Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

Monday, 24.11.2014, 18:00

KiBRiN ZARARI



KiBRiN ZARARI

Günaha bir tevbe yeter, taata bin tevbe yetmez. Günah işleyen, tevbe ederse ALLAH affeder. Fakat ibadet eden, ucba kibre kapılabilir.
Buna bin tevbe bile yetmez.
Beni İsrailden bir fâsık vardı. Bir âbid de ibadetiyle şöhret bulmuştu. Fâsık, bu âbidin yanından geçerken, "Gideyim, şu âbidin yanına oturayım, belki ALLAHÜ TEALA onun hürmetine beni affeder" diye düşündü. Gidip âbidin yanına oturdu. Âbid ise, üzerinde bulutun gölgelendirdiği bir zat olduğu için, böbürlenip, "Bu fâsık, benimle oturamaz" diyerek ondan yüzünü çevirdi. Yüz bulamayan fâsık da çekip gitti. Fakat Âbidin üzerindeki bulut, fâsıkla beraber gitti.

ALLAHÜ TEALA zamanın Peygamberine (İnsanlara niyetlerine göre muamele ederim. Fâsıkın günahlarını, onun bu iyi niyetinden dolayı affettim. Âbidin ibadetlerini de kibri sebebiyle yok ettim) diye vahyetti.

2

Monday, 24.11.2014, 18:10

KISMETiNi BEKLEMEK

Öğrencilerinden birinin eline bir testi verip kuşluk vakti çeşmeye gönderir Fakirullah Hazretleri.

Ne var ki öğrenci çeşmenin başına varınca oradaki çocuklarla oyuna dalar, ta ikindiye kadar oyun sürer. Nihayet gün batarken aceleyle testiyi doldurup döner. Bunca vakittir orada oyuna dalan öğrenciyi bu defa arkadaşları aralarına alıp hırpalamak isterler. Ancak
Fakirullah Hazretleri müdahale ederek der ki:

Neye suçluyorsunuz arkadaşınızı?

Kuşluk vakti gönderdiniz ikindi üzeri döndü,
bizi bu kadar bekletmeye hakkı var mı? derler.

Büyük insan şöyle izah eder geç kalma sebebini.

Arkadaşınızın kabahati yoktur bu bekleyişte. Çünkü der, çeşmenin başında oyuna dalmaya mecburdu. Kısmetiniz olan su henüz kurnaya gelmemişti, yoldaydı. Başkalarının kısmetini doldurup ta size getiremezdi. Ne zaman yoldaki sizin kısmetiniz kurnaya geldi, işte o zaman oynamayı bırakıp testiyi çeşmeye tutarak kısmetinizi doldurup getirdi. Onun kabahati yoktur, yoldaki kısmetinizi beklemiştir.

Yeni Aile İlmihali, Ahmed Şahin, Cihan Yayınları

  • "MUSTAFA ÇİLEK" bir erkek

Mesajlar: 11,783

Kayıt tarihi: Mar 5th 2011

Konum: TOKAT

  • Özel mesaj gönder

3

Monday, 27.04.2015, 22:27

Hamalın Veremediği İp ve Küfenin Hesabı Mumsema İPİN HESABI

Bir şehrin en zengini öldüğünde, tellallar sokaklara dökülüp;
- Ey ahali, diye bağırmışlar. Biliyorsunuz Veli efendi öldü. Bir vasiyeti var.
Âhiret hayatına alışabilmek için, kendisine bir günlük yardımcı arıyor. Kim ki,
mezardaki ilk gecesini onunla beraber geçirirse,Veli Efendiye ait servetin yarısı
kendisine verilecektir. Ey ahali,duyduk duymadık demeyin.
Tellalların bütün çabasına rağmen kimse bu parlak, fakat korkulu vasiyete kulak
vermemiş. Ama sonunda, şehrin en fakir hamallarından birisi çıkmış ortaya.
Adamcağız bakmış ki, hayatta zaten sırtındaki küfesinden ve ipinden başka bir şey
yok. O halde "hamal olarak yatıp, ertesi sabah zengin olarak kalkarım" diyerek razı
olmuş Genişçe bir mezara,iyice kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar. Az
sonra sual melekleri gelmiş.
“İkisi de bize emanet” diye konuşmuşlar.
“Zengin nasıl olsa kalacak, su hamaldan başlayalım.” Sormuşlar:
- Dünyada malin mülkün var miydi?
- Alay etmeyin demiş, hamal. Sırtımdaki küfeden ve ipten başka hiçbir şeyim
olmadığını siz de bilirsiniz.
- Peki diye eklemiş melekler, o ipi ne karşılığında aldın. Sonra küfeyi ne iş
gördün de nasıl elde ettin?
- Anlatmış hamalcağız. Beş kişinin malini 10 kurusa taşıdım. İkisini yedim,
sekizini sakladım. Ertesi gün de ayni isleri yaptım. Yemedim içmedim, ucuza taşıdım
ve bunları aldım.
Melekler:
- Çık demişler, çık Olmadı Hasan Efendiden aldığın para, hak ettiğinden çok
düşük. Biz ondan bunun hesabini soracağız. Mehmet Efendiyle de ucuza anlaşmış
ve ucuza taşımışsın
- İyi ama, diye cevaplamış hamal, hak ettiğim parayı isteseydim, bana
taşıttırmazdı. Taşıttırmayınca da aç kalırdım
- O bizim isimiz demiş melekler, nasıl olsa buraya o da gelecek. Biz senin adına
ona sorarız.
Melekler, hamalı sıkıştırmaya devam etmiş.
Söyle bakalım, aldığın paranın kaçını yedin, kaçını sakladın?
- On kuruş aldı isem, yarısını sakladım. İki kuruş aldı isem, bir kurusunu
biriktirdim
- Çık demiş melekler Yine olmadı, hem ucuza taşımışsın, hem de gıdandan
kesmişsin Yani sen, kendi nefsine zulmetmişsin Nefsine zulmetmek de günahtır.Ayrıca çocuklarının nafakasından da kesmişsin demişler
Hamalcağız ne cevap vereceğini düşünüp ecel terleri dökerken, sabah olmuş.
Açılan mezardan yukarıya bir bakmış ki, bütün millet orada Kadı Efendi ve şehrin
mehter takımı da kendisini bekliyor. Bir kıyamet ki sormayın.
“Kutlu olsun” demişler “Bu gece kimsenin yapamayacağı bir isi başardın ama,
bak artık zengin oldun.”
Hamal mezardan çıkar çıkmaz kaçmaya başlamış güç bela durdurmuşlar gel ödülünü al demişler
- Yooo, diye bağırmış hamal. İstemem , sizin olsun Ben , bir iple küfenin
hesabini sabaha kadar veremedim, Ya o kadar servetim olsaydı, ne yapardım?




paylasımınız için teşekkür ederim ellerinize yüreginize saglık