Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

Friday, 21.11.2014, 11:39

şiir tadında seyir defteri yazıları

MERHABA ARKADAŞLAR....



Biz eski insanlarız...Alışkanlıklarımız ,özlemlerimiz de eski...


Hangimizin yoktur bir kenarda hani şu taaaaaaa eskiden kalma HATIRA DEFTERLERİ..





Dedim ki eski alışkanlıkları yaddd edelim...ister klandan isterseniz reelden,isterseniz hayal bahçenizden çıkarın...ama çıkarın lütfen...sevdiklerinize burdan seslenelim mi...




annemiz........babamız..........kardesimiz........ .asker arkadaşımız.......ilk okuldaki aşkımız.....üniversite kampüsünde beraber ağladığımız......ilk aşkımız......eşimiz.............çocuklarımız...... .ya da hayatımızın olmazsa olmazları dostlarımız..............ya da hiç tanımadığımız ama hep hayatımızda olsun dediğimiz hayallerimizdeki ......?





Burası bizimse istediğimizi yapabiliriz gibi geldi bana sınır ihlali yapmadan...haklara tecavüz etmeden...ve ben de kendime sizlerle paylaşabileceğim küçük bir günlük, anı defteri açmak istedim...siz adına ne derseniz deyin... kapımız her zaman dostlarımıza açık...bu arada ben bu amaçla açtım fakat önerilere de açığız...ben de varım bu blogda diyorsanız adını bizim köşemiz yapalım ...





isteyen arkadaşlar paylaşımda bulunsunlar bu blog adı altında duygularını,sevdalarını,özlemlerini,öfkelerini,tav siyelerini ve daha aklınıza ne geliyorsa..adı üstünde...bizim köşemiz...



Ne dersiniz................Bekliyorum.........sevdikl erinizi yadd etmeye....ya da hali hazırdakilere selam vermeye... anmaya......paylaşmaya.......içimizdekilerle selam vermeye......
HAZIR MISINIZ...?





ziyarete gelen ve paylaşımda bulunan tüm arkadaşlara teşekkürler...


sevgiyle ve dostlıkla.......

Alıntı

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "' Cansın" (10.07.2015, 00:52)


2

Friday, 21.11.2014, 11:54

Anmalar....anımsamalar..yad etmeler dedik...dedik de kimilerini anmak için yürek...kimilerini anmak için cesaret olmalı insanda...kimilerini anmak içinse kocaman bir insan sevgisi taşımalı yüreği...

sevdalıyı anarız hani terk eden..eeeeeee.yürek ister...gönül yarası bir dalar ki adama sormaaa gitsin..
benim gibi çokkkk sevdiğiniz ,yarenim dediğiniz,kara gözlünüz,ak saçlınız,tombul yanaklınız..sevdanız...sırdaşınız....akıl hocanız giderse ...sizi terk ederse..işte bunun için insanda mangal gibi yürek lazım...anmaya cesaret lazım...o acı öyle bir şamar atar ki her seferinde...o nasıl bir yangıdır ki hiç sönmez....
kimden mi bahsediyorum..BABAMDAN...onunla başlayayım dedim anmalara..o ki benim için varlığı ile yegane bir insan..insansam onun sayesinde.....sevmeyi biliyorsam onun sayesinde...hakka saygı onun sayesinde......yani ne bileyim..bildiğim her şey diyelim mi....o benim hayat öğretmenim...o benim kınalı kuzum..o benim canımmmmm.can yoldaşım....
yanımda değil tabiii...bir trafik kazasında verdim onu ellere...eller diyorum hala onu o haliyle düşünmek istemediğimden....seni nasıl özledim bir bilsen....bir bilsen babammmm..oradan çıkıp gelesin ve bana sarılasın gelir...eskisi gibi yanaklarımı okşayasın..ve ben burdayım...sana söz verdiğim gibi.hiç gitmedim diyesin gelir...
gelsen de parmak arası sigarama karışsan...gelsen de bir bardak soğuk birama kızsan...ya da ben yine geç gelsem eve...işte .desen sen de beni bekler bir halde...işte geldi evin adamı....

seni çok özledim babam..bu aralar uğramaz oldun..hiç olmazsa rüyalarıma bari konuk olsan...o tombul yanaklarından öpsemmm...öpsemmm...öpsemmm...doymasam

Alıntı

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "' Cansın" (10.07.2015, 00:52)


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

3

Saturday, 22.11.2014, 02:38

Ramazan Tamgüç -- Babalar En Çok Kızlarını Severler


4

Saturday, 22.11.2014, 07:46

DEVLETİN RUH İKİZİ/ 5 Çayında Kıtlama



Vatan dediğin neydi ki... Bir avuç toprak kadardı. Onu büyüten içinde olanlardı. İçinde anam, bacım, dostum, arkadaşım vardı. Ustam, hocam, komutanım, iş ortağım hep oradaydı. Sevdam göğsünün üzerinde nazarlık gibi durandı. Ben sevdasını sürdüm, başkaları nemalandı…



Siz hiç VATAN uğruna şehit verdiği oğluna havuz başında ağlayan, cenazeye jeep ile gelen bir şehit annesi gördünüz mü? Ne oluyorsa gariban halka oluyor

Allah bu insanları ağlatanları da ağlatsın.



Bu vatanın nimetleri başka kapıya, bekçiliğini yapmak, uğruna ölmek de hep garibana düşüyor ne hikmetse... O insanlar daha güvenle jeeplerine binebilsinler, huzurla işlerine gidebilsinler, Ankara daha güvenli bir ortamda kursun kuruştursun, aklını canına takmadan daha iyi kurgulasın diye yoksulluktan evinin elektriği kesilmiş anaların oğullarına ihtiyaç var...



Bir avuç insanın huzuru için vatan millet sakarya durumları işte...



Keşke şöyle yürekten ve insan olduğumuzu unutmadan “bu vatan bizim” diyebilme keyfini doyasıya yaşayabilseydim...



Keşke hiç korkmadan, doğu-batı ayrımına düşmeden karış karış bu toprakları gezebilseydim…



Keşke Kürtçe öğrenmeye çalışsaydım İngilizce kadar, Türkçe öğretseydim Fransızca öğrettiğim kadar. Sadece birbirimizi daha iyi anlayabilmek için. Sevginin dili olmasa da küfrün ve nefretin dili var. Ondan zaten bu dil dil diye ayrımlar.



Keşke kızıma “jiyan” ismini yüreklice koyabilseydim, keşke “rojda”ları daha çok sevebilseydim, keşke onlara beni sevmeyi öğretebilseydim…



Onunla damda yatıp yıldızları sayabilseydim keşke, okul yolunda saatlerce yürüyebilseydim aynı türküyü dinlemek için, onunla dağa çıkıp koyun güdebilseydim, sorabilseydim keşke bir anaya oğlu neden dağa çıkmış, dağda ne kadar mutluymuş

.

Ve yine bir babaya kızını dağa göndermek yerine neden okutmadığı. Belki görürdüm babanın çaresizliğini, imkânsızlığını….



Yaşadıklarını dinleyip yaşamadıklarını yazabilseydim keşke, ona bu kadarcık borcum olduğunu görebilseydim.



Âşık olan bir gencin gözlerindeki çaresizliği hissedebilseydim keşke sırf sevdiği kendi halkından olmadığı için.



Dağa çıkmanın tek çare olduğunu gören körpecik yüreklerin neyin altında ezildiğini, dağa çıkarsa önemsenmenin ne demek olduğunu görebileceğini düşündüğünü anlayabilseydim. Evini, ocağını, yediği sıcak aşı, ısındığı ateşi bırakıp hangi şartların onu oraya gönderdiğini tespit edip yok edebilseydim keşke bu gerekçelerini. Dağa çıkacağına bana 5 çayına gelseydi mesela. O kıtlama içerdi çayını, ben süt katardım belki ama aynı demlikten süzülürdü bardaklarımıza.



Şimdi bakıyorum da orada da hep garibanlar ağlıyor. Yok mu oranın da paragöz babaları? “Yatırımlarını bu topraklara yap” diyebilseydim,” İstanbul da ki yatırım seni büyütmez, cebini büyütür ancak, cebi büyük olanın gönlü küçüktür, yüreğini büyüt” diyebilseydim.



O dağlardan çiçekleri koparıp kendi bahçeme dikmek yerine koklamaya o dağlara gidebilseydim. Gitmek için önce daha çok yollar, okullar, hastaneler, fabrikalar yapabilseydim. Ülke yatırımını sözde değil eylemde oraya yönlendirebilseydim, o insanlara batıya gitme alternatifine karşı batı kültürünü oraya taşıyabilseydim. Emek verseydim de önce sonra emek isteseydim. Senin dilin, senin halkın, senin inancın” diye bölücülük yapacağıma, “Kürtsün” diye bağıracağıma, “batının da senden öğreneceği çok şey var, diline ve kültürüne sahip çık, onlar bizim” diyebilseydim…



Ne çok şeyi değiştirmek düşüyor insanın aklına… Keşke ne çok şeyi değiştirebilseydim, ne çok şeyi.



Adını siz koyun “ne çok şeyler” in artık…



Herkesin sebebi benimkine benzemez.



İnsanın tek başına “devlet” olası geliyor, insanın eline bir sihirli değnek alası geliyor, insanın içindeki tüm sevgiyi boşaltası geliyor, insanın deli gibi haykırası geliyor



“yanlış yerde aradık ruh ikizlerimizi… Devletin ruh ikizi olamadık yazık ki”







Sevgi Dündar/25ekim2011

5

Tuesday, 25.11.2014, 12:55

dedim ya insan olmak doğru ile yalanı ayırmak baya derinlik ister....





..Şu dönem için geçerli diyemeyeceğim bu söze?

Neden mi!

İnsanlar öylesine söz ,laf cambazı oldular ki haksız iken haklı konuma getirmekteler kendilerini.Kalp gözü ile göremeyen insanlığa bu türlere inanmak düşer.İnsanım diyen herkesin insan olmasını ne çok isterdim.Bir benliktir gidiyor.Bir kendini üstün görmektir Allahın selamını vermemek ve almamakta bunlara dahil.
...Bu türlere ben şunu soruyorum...
....Kimsin sen ?
....Yaradandan daha mı yücesin?

...İşte öylesine bir yazı şu an içimden dökülen..Gerçekleri anlattığınız insanların size inanmayışları ayrı bir handikap....Acı olan kandırıldıklarını bile bile o kimliklere hala yapışmış olmaları.....

bura da durup düşünüyorum...Yalancı ve kaypaklık mı prim yapan...ya da insanların kanallarının kapalı olupta gerçekleri göremeyişi mi?

yaşanan bazı gerçekleri bir dost bildiğim insana uyarı amaçlı anlattım....Sonuç mu..:))

bana selamı sabahı keserken ...?
o sahtekarın sayfasında kutlamalarda..

.......Üzüldüm mü hayır ........

Çünkü değerli bulup uyardığım kimliğin nasıl bir kimlik olduğunu görme fırsatını yakalamış oldum...

....dedim ya insan olmak doğru ile yalanı ayırmak baya derinlik ister....
..........................................................................EMA

6

Wednesday, 26.11.2014, 08:53


Güçlü insanlar, mutlu gözükürler.
Mutsuz olsalar bile.
Güçlü insanlar, gülümserler.
Canları yansa bile.
Güçlü insanlar, umursamazlar.
Umursamaları gerekse bile.
Güçlü insanlar, affederler.
Affetmek istemese bile.
Güçlü insanlar, pes etmezler.
Yorgun olsalar bile.
Ve güçlü insanlar, kırılmamış gibi yaparlar.
Paramparça olsalar bile.





7

Wednesday, 26.11.2014, 20:56

Çengelli İğnenin Sırrı...


Annemi görüyorum bir güvercin yüzünde
Göçmenliğini bizimle tüketen



Nefes almadan yaşayan bir kadın o
Özel bir kadın
Ve...




Yo yo! Hala güzel
Hala saçları başak sarısı
Hala gözlerinde deniz kokar




Babamın söylemesi
“bu denizin fırtınası batıracak bizi”
Evet!
Artık inanıyorum babama
Fırtına ertesi sessizliğin bastırılmış çığlıklarında




Annemi görüyorum
Yağmurun bıraktığı çamurlu bir akşamda
Herkesi başka türlü ıslatan hani
Yine rengi soluk
Yine yüzü yok
Bir elleri dokunur hayata
Bir de bize dokunan üşümüş yüreği



Ben bir tanrıyı bilirdim yarınımı okuyan
Geç öğrendim onun da her şeyi bildiğini




Ah! Gözleri ıslak kadın
Sesi çatlak
Ayak bilekleri yorgun
Bütün telaşlı zamanlarına bizi iliştiren
Yakasından hiç düşmeyen çengelli iğnenin sırrı bu olmalı
Kocaman gözlerini özledim




Artık her şeyi senin gibi seviyorum
Kahveyi az şekerli
Çayı limonlu/ yanında da tarçınlı keki




Düşümden düşen kadın
Bekletme beni
Üçüncü tekil zamanlara vurdu sana gelişim
Şimdilerde sen misali ötekiyim…




Sevgi Dündar/haziran2011

8

Friday, 5.12.2014, 09:32


Suale yetim cevaplar
Çehrede ağlayan gözler var
Sahile vurur azgın dalgalar
Her demin kahrını çeken kumlar var


Sanma bu feryadına kulak asan var
Mevsim hazan sararıp soldu yapraklar
Sesini duyup ahvalin soranmı var
Ah be divanem boş kaldı yazdığın yapraklar.........

9

Monday, 8.12.2014, 00:02

Merak etme yalnız değilim..!!!
Hüznüm, can sıkıntım, yokluğun..!!!
Şiirlerim, sigaram, çayım hepsi yanımda..!!!
Sadece yüreğiim kayıp..!!!
Oda senin yanında...!!




  • "RenksizGazete" bir erkek

Mesajlar: 12,464

Kayıt tarihi: May 4th 2012

Konum: istanbul

  • Özel mesaj gönder

10

Monday, 8.12.2014, 00:08

emegine yüregine saglık tskler.. :)

11

Monday, 8.12.2014, 00:17

emegine yüregine saglık tskler.. :)





tesekkürler .....

12

Monday, 8.12.2014, 00:30



seni çok özledim
babam..bu aralar uğramaz oldun..hiç olmazsa rüyalarıma bari konuk olsan...o tombul yanaklarından öpsemmm...öpsemmm...öpsemmm...doymasam



Emeğinize...Sağlık....Bir kız evladı için Baba çok şey ifade eder...baba güçtür...dağ gibidir..güvendir.huzurdur...

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

13

Monday, 8.12.2014, 01:24

Bütün şarkılar güzeldi bu akşam
Güzeldi bütün şarkılar.
Saçların konuşuyordu kemanın tellerinde,
... Dudaklarındı öpüşen notalarla
Tuşlarında piyanonun.
Bir nameydi bütün gülüşler senden kopmuş.
Işık ışık, renk, renk
Sen vardın kadehlerin parıltısında,
Ve ben seni içtim, bu akşam yudum, yudum
Zaman zincirinin her halkasında.
Bu akşam o kadar yakındım ki sana;
O kadar yakın olamazdın
Sen bile, senden sana...
Gözlerin bir kelebek gibi
Konmuştu renkli ampullere,
Binbir yerde görüyorum seni.
Bu akşam; renktin, kadehtin, aşktın
Tuşlarda, tellerde, perdelerde.
Sen vardın içimde,
Sen bu akşam
Söylenen bütün şarkılardaydın...

Mehmet Bozkurt Esenyel


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

14

Monday, 8.12.2014, 01:28

Sesini özlediğimiz yüzler vardır hani.
İsimlerini sol göğsümüze işlediğimiz,
Ömrümüzün iğne oyaları.
Çıkıp gelseler diyorum,
Her çınlattığımızda kalplerini.
Arka bahçesine ruhumuzun, ah!
Çıkıp gelseler,
Tanyeri ağarana dek...

A. İlayda Beydemir


15

Monday, 8.12.2014, 01:37

Sen geri gelmişsin.
Onca acımın üstüne.
Onca gözyaşımın,
Onca sensiz geçen gecenin,
Aslında geçtiğini sandığım ama hala ilk gün ki gibi acıyan yaramın üstüne,
İlaç gibi gelmişsin.
Bir tek beni sevmişsin.
Sadece beni...
Vazgeçememişsin.
Beni özlemişsin.
Bende ki seni, seni çok seven beni, bizi.
Ama gelmedin.
İnsan sadece hiçbir şeyin hesabını vermeden imkansız hayaller kurabiliyormuş.
İmkan'sızı geçtim,
Bazen insanın hayali sadece sızı olabiliyormuş.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

16

Monday, 8.12.2014, 01:46

Çayı dostla çok severim ben
Şöyle en demlisinden
Buğusu sohbete karışmışken
Gelmişten geçmişten
Konuşurken
Dünyanın en mutlu insanı ben
Gülümsediğim zaman
Benimle gülümseyen
En acılı anımda gözlerini ayırmadan
Gözlerimde nöbet tutan
Çayı dostla çok severim ben
Samimi, içten katışıksız
Çaydan çok dostu severim , canı severim ben....!
Ayşe Akdoğan



17

Monday, 8.12.2014, 01:53

Kahve İle Dost Sohbetleri!

Dostların sohbet-i muhabbetleri
Karşılıklı içtikleri keyf kahveleri
Konuştukları tatlı dil sohbetleri
Gönülden gelen o her kelimeleri

Gönül ne kahve ister ne kahvehane..
Gönül bir dost ister kahve bahane!

Acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Dostlar ile aynı dünyada yaşamaktır
Dost dostunun ayakaltına olur post
Dost dostuyla ancak olur hoşnut

Gönül ne kahve ister ne kahvehane..
Gönül bir dost ister kahve bahane!

Hele ilk ikram olunan o kahveler
O duygular ile gönül den gelenler
Bir fincan kahvenin köpüğündeler
Tatlı, orta, şekersiz bir kahvedeler

Gönül ne kahve ister ne kahvehane..
Gönül bir dost ister kahve bahane!

Buyurun siz nasıl alırdınız dostum?
İkram olunacak kahveniz nasıl olsun?
Şekersiz alayım tadı gönlümde dursun!
Buyurun dostum kahveniz ikram olsun!

Gönül ne kahve ister ne kahvehane..
Gönül bir dost ister kahve bahane!

Haydi, dostlar içelim kahvelerimizi
Yapalım sohbet-i muhabbetlerimizi
Biz açalım Âlem-i Gönüllerimizi
Doldurun dostlar kıraathanemizi!

Alem-i Sır

18

Tuesday, 9.12.2014, 00:10

Otur şöyle,
Aynı dili konuşalım seninle,
Hırçınlaşmadan, hırslanmadan, bir kenara koyarak gururumuzu..
Açık olalım,
Bak oğlum !
Eğer akıllıysan
Kadınını başka bir adamın güldürmesine izin vermemen gerektiğini bilirsin.
Bu aptallıktır.
Hiçbir bahane bu hatayı yapmana yol olmasın.
Kadınını başka bir adamın güldürmesine izin verdiysen, ona başka bir adamın dokunmasını izlemeye hazır ol.
Bu hayatta geri alamayacağın şeyler vardır, bunu unutma.
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla !
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu..
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın.
Bak oğlum !
Bu hayatta herşeyi alırsın yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni herşeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla..
Falan filan sonra,
Bilirsin ya..
Sen sen ol o kadını satma !
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edinilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın..

19

Wednesday, 10.12.2014, 20:43






Anladım ki çaysız olmaz
Dost olmasa çay da olmaz
Olur, olur da
Böyle güzel tadı olmaz...
- T.Tuğba Baş





20

Thursday, 11.12.2014, 07:37

AYRILIK

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak…

Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…

Sokağa fırlayacaksınız…

Sokaklar da dar gelecek…

Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…

Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…

Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…

Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…

”Önemli olan sağlık.”

”Yaşamak güzel.”

”Boşver, her şey unutulur.”

Siz hiçbirini duymayacaksınız…

Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.

O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…

Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…

”Ölüme çare bulundu” ya da ”Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başınızı kaldırıp ”Ne dedin?” diye sormayacaksınız…

Yalnız kalmak isteyeceksiniz…

Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…

İkisi de yetmeyecek.

Geçmişi düşüneceksiniz…

Neredeyse dakika dakika…

Ama kötüleri atlayarak…

Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…

Gittiğiniz yerlere gitmek…

Bu size hiç iyi gelmeyecek…

Ama bile bile yapacaksınız.

Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız…

Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.

Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz…

Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…

Herkesi ona benzetip…

Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…

Hiçbir şey oyalamayacak sizi…

İlaçlara sığınacaksınız…

Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…

Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…

Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz…

Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…

Sabahı iple çekeceksiniz…

Bazen de ”Hiç güneş doğmasa” diyeceksiniz.

Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler…

Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz…

Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…

Nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…

Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz…

Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz…

Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…

Aramayacağını bile bile…

Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek…

Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…

Yüreğiniz burkulacak…

Canınız yanacak…

Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden…

Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız…

Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz…

Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…

Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…

Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…

Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yaşayacaksınız…

Buna yaşamak denirse…