) [İbrahim 18]


(Kâfirlerin [beğenerek] yaptığı bütün işler kıyamette boşa gider.) [Tevbe 17]


(İmansızın ameli boşa gider ahirette de ziyana uğrar.) [Maide 5]


(Kâfirlere ahirette yalnız Cehennem vardır. Emekleri boşa gider.) [Hud 16]


(Kıyamette onların yaptıkları her işi toz duman ederiz.) [Furkan 23]


(Kıyamette en çok ziyana uğrayanlar iyi işler yaptıklarını sanıp da bütün çabaları boşa gidenlerdir.)
[Kehf 103-104]


Bir kimse binlerce sene ibadet etse ve ömrünü nefsini temizlemekle geçirse ve
güzel huyları ile yanındakilere ve keşf ettiği aletler ile bütün insanlara faydalı olsa
Muhammed aleyhisselama tâbi olmadıkça İslam dinine inanıp müslüman olmadıkça ebedi saadete kavuşamaz.