Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "Harbi Kız" bir kadın

Mesajlar: 5,575

Kayıt tarihi: Jul 9th 2013

  • Özel mesaj gönder

21

Thursday, 31.10.2013, 11:02

Tskler Abicim bu güzel paylaşımların için :1alkis:

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

22

Thursday, 31.10.2013, 11:09


* Hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar İNANÇ,
* Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar ÜMİT,
* Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar CESARET,
* Topluma, ailene, faydalı olabilecek kadar SAĞLIK,
* İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar PARA,
...* Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek GÖZ,
* Çevrenizdeki insanlara yardım eli uzatacak kadar CÖMERT,
* İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin İYİLİK,
* Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak SEVGİ,
* Yastık kadar yumuşak ve rahat bir VİCDAN,
* Dili, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek İRADE,
* Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar SABIR,
* Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar FAZİLET,
* En kötü halinde bile ŞÜKÜR varsa,
SEN MUTLUSUN ve HUZURLUSUNDUR

23

Thursday, 31.10.2013, 11:10


* Hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar İNANÇ,
* Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar ÜMİT,
* Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar CESARET,
* Topluma, ailene, faydalı olabilecek kadar SAĞLIK,
* İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar PARA,
...* Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek GÖZ,
* Çevrenizdeki insanlara yardım eli uzatacak kadar CÖMERT,
* İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin İYİLİK,
* Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak SEVGİ,
* Yastık kadar yumuşak ve rahat bir VİCDAN,
* Dili, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek İRADE,
* Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar SABIR,
* Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar FAZİLET,
* En kötü halinde bile ŞÜKÜR varsa,
SEN MUTLUSUN ve HUZURLUSUNDUR

vayyy harikaaa işte hayat felsefesem :thumbup:

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

24

Thursday, 31.10.2013, 11:11

Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir...




ayrıca yukarıdaki resim tema yapacak arkadaşlarada önerilir :thumbup:

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

25

Thursday, 31.10.2013, 11:14



Gül verenin elinde gül kokusu kalır

Uzun yıllar önce Çin’de Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. İkisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Bu da onların sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu, Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrede tepkiyle karşılanır.

Birkaç ay sonra bitmez tükenmez gelin kaynana kavgalarından ev, o ve eşi için cehennem haline gelmiştir. Artık bir şeyler yapmak gerektiğine inanan genç kadın, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir ekstra hazırlar ve bunu 3 ay boyunca her gün azar azar kaynanası için yaptığı yemeklerin içine koymasını söyler. Zehir az az verilecek, böylece onu gelininin öldürdüğü belli olmayacaktır. Yaşlı adam genç kıza kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını ona en güzel yemekleri yapmasını söyler.

Sevinç içinde eve dönen Li-Li, yaşlı adamın dediklerini aynen uygular. Her gün en güzel yemekler yapıyor. Kaynanasının tabağına azar azar zehiri damlatıyordu. Kimseler şüphelenmesin diye de ona çok iyi davranıyordu. Bir süre sonra kayınvalidesi de çok değişmişti ve ona kendi kızı gibi davranıyordu. Evde artık barış rüzgarları esiyordu. Genç kadın kendisini ağır bir yük altında hissetti. Yaptıklarından pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tuttu ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehirleri onun kanından temizleyecek bir iksir yapması için yalvardı. Yaşlı kadının ölmesini artık istemiyordu.

Yaşlı adam yaşlı gözlerle karşısında konuşup duran Li-Li'ye baktı ve kahkahalarla gülmeye başladı:

"Sevgili Li-Li dedi, sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin hepsi bundan ibaret. Gerçek zehir ise senin beyninde olandı. Sen ona iyi davrandıkça o da dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı; böylece siz gerçek bir ana-kız oldunuz." dedi.

Eski bir Çin atasözü şöyle der :
"Gül verenin elinde gül koku kalır. Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandır.

Zaman her şeyin en güzel ilacıdır. Sadece beklemek sabırla neler olup biteceğini, olayların nasıl gelişeceğini görmek gerek.Anlık bir öfke nefret insanlara ne kadar pahalıya mal olur bir bilseniz geriye dönüşü yoktur. Gösterilen ya da sunulan sevgi ve ilginin bize ne şekilde ve ne zaman geriye döneceğini kestiremeyiz. Sevgi paylaşılıp karşılık gördükçe gelişir ve büyür.

Yaşamda karşımıza çıkan pürüzleri düzeltme çabasını tek başına verirken paylaşımda bulunduğumuz kişiye de kendini gösterme ve bize yakınlaşma fırsatı ve zamanı tanımalıyız. Sadece duygusal ilişkiler de değil, günlük yaşamda, çalışma hayatımızda da karşılaşacağımız aksilikler bizi kötü davranışlar içine götürmemeli. Yeni bir başlangıçtır yapılan yaşamda değişiklik yaratmak için atılan adımlar. Beklemeli, gelişen olayların akışına göre tedbir almalı ama hiç kimsenin canını yakmadan kendi canımızın yanmasına da izin vermeden uzlaşma yolu bulmalıyız.

Hepimiz için doğru, güzel, iyilik dolu ve huzurlu bir yaşam getirsin gelecek günler, sevgi adına

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

26

Thursday, 31.10.2013, 23:00




İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi
ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun.
Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık.
Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor
ve hak edenlere saklıyorum enerjimi.
İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim,
eleştirme hakkını oluşturan...
yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var.
Ben demiştim sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun.
İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca
sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor.
Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun.
İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa
kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum.
Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor
ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor..


~Can Yücel - Olgunlaşmak ~

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

27

Friday, 1.11.2013, 14:42

Kaderini sev!
Varsa kederini de sev!
Üzülme hastalıklarına,
Gör, hangi günahlarına kefaret olacak,
Terk edildin diye de üzülme
Demek ki sevebilecek bir yüreğin var...
Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran,
Buluttan nem kapma!!!
Döküver kirpiklerinden sonbaharı,
Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin...
Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları,
Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına,
Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!
Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?
Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde,
Anlayacaksın ne demek istediğimi !!!

~Hz.Mevlana~



atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

28

Friday, 1.11.2013, 14:48

Sevgi kaba davranmaz,
Kendi çıkarını aramaz,
Kolayca öfkelenmez,
Kötülüğün hesabını tutmaz.
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir,
Sevgi kıskanmaz, övülmez, böbürlenmez

Eğer bütün sırları bilsem
ve her türlü bilgiye sahip olsam,
ama sevgim olmasa,
bunun bana hiç bir yararı yoktur.

Eğer tüm dünya dilleriyle konuşsam
ve kuş gibi söylersem,
ama sevgim olmasa,
ses çıkaran bir bakır ya da çınlayan bir zilden farkım olmaz

Sevgi haksızlığa sevinmez,
ama gerçek olana sevinir.
Sevgide korku yoktur,
Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar


29

Friday, 1.11.2013, 14:48





Hayat ne garip bugünlerde; Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı !..
Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz..!
Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı !..
Diplomamız bol ama sağduyumuz az..!
Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı !..İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı..!
Sorumsuzca para harcıyoruz ama az gülüyoruz..!
Trafikte çok hızlıyız ama çabuk parlıyoruz !..
Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz..!
Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz !..
Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik..!
Çok konuşuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz !..
Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik..!
Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık !..
Ay’ a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz..!
Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine inemiyoruz !..
Havayı temizledik ama ruhları kirlettik..! Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık !..
Çok yazıyor ama az gelişiyoruz..! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz !..
Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla..!
Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı !..
Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi..!
Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı !..
Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz..!
Dünya barışı der, silahlanırız !..
Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız..!
Yani bugünlerde; Eve çift maaşın girdiği ama çiftlerin boşandığı !..
Güzel evlerin yuva olamadığı..!
Kısa seyahatlerin, Kâğıt mendil gibi ilişkilerin;
Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin !..
Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin..!
Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu; Günlerde yaşıyoruz

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

30

Saturday, 2.11.2013, 13:43

Temponu düsür!
Hiç durup
sokak aralarında oynayan çocukları izledin mi,
ya da dikkat kesilip
damda tıpırdayan yağmur damlalarını dinledin mi?
Neşeyle uçan bir kelebeğe
dikkatle baktın mı?
Güzel bir gün batımını,
keyfini çıkara çıkara izledin mi?

Olduğun yerde durmalısın.
Çok hızlı dansetme,
çünkü yaşam gerçekten çok kısa.
Müzik sonsuza kadar sürüp gitmiyor...
Gün boyunca koşuşturup duruyor musun;
hep, ama hep acelen mi var?
Birisine:
"N'aber" diye sorduğunda,
ona,
ne cevap verdiğini dinleyecek kadar vakit ayırabiliyor musun?
Gün bitip de yatağına uzandığında,
kafanın içinde
hala yapılması gereken yüzbinlerce şey var mı?

Yavaşlamalısın.
Çocuklarına:” Yarın hallederiz." diye söz verip de
öbür güne ertelediğin oluyor mu?
Bir;Merhaba" demek için aramaya vakit bulamadığın için
bazı dostlarınla arkadaşlığının sona erdiği oldu mu?

Yavaşlarsan iyi edersin;
çok hızlı dans etme,
çünkü müzik bir gün susacak.
Yaşam gerçekten de çok kısa.
Bir yerlere çabuk varmak için çok acele edersen,
oraya ulaşmaktan alacağın keyfin
en az yarısını yitirdiğini bil.
Gün boyunca kaygılarla sıkıntılanıyorsan,
o günün,
daha açmadan çöpe attığın bir hediye paketi gibi olacaktır.
Yaşam bir yarış değildir;
temponu düşürmeli ve
şarkıyı,henüz sona ermeden dinlemelisin.


atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

31

Saturday, 2.11.2013, 20:17

Her kahve aynı tadi taşımaz...
Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan
ona göre değişir...
Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü,
en
... sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı kederlidir...
Kahve
telvesine yüreğinin acısı karışır...
Bir pazar öğle sonrası annenin,
"hadi
bir kahve yap da içelim" dediği kahve huzurludur...
Köpükler
annenin göz bebeklerine yansır...
Dudağının kıyısında kalan küçük
bir gülümsemedir...
Bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği
kahve düşülen kuyudan çıkma çabasıdır...
Koyu kıvamlı kahverengi bir
ipe tutunur çıkarsın ...
çıktığın an uyuyakalırsın...
ferahlıktır...
Dostlarla içilen kahve neşedir...
Kahkahalar
köpüklerin üzerinde yüzer...
Tek başına gece vakti balkonda içtiğin
kahve yalnızlıktır...Acıdır tadı...
Ama garip de bir keyfi, lezzeti
vardır...
Baban için yaptığın kahve sevgi doludur...
çay
bardağında, az şekerli...
Kahve gibi görünmez sana...
Ama sıcaktır
dumanları tüter ve kokusu büyülüdür...

Beklemedigin bir anda
sana uzatılan kahve başkadır... ısıtır insanın içini...
Yorgun
olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni... Kendine getirir, unutturur
günün
ağırlığını...
Kahve aynı kahvedir belki...
köpüğüyle, rengiyle,
dumanıyla aynı kahvedir...
Ama içilen kahveler ruhunun süzgecinden
gecer ve tadları değişir...
Her kahve aynı değildir bu yüzden..


atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

32

Sunday, 3.11.2013, 18:02

Mutluluk Pastası Tarifi.

Mutluluk Pastası Tarifi.
Bir ölçü"günaydın"
İki ölçek"iyi günler"
Birazcık"ilgi"
Bir tutam "anlayış"
Kararınca "nezaket"
Bir tatlı kaşığı "tolerans"
Bütün malzemeler içinde mevcut
Hepsi taze ve temiz
Gönül teknenizde iyice yoğurun
Akıl fırınınızda pişirdikten sonra
Kokusu her yanınıza sinince
İçine duygu şerbeti ekleyip biraz bekletin
Sonra onu hayatın üzerine yavaşça boşaltın
Üstünü sevgi marmelatı ile süsleyip
Gökkuşağından parçalar serpiştirin
Ve gün boyunca afiyetle yiyin
Fakat sadece kendiniz yemeyin Herkese verin..♥

33

Sunday, 3.11.2013, 20:41

Sevgi kaba davranmaz,
Kendi çıkarını aramaz,
Kolayca öfkelenmez,
Kötülüğün hesabını tutmaz.
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir,
Sevgi kıskanmaz, övülmez, böbürlenmez

Eğer bütün sırları bilsem
ve her türlü bilgiye sahip olsam,
ama sevgim olmasa,
bunun bana hiç bir yararı yoktur.

Eğer tüm dünya dilleriyle konuşsam
ve kuş gibi söylersem,
ama sevgim olmasa,
ses çıkaran bir bakır ya da çınlayan bir zilden farkım olmaz

Sevgi haksızlığa sevinmez,
ama gerçek olana sevinir.
Sevgide korku yoktur,
Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar


:thumbup:

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

34

Sunday, 3.11.2013, 22:45

:gulver: :sapka:

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

35

Sunday, 3.11.2013, 22:50

Gününüz bittiğinde, onunla bitin.
Yükünüzü asla yarına taşımayın.
Elinizden geleni yaptınız ve bazı hatalar,
bulanıklıklar olduysa unutun.
Bugününüzü ve her gününüzü,
sanki hepsi günbatımında bitecekmiş gibi yaşayın
ve başınızı yastığa koyduğunuzda,
elinizden geleni yaptığınızı bilerek dinlenin


atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

36

Sunday, 3.11.2013, 23:09

SOSYAL YAŞANTI İLE İLGİLİ ÖNERİLER:

Hayatımızı paylaştığımız, sırlarımızı taşıyan insanlar, bizden sevgi ve övgü bekleme hakkına sahiptirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır:

• Her arkadaş, dost değildir. Gerçekten sizi düşünen ve değer veren insanlarla arkadaş olmalısınız.

• Üzüntülerinizi yürekten paylaşan ve mutluluklarınıza içtenlikle ortak olan kişileri arkadaş edinin. Bu durum, yürüdüğünüz yolda başarı getirecektir

• Enerjinizi tüketen, sizi aşağı çeken insanları kendinizden uzak tutun.

Arkadaş Zannettiğiniz Ama Olmayan İnsanları Nasıl Ayıracaksınız?

• Şuna emin olun ki, gerçek dost kıskanmaz.

• Sizi kontrol altına almaya çalışmaz.

• Sürekli “ben söylemiştim “ diyerek, yaptıklarınızı başınıza kakmaz.

• Dost, öngörü sahibiyse, mutlaka uyarır ancak düştüğünüzde yanınızdadır ve sizi kaldırır.
Geriye kalanlar, ahbap veya tanıdıktan öteye geçemez.

• Hayatınızda sadece olsun diye var olan bir sevgili, eziyetten ve sırtınızda yükten başka bir şey değildir.

• Hayatınızdaki fazlalıklardan kurutulun.

• Dürüst olun ve kendi eleştirinizi yapın.

• Eğer ilişki yönünde hedefleriniz aynı değilse, neden başka birinin sorumluluğunu taşıyasınız ki?

• Sorunları görmezden gelmek, onları ortadan kaldırmaz.

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

37

Sunday, 3.11.2013, 23:13


Yaşamında boşluk hissediyorsan yaşamadığın içindir. Neyi yaşamadığın için? Rüyalarını. Yüreğinin rüyalarını. Belki bugüne kadar gerçekleşirse seni mutlu edeceğini düşündüğün birçok amacını gerçekleştirdin. Peki, o boşluk geçti mi?


Gittikçe daha çok insan “Yüreğinin Rüyası”na odaklanıyor. Buna kimileri “Anlamlı ve Amaçlı Yaşamak” diyor, kimileri “Sevdiği işi yaparak para kazanmak” diyor.


Gerçek rüyalarımız, ruhumuzdan, yüreğimizden gelir. Enerjimizi yükselten, değerli, yaratıcı, yararlı ve üretken olduğumuzu hissettiren her faaliyet, bize gerçek rüyamızın ne olduğu hakkında ipuçları verir. Hayatınızda keyif alarak yaptığınız faaliyetler neler?


Rüyalarını yaşayan, rüyalarını gerçekleştiren insan kendini farklı, özgün, canlı, enerjik, tutkulu ve daha “gerçek” hisseder. Kendisi olduğunu hisseder. Rüyalarını gerçekleştirmek bir seçimdir. Rüyalar atacağın adımlarla gerçekleşir.


“İyi de ben rüyamın ne olduğunu bile bilmiyorum” diyebilirsin.
Sor kendine: “Yüreğimin şarkısı ne?” “Ruhumu dans ettiren, yüreğimin söylediği o şarkı ne?” “Yıllarca yapmak istediğim ama birtakım engeller, korkular ya da inançlar nedeniyle yapmadığım/yapamayacağıma inandığım şey ne?”


Rüyanın ne olduğunu keşfetmek için en uygun zaman sabahları ilk uyandığın zaman ya da doğanın içinde kendine ayırdığın sessiz sakin zamanlardır. Zihin sakin olduğunda netlik artar. Tüm başarılı ve doyumlu insanlar büyük kararlarını sakin bir zihinle alır ve hayatlarının her alanında dengenin olmasına önem verir.


Sıkça iç dünyanda nasıl hissettiğine dikkat et. Amaçları gerçekleştirmek iyidir. Onları gerçekleştirdiğinde gerçekten neler hissettiğine dikkat et. Kendini ödül kazanmış hissediyor musun? Yoksa bir mücadeleyi sona erdirip bir sonraki hedefe mi yöneliyorsun? Hayatında yarattığın küçük başarıları kutlamak için kendine zaman ayırıyor musun? Hiç kimse sana aferin demese bile sen kendine aferin diyor musun?


Hayattaki gerçek mutluluk ve doyum, tutkuyla gerçekleştirmek istediğin misyonu bilmene ve onu kucaklamana bağlı.
İçinde olağanüstü yaratıcılık ve gerçekleşmeyi bekleyen sadece sana özgü rüyalar var. Bu rüyaları gerçekleştiremeden sürdürülen hayatta hissedilen o derin boşluğun acısı, onu gerçekleştirme riskini alma korkusundan çok daha acı vericidir. “Hepsi bu mu? Hayat sonu gelmez bir mücadele mi? Katlanılması gereken bir ceza mı?” diye soruyordu görünüşte her şeye sahip olmuş ama aradığı mutluluğu ve huzuru bulamamış yetmişli yaşlarda bir kadın.
Günlük yaşamın detaylarına öylesine takılıyoruz ki Büyük Planı göremiyoruz. Ödenecek faturalar, değiştirilecek çocuk bezleri, iş sıkıntıları, ev ve aile sorunları, masamızda yığılmış dosyalar, ev temizliği, beklediğin terfii almamak…


Hayatın yükü altında ezildiğimizi hissederken, hayatın ödüllerini gözden kaçırıyoruz.
İşte bu anlarda başımızı kaldırıp ufka bakma zamanı. Daha büyük bir planın parçası olduğunu hatırlamak. Kendi büyüklüğün, senin en harika versiyonun. Dünyaya geliş nedenin ve dünyaya sunacağın armağan, ruhunda kayıtlı ve ortaya çıkmayı bekliyor. Tıpkı genlerinin içinde oturan DNA sarmalları gibi. DNA’ların sadece genetik bilgileri değil, Ana Planın bilgilerini de ihtiva ediyor. Günlük yaşamın telaşı içinde misyonunun ne olduğunu göremiyorsun ama o orada, kendisini ifade etmeye izin vermeni bekliyor.


Hayatımızın kıyılarına vuran dalgalarla boğuşmakla meşgulken ufku göremiyoruz. Dalgalar gelince zıpla. Üstüne çık. Dalgalar boyumuzu aşıyorsa, dalgaların altında kalmak yerine onunla birlikte sörf yapmayı öğrenebiliriz. Usta bir sörfçü, dalgaların üzerinde ayakta kalmayı başarır. Bunu başarana kadar çok kez düşer kalkar, gittikçe güçlenir, dengesini geliştirir, her geçen gün daha da ustalaşır. Sakin bir denizden usta bir sörfçü de denizci de çıkmaz. Hiçbir çabanın ve zorluğun olmadığı bir hayat, anlamlı büyük bir hayat olamaz.


Bundan sonra zor bir durumla karşı karşıya geldiğinde görünenden daha fazlası olduğunu hatırla. “Bu deneyimde benim için ne tür bir ders var?” diye sor. Her ders Büyük Plan’ın zorunlu müfredatından biridir. Tabii görmeyi bilirsek. Görürsek dersi tekrarlamak zorunda da kalmayız.

Humanistik Psikoloji’nin babası Abraham Maslow’un dediği gibi, “Eğer insanın potansiyelinin ne olduğunu bilmek istiyorsan, sokakta yürüyen insana değil, maratonda rekor kırana; herkesin yaptığını yapana değil, yaratıcılığıyla çığır açan insana; sıradan insana değil, her şeyin en iyisini yapabilene odaklan. O zaman insanın potansiyelini idrak edersin.”
Kendi potansiyelini ve gücünü de!


Yaratıcı Zekâ, kendisini asla tekrar etmeyecek kadar sınırsız yaratıcılığa sahip. Eğer dünyaya geldiysen, kelimenin tam anlamıyla eşsiz, benzersiz ve özgün bir varlıksın. Kimsenin tekrarı değilsin. Doğarken içinde getirdiğin armağan paketini açarak dünyayla paylaşmak senin misyonun.


Ruhunun, yüreğinin şarkısını dinlersen bunu sana sürekli hatırlattığını duyacaksın. Bunun için kendine sessiz zaman ayır. Her gün!


Beraberinde getirdiğin bir plan var. Buna güven! Dünyaya sunacağın güzellikleri paylaşmak için buradasın. Olanakların, bazen aşman gereken zorluklar paketinde hediye olarak geldiğini hatırla. Paketi aç ve içindeki armağanı al. Doğru yerde ve doğru zamanda işine yarayacaktır.
İnsanların çoğu küçük olmaktan, sıradan olmaktan korkmuyor. Onları korkutan büyük olmak! Çünkü büyük olabilmek risk alabilmeyi, cesareti ve sorumluluk alabilmeyi gerektiriyor.


Tüm misyonların ortak noktası ne? Mümkün olduğunca çok sayıda insanın hayatında olumlu fark yaratmak. Bu dünyada var olmanla olmaman arasında bir fark olması. Varlığınla fark yaratman. Öldüğünde arkandan ağlayanların sayısının doğduğuna sevinenlerden fazla olması.


Hayallerini gerçekleştiren insanların ortak noktası ne? Başkası değil, kendi olmalarını hayatlarının bir numaralı amacı yapmaları ve korkularına rağmen hayalleri doğrultusunda adım atmaları. Yaratıcılık ve potansiyelimiz ancak kendimiz olduğumuz anlarda ortaya çıkıyor.
Korkak insan da cesur insan da korkar. Ama aradaki fark şudur: Korkak insan korkularının onu ele geçirmesine izin veren insandır. Cesur insan korkularına rağmen adım atabilen insandır.


Galiba Brecht’indi şu söz: “Öldüğümde arkamdan iyi insandı demelerini istemem. Arkasında iyi şeyler bıraktı demelerini isterim.”


Sevgiyle hoşça ol.

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

38

Sunday, 3.11.2013, 23:37

Kıyısından seyredilmiş bir hayat boşa geçmiş demektir.

Herkesin yaralı, herkesin yarım bir yanını tamamlarken,
verdiklerinden geriye kalanlarınla sen de yaralı ve yarımsın şimdi…
Üstelik yorgun, üstelik de ağır artık hayata senin de adımların...
Ama bak!..
Hiç değilse geçtiğin yerlerde izlerin, hiç değilse o izlerle bezeli yüreğin var senin.
İşte senin o yara ve izlerinin toplamıdır hayat.
Yaşadığına, var olduğuna ve dahil olarak yaşadığına tek kanıt…


Kıyısından seyredilmiş bir hayat boşa geçmiş demektir.

Eskisi kadar tutkulu, eskisi gibi hevesli olamasan da
Devam etmelisin.

O yorgun, o ağır adımlar, yaşamın en son neresine kadar götürebilirse seni.

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

39

Sunday, 3.11.2013, 23:41

Mutluluk

"Sen Mutluluğun Resmini Yapabilirmisin Abidin? "

Demiş Nazım Hikmet. Aslında düşünürseniz hepimizin hayatında mutluydum dediğimiz bolca resimler vardır yaptığımız; ama insanoğlunun doğal unutkanlığı nedeni ile bunları sarıp sarmalar en ulaşamayacağımız yere kaldırır en olmaz hayallerin peşinde mutluluk kovalarız.

Mutlul...uk göreceli bir kavramdır ve hepimizin mutluluk tarifini çürüten bir karşı tez mutlaka vardır.Kimimiz bunu parada, kimi kariyerde, kimi çocuk sahibi olmakta vs. vs. de ararız. Bunlar mutluluk getise idi özel adası, uçakları,gemi filosu olan, sevdiği erkek ile evlenip çocuğu olan Dünyanın en zengin kadınlarından biri olan Christina Onasis intihar etmezdi. Mutlu olmak için her şey bir yere kadar demek ki.Mutlu olmak için en önemli anahtar bence kişinin kendisi ile barışık olmasıdır ve en büyük yatırım insanın kendine yaptığı yatırımdır.Önce kendinizi sevin, kendini sevmeyen başkalarınıda sevemez, sizde olmayanıda başkasına veremezsiniz.

Mutluluğun herkese uyan formülü yoktur o parmak izi gibi kişiye özeldir, yeter ki mutlu
olmayı isteyin ve bunun için çaba sarfedin.

Artan teknolojik gelişmeler insanları gittikçe yalnızlığa itmektedir, çekirdek aile bile artık dağılmaya başlamıştır, herkesin ayrı televizyonu,seyrettiği farklı dizileri,odasında bilgisayarı, bırakın ziyaretleri telefonda birbirinin sesini bile duymayan, chatleşen, e-mail atan mesaj yazan bir nesil.Bireyselleştikçe artan depresyon,bunalım, hastalıklar ve mutsuzluk. Sanal ortamda sanal mutluluklar.

Mutluluk sanattır ve emek ister. Kendinize hayatta istedikleriniz ve istemedikleriniz için bir kar zarar listesi yapın. Bu listede değiştirebileceğiniz her şeyi değiştirin. Değişmesi elinizde olmayan şeylerle de yüzleşip kabul edin.

Sorun odaklı değil çözüm odaklı kişi olun. Sorunlara değil çözümlere kafa yorun.

Kimseyi değiştiremezsiniz, buna harcayacağınız enerjiyi kendi gelişiminize harcayın.

Özgürlüğünüz başkalarının özgrlüğünün başladığı yerde biter bunu mutlak olarak kabul edin. Her özgürlüğünde bir bedeli olduğunu bilin.

Geçmiş hatalara saplanıp kalmayın. size zararı dokunan, faydası olmayan hiçbirşeyi hayatınızda tutmayın buna fikirler ve arkadaşlarda dahildir. Bırakın gitsinler doğa boşlukları sevmez mutlaka yerine yenilerini koyar. Hayatınızı sadeleştirdikçe zevk alacağınız şeylerinde arttığını göreceksinizdir.

Korkularınızı atın gerekirse profesyonel destek alın.

Sevmek ve sevilmek en temel ihtiyacınızdır, koşulsuz verin, karşınıza çıktığındada minnetle korkmadan kabul edin.

Empati kurun, katı kuralcı olmayın unutmayın ki kurallar yıkılmak için konmuştur. Gelişmeye açık olun etrafınızdaki kişilerin de gelişmesine izin verin.

Sevdiklerinize mutlaka zaman ayırın, zamanınız olmasada yaratın. Unutmayın insan hayatı çok kırılgandır sonra çok pişman olabilirsiniz.

Son olarakta sağlığınıza dikkat edin. Dünyanın en büyük mutluluğu sağlıklı olmaktır.


Mutluluk paylaşılmak için yaratılmıştır.

Corneille




Başkalarının mutluluğundan pay çıkaran insan en mutlu insandır,

Geothe




Mutluluk bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür.

Albert Camus

atilla_ky

Moderatör

  • "atilla_ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

40

Sunday, 3.11.2013, 23:46

Hayatı anlamlı kılmak

Yağmuru seviyorsan bulutları da sevmeli,
Ona kavuşmak içinse, ıslanmaktan ürkmemelisin

Uçabilmek için yerden kopabilmeli,
Göğe varmak için, önce yeri avucunun içi gibi bilmelisin

Huzurun değerine varmak için karmaşayı yaşamalı,
Dinginlik denizlere varabilmek için dalgaları aşacak sabır ve azimde olmalsın

Isınmanın tadına varbilmek için önce üşümeli,
Üşümek için çıplak kalmayı göze alabilmelisin

Susamak için önce ondan mahrum kalmalı,
Ona kavuşmak için uğraş vermelisin

Özlemi tadabilmek için sevgi nedir bilmeli,
Kavuşmanın tadına varabilmek hasret kalmalısın

Zirveyi tanımak için dip nedir bilmeli,
Dipten çıkabilmek için kendine inanmalısın

Savaştan kaçınmalı,
Barışı sağlamak içinse savaşabilmelisin

Birini sevebilmek için kendini çok sevmeli
Sevilmek içinise hislerini paylaşmayı öğreniş olmalısın

Yanmak için önce pişmeli,
Sönmek için kor halinden geçmelisin

Gülü gerçekten sevdim diyebilmek için dikenlerini de sevmeli,
Dikenleri sevebilmek için bütün nedir farkına varmış olmalısın

Aç kalmamak için emek vermeli,
"Doydum" demek için açlık nedir yaşamış olmalısın

Günün değerini bilmek için geceyi yaşamalı,
Yaza varmak için önce kışı atlatabilmelisin

Yürüyebilmek için önce sürünmeli, emeklemeli,
Koşmak içinse, yürümeyi sindirmiş olmalısın

Aramak için arayışında olduğunun ihtiyacını tanımlamalı,
"Buldum" demek içinse; ne aradığından gerçekten emin olmalısın