Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

1

Thursday, 13.08.2015, 22:46

Asalatin rengi kırmızı

Mısırlılar'da, tırnağı koyu kırmızı başta olmak üzere kırmızının tonlarına boyamak aseletin simgesiydi. Toplumun alt kademelerine dahil olan insanlar ise ancak soluk renkler kullanabiliyorlardı.
bizlerde kırmızının asaletini andıran konuları burada açalım arkadaşlar
^^

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "Atilla_Ky" (13.08.2015, 23:02) düzenleme sebepleri: Başlık düzenlendi


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

2

Thursday, 13.08.2015, 23:26

Mısırlılar'da, tırnağı koyu kırmızı başta olmak üzere kırmızının tonlarına boyamak aseletin simgesiydi. Toplumun alt kademelerine dahil olan insanlar ise ancak soluk renkler kullanabiliyorlardı.
bizlerde kırmızının asaletini andıran konuları burada açalım arkadaşlar
^^


Öncelikle hoş geldiniz iyi forumlar lale_zar


İnsan, sakladıklarıyla insandır.
Yaşananlara dair söylenmesi gereken çok şey var aslında.
Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatmak kolay değildir.....


lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

3

Thursday, 13.08.2015, 23:39

Çok teşekkür ederim

Hayata farklı bir kültür açısından bakma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim :)

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

4

Friday, 14.08.2015, 19:15

KIRMIZI RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR
En sıcak renk kırmızıdır. Kırmızı fiziksel anlamda hareketliliği, dinamizmi, coşkuyu, gençliği; duygusal anlamda ise mutluluğu, azmi, kararlılığı, şehveti, aşkı, samimiyeti, heyecanı, agresifliği( saldırganlık, sinirlilik, yırtıcılık ) temsil eder. Aynı zamanda da sıcağı, ateşi, kanı simgeler. Bu renk insana şevk, azim, canlılık kazandırır. Bundan dolayı gençlere yönelik ürünlerde sıkça kullanılmaktadır. Kırmızı renk gücün ve azmin simgesidir ve insanı harekete geçirir. Kırmızı insana coşku ve mutluluk hissi verir. Çalışkanlığa teşvik eder. Eğer bir yerde hareket isteniyorsa kırmızı rengin kullanılması yerinde olur. Genellikle diskolarda ki ışıkların kırmızı ve kırmızı tonlarında seçilmesinin sebebi de hareketliliğe teşvik etmesinden kaynaklanmaktadır.
Kırmızı aynı zamanda iştahı da açmakta yeme arzusunu artırmakta ve tetiklemektedir. Kırmızı rengin kolay fark edilmesi, önce kendine çekmesi ve sonra uzaklaştırmasından dolayı özellikle fast-food türü işyerlerinin hemen hemen hepsinde kırmızı mutlaka kullanılmıştır. Birçok büyük firma özellikle gıda şirketleri logolarını kırmızı yaparlar çokokrem, nestle, ülker, biskrem vb. Bu renk genellikle yemek odalarında ve lokantalarda tercih edilmektedir. Aynı zamanda kırmızı renk uzun oturmaları da engellemektedir. Kırmızının çok kullanıldığı yerde insanlar üzün süre oturamazlar çünkü hareketlilik sağlamaktadır.
Kırmızının, yakın mesafelerden fark edilmesi kolaydır. Bu nedenle uyarı işaretlerinde genellikle kırmızı renk kullanılır. Uzaklaşıldıkça kırmızının fark edilmesi zorlaşmaktadır. Bundan dolayı uzak mesafelerden fark edilmesi istenilen işaretler de, levhalar da kırmızının kullanılmaması gerekmektedir. Uzak mesafeler için mavi renk daha uygun düşmektedir.
Kırmızı dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki kelimeler ve objeler insanların dikkatini hemen çeker. Dekorasyon ve dizayn( tasarım, çizim ) yaparken kırmızı cisimlerin mükemmel olmasına çok dikkat edilmelidir çünkü insanlar bu objeleri hemen fark edecektir.
Kırmızı duygusal olarak oldukça yoğun ve aşırı bir renktir. Kırmızı kıyafetler ruhu canlandırıcı olabildiği gibi çatışmalara da davet çıkarabilmektedir. Bazı durumlarda ise enerji ve güç mesajı gönderebilmektedir.
Kırmızı fazla hareketlilik verdiği için bazı yerlerde sıkıntı olabilmektedir. Özellikle hiperaktif çocukların odalarında, giyeceklerinde, oyuncaklarında çok fazla kullanılmaması gerekmektedir. Çünkü hiperaktif çocuklar zaten hareketlidir, kırmızı renkte hareketlilik kazandıran bir renk olmasından dolayı çocuğun çok daha fazla hareketlenmesine neden olur.
Kırmızı renk tansiyonu ve kan akışını hızlandırır. Bundan dolayı yüksek tansiyon hastalarının kırmızı rengi çok fazla giymemeleri önerilmektedir. Kansızlık, soğuk algınlığı ve felç gibi rahatsızlıkları olanların tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilmektedir. Bu rahatsızlıklarda iyi gelen kırmızı renk yüksek tansiyon, gerginlik, yüksek ateş gibi olumsuzluklara da sebebiyet verebilmektedir
Kırmızı hâkimiyet kuran bir renktir. Zemin olarak değil vurgu yapmak için kullanılmalıdır. Kırmızı odalar insanı huzursuz eder ancak kırmızı rengin dağınık olarak kullanıldığı odalar insana zaman kavramını unutturabilir. Bundan dolayı barlarda ve gazinolarda kırmızı renge ağırlık verilmektedir. Ancak kırmızı zamanı unutturduğundan ve uykuyu kaçırdığından dolayı yatak odalarının boyalarında kullanılmaması önerilmektedir.
Kırmızı rengi sevenler genellikle enerjik ve dışa dönük insanlardır. Bu insanlar yöneticilik ve liderliği çok güzel icra edebilmektedirler. Ancak bu kişiler yüksek motivasyon( güdüleme, isteklendirme ) sahibi olduklarından dolayı çok hata yapabilmektedirler.

atardamar

Profesyonel

  • "atardamar" bir erkek

Mesajlar: 735

Kayıt tarihi: Jun 29th 2009

Konum: CORUM

  • Özel mesaj gönder

5

Friday, 14.08.2015, 19:26

co güzel olmus tskler

tskler cok güzel olmus

Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "Atilla_Ky" (14.08.2015, 21:22) düzenleme sebepleri: Adres kaldırıldı.


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

6

Sunday, 16.08.2015, 00:05

Bir kuş olabilsem şimdi...
Süzülsem gökyüzünde...
Bıraksam kendimi bir rüzgarın esişine...
Yakalayabilirmiyim sana esen rüzgarı...

‎Aref‬


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek

Mesajlar: 22,887

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

7

Thursday, 3.09.2015, 18:08

Sözlerim de ince çizgiler yüklüdür.. Kimisi elini tuttuğumu sanar, kimisi elini bıraktığımı sanar.. Nasıl anladığın da biter olay..

alıntı- ;)



lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

8

Friday, 2.10.2015, 21:01


Kırmızının Tarihi Dansı


Tarih adeta renklerle zihinlerde görselleşen hikâyeler ve renklerin güzellemesine dair örneklerle doludur. Örneğin İtalya Pompei’nin 400m kuzeybatısındaki harabelerde yer alan Gizemler Villa’sının bir tür Dionysos ayinini resmeden fresklerinin zemini göz alıcı parlak kırmızıdır. Bu kırmızı o dönemde pazarda bulunan en pahalı pigmentlerden olup kükürtle arseniğin bileşiminden oluşur. Zincifre kırmızısı ya da sülüğen isimleriyle akıllarda yer etmiştir. Kırmızının yaşayan haline ise kırmızböceğinde rastlarız. Kaktüs bitkisinde asalak olarak yaşayan bu böceğin yapısında bulunan karminik asitten parlak kırmızı ve lal rengi boya elde edilir, 1500’lü yıllarda yoğun bir şekilde kumaş boyamada kullanılan bu boya, günümüzde ilaç, kozmetik ve gıda sektörlerinde renklendirici olarak da değerlendirilmektedir. Kırmızböceği Güney Amerika, Meksika, Kanarya Adaları’nda bulunmakta olup, her kırmızböceğinin kendine özgü kimyasal yapısı nedeniyle belli bir pekiştiriciyle kullanıldığında özel bir kırmızı tonu vardır. İşte aynı kırmızböceği gibi bir doğa harikası, yaşayan, yaşadıkça yapısı gereği farklı renklere evirilen özel bir kırmızı daha vardır ki ona önce Dionysos, ardından da tüm insanlık sahip çıkmıştır. Nedir mi o?
Tadım dilinde renk incelemesi Fransızca elbise anlamına gelen rob (robe) kelimesiyle ifade edilir. Bu özel içeceğin rengini tanımlamak ve kırmızının derinliklerine daha da çok dalmak, beki de bu görsellikten estetik bir haz yaratmak için özel bir terminoloji geliştirilmiştir. Bu terminolojide özellikle çiçekler, meyveler ve değerli taşlardan yararlanılmış[b]
tır. Renkler ve temsil ettikleri kültürler anlamında kırmızı –siyah değil daima favorim olmuştur. Kırmızının bu yaşam dolu versiyonunu tanımlarken açık kırmızı, vişne, yakut, menekşemsi, mor röfleleri olan yakut, siyah kiraz genç kırmızıları; açık kiraz, ateş kırmızısı orta düzeyde gelişmiş kırmızıları, portakal-kırmızı, fava kırmızısı, tuğla rengi, pas rengi ve kestane rengi de olgun kırmızıları tanımlamak için kullanılır. Genç kırmızılarda renk pigmentleri serbest formda olduğundan ve renk koyu mavi bileşen içerdiğinden menekşe tonları yani kırmızı-mavi dalgalanmalar görülür. Olgunlaşmayla birlikte tanenlerle birleşen antosiyaninler sarı renkli bileşenleri oluşturur. Bu nedenle de yaşlandırılan şaraplarda portakal rengi tonlar kendini göstermeye başlar.

Buradaki genelleme kırmızının ömür süresinin parlak kırmızıdan koyu kırmızı ve mora, ardında da tuğla kırmızısı ve portakal tonlarına doğru giden bir seyir izlemesidir. Ancak her üzümün kimyasal yapısı farklıdır; örneğin genç kalecik karası kiraz kırmızısıyken, genç cabernet sauvignon menekşe tonlarının eşlik ettiği koyu yakut kırmızısıdır. Genç-olgun-yaşlı kategorisinde yapılan renk tanımlaması üzümün türüne bağlı olarak değişmektedir.
İlk Bakışta Aşk

Aynı bir kitabın ya da bir müzik albümünün kapağı gibi şarabın renginin yoğunluğu ve nüansı da insan psikolojisinde önemli bir yer tutan ilk izlenimi oluşturur. Bu tür renk bileşenleri profesyonel anlamda laboratuarda spektrofotometrik analizlerle tam olarak belirlenebilmekle birlikte tadımcılar da deneyimle doğru orantılı olarak belli ölçülere kadar bu analizleri görsel olarak yapabilmektedirler. Renk yoğunluğunu genellikle üzümün kabuğunda bulunan antosiyanin zenginliği, nüansı ise antosiyanin dağılımı ve diğer bileşenlerle oluşturduğu bağlar, pH, asitlik gibi faktörler oluşturur. Renk tanımlamasında renk isimleri kullanılırken, renk yoğunluğunda hafif, yoğun, zayıf, belirgin, fakir, zengin gibi sıfatlar kullanılır.
[/b]

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

9

Friday, 2.10.2015, 21:05

Fransız Kırmızılar


Şarap renginin ISSC-NBS Renk adları sözlüğüne bir renk olarak kaydedilmesi 1705 yılını bulur. Bu renk koyu kırmızı tonunda ortalama bir kırmızı şarabın rengi olarak geçer. Bunun gibi bordo, burgonya ve vişneçürüğü/kestane renkleri de spesifik olarak şarap terminolojinde ön plana çıkmış ve renkler sözlüğüne kaydedilmiştir.
Bordo (İngilizce Claret) kelimesi Fransız şarap bölgesi Bordeaux’dan gelmekte ve ortalama bir Bordeaux şarabının rengini temsil etmektedir. Türkçeye mora çalan kırmızı anlamında bir renk olarak geçmiştir.

Burgonya kırmızısı rengi de adını Fransız şarap bölgesi Burgonya’dan alır. Vişneçürüğü, kestane renginin derin esrarlı koyu kırmızı tonlarını ve mora çalan ışıltılarını taşır ancak nüanslarla ince bir şekilde bu renklerden ayrılarak özgün bir ton oluşturur.

Bu iki Fransız kırmızısıyla birlikte bir de şarap tortusu rengi vardır ki İngilizcede Wine Dregs ya da Maroon olarak bilinir. Maroon kelimesi Fransızca kestane anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu renk de koyu kahverengiye çalan koyu kırmızı olarak tanımlanır. Türkçede vişneçürüğü ya da kestane rengi olarak kullanılmaktadır.

Renklerin büyüsü, gün batımında, yeni açmış bir gülün taç yaprakları arasında ya da kadife eldiven içinde demir yumruk olarak tabi edilen pinot noir’ın dans ettiği bir Burgonya kadehinde kısacası kırmızının parmak izleri olan her yerde. Bu baştan çıkarıcı kızıl güzelliğin edebi ve kimyasal incelemesine son verirken, bu mevsime rağmen yazılmış bu yazıyı ister orijinaline bağlı kalıp Nancy Sinatra&Lee Hazlewood ikilisinden, ister modern yorumuyla Natalia Avelon&Ville Valo eşliğinde Summer Wine ile bitirmek istiyorum.

Strawberries, cherries and an angel's kiss in spring
My summer wine is really made from all these things
Take off your silver spurs and help me pass the time
And I will give to you my summer wine
Summer Wine/ Lee Hazlewood

1968

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

10

Friday, 2.10.2015, 21:15



Kana kırmızı rengini veren madde bir protein türü olan hemoglobindir.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

11

Friday, 2.10.2015, 21:17


Küçükken ne güzel dertlerimiz vardı.O ayakkabıyı alabilecekmiyim,lunaparka gidebilecekmiyim,kaç para bayram harçlığı toplarım, en güzel benim giysim olmalı gibi.Masum ve tertemiz.Büyüdükçe insanın ruhu ,yaşadıklarıyla, kirlenmesede biraz buğulanıyor.Bayramlar coşkunun yanında,kaybettiklerimizle biraz da hüzün barındırmaya başlıyor.Alışkanlıklarınız,alıştıklarınız azaldıkça,kırmızı ayakkabı önemini biraz yitiriyor.

Ne çok büyümüşüm dedirtiyor insana.Sabah erkenden kaldırılanken,kaldıran rolünü üstlenmek biraz içini burkuyor insanın.Büyüdüğünün ispatı oluyor çünkü,soranken sorulan olmak,hizmet alırken,hizmet eden,el öperken eli öpülür olmak büyüdüğünün işareti değil mi?

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

12

Friday, 2.10.2015, 21:22

[b]

Sonbahar, ağaçlar, kırmızı
[/b]

  • "süslüü05" bir kadın

Mesajlar: 6,029

Kayıt tarihi: Oct 31st 2013

Konum: NL doğumlu,05 mesken

  • Özel mesaj gönder

13

Friday, 2.10.2015, 22:39

İŞTE ASALET !



lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

14

Tuesday, 6.10.2015, 20:10

İŞTE ASALET !



HARİKASINIZ
Türk bayrağına efsanevi bir anlam katan bir diğer inanış ise şöyledir. Osmanlıların 1448'de, düşmanlarını ağır bir yenilgiye uğrattığı Kosova savaşından sonraki gece; savaş alanında oluşmuş kan gölünün üzerinde gökyüzünden yansıyan hilal ve yıldız yan yana görünmüştür. Böylece sultan II Murad bu simgeyi devlet bayrakları arasında kullanmaya başlamıştır.Ay yıldızlı bayrağın 1'inci Kosova savaşı sonrası oluşması pek bir mümkün olan bayrak. Ancak o gece hilal ile yan yana gelen herhangi bir yıldız değil Jupiter gezegenidir. Fakat bazıları bu olayın ikinci Kosova savaşı sonrasında olduğunu söyler ki bu yanlıştır çünkü o gün ay yeniay evresinde olup herhangi bir şekilde gökyüzünde belirmemiştir.


**Türk bayrağı esasen kırmızı değil, aldır. Türk mitolojisinde, Türklerin renklerle ilgisi önemli bir yer tutar; mavi (gök mazisi, turkuaz), beyaz/ak ve al/kızıl renkleri başta gelir. Al renk kırmızıdan farklıdır, kutsal, tanrısal renktir. Kırmızı renk adı Türkçede 12. asırdan önce pek görülmemektedir. Kırmızı, Türkçeye sonradan, sogdca'dan veya farsça'dan geçmiştir. **
Oğuz/Türkmen boylarının çok eskiden beri al renkli börkler giydiği bilinmektedir. Börklerin bütününde al ya da bir diğer deyişle kızıl renk görülmekle beraber, başka renklere de tesadüf ediliyor ki, esas olan gelenek, bütün börklerde, tepe kısmının yani tanrıya yüz tutan kısmın, tanrısal renk saydıkları al renkten olmasıdır. Bu tarz bugün efelerin, zeybeklerin, seymenlerin, vs. folklorik başlıklarında da muhafaza edilmektedir.

Al renk adı kutsallık içerdiği içindir ki, Türkler, "kırmızı bayrak" değil "al bayrak," "kırmızı kan" değil "al kan," demişlerdir. Yermek, aşağılamak anlamında "karalamak" derken, yüceltmek, övmek, kutsamak karşılığı da, "allamak" sözünü kullanırlar. Bugün dilimizde kullandığımız "allamak pullamak" sözü de aynı maksatla kullanılmaktadır.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

15

Sunday, 28.02.2016, 03:43


lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

16

Sunday, 20.03.2016, 16:32



:love:

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

17

Sunday, 20.03.2016, 16:33


lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

18

Sunday, 20.03.2016, 16:39


lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

19

Sunday, 20.03.2016, 16:47


Kanın toplam miktarının yaklaşık % 40-45 ini, kanın şekilli elemanlarının % 99 unu oluştururlar ve parlak kırmızı renklerinden dolayı kırmızı kan hücreleri olarak adlandırılırlar. Şekilleri her iki kenarı içbükey (bikonkav) bir diski andırır, ortalama çapı 6-8 nanomikrondur. Alyuvarların çekirdeği yoktur. Bir milimetreküp kanda erkelerde 5.100.000-5.800.000, kadınlarda 4.300.000-5.200.000 alyuvar bulunur. Bu sayılar yaş, cinsiyet ve yaşanılan yerin yüksekliğine göre değişebilmektedir.

Kırmızı kan hücrelerinin üretimi böbrekler tarafından üretilen eritropoietin denilen bir hormon ile kontrol edilir. Kırmızı kan hücreleri üretimi kemik iliğinde olgunlaşmamış hücreler olarak başlar ve yaklaşık yedi gün sonra olgunlaşarak kan akışına salınır. Diğer birçok hücrenin aksine, olgunlaşan kırmızı kan hücrelerinin çekirdeği yoktur ve bu sayede oldukça esnek bir yapıya sahiptirler. Bu esnek yapıları nedeniyle vücudumuz boyunca kan damarları yolu ile her yere kolayca ulaşırlar ancak bu aynı zamanda hücrenin ömrünü sınırlar. Kırmızı kan hücresi sadece ortalama 120 gün hayatta kalır. Zamanla alyuvarların zarı kolay zedelenebilir hale gelir ve çoğunluğu dalak olmak üzere, karaciğer ve kemik iliğinden geçerken yırtılır, parçalanırlar. Alyuvarlar buralarda bulunan makrofajlar tarafından fagosite edilirler ve içlerindeki hemoglobin açığa çıkar. Makrofajlar hemoglobinden demiri ayırarak kana verirler. Demir kanda transferrine bağlanır. Hemoglobinin geri kalan kısımları bilirubine çevrilip kana verilir ve daha sonra karaciğer tarafından safraya atılır.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

20

Sunday, 20.03.2016, 16:55


Kırmızı kurdela, gelin baba evinden ayrılmadan önce gelinin babası veya ağabeyi tarafından, gelinin beline bağlanır. Kimi kaynaklarda gelinin beline kırmızı kurdela bağlanırken salavat ve tekbir getirileceği ve beline iki defa sarılıp üçüncüde bağlanacağı söylenmektedir. Bele takılan bu kırmızı kurdelanın bekaret ve gayreti temsil ettiği bilinmektedir. Zaten Orta Anadolu’da bu kuşağa özellikle “gayret kuşağı” da denilmektedir. Gayret kuşağı denilmesinin sebebi, evliliğinde gelinin gayretli ve kudretli olması için, ailesinin gelişimini sağlaması ve evinde güçlü olması içindir. Bu şekilde nesiller boyu aktarılarak günümüze kadar ulaşan bir geleneğimizdir.