Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

21

Wednesday, 13.04.2016, 21:17


Eski Türkçenin gramerini yazmış olan Annemarie von Gabain, Uygur metinlerini y ve n ağzı olmak üzere iki ana ağız grubuna ayırır. Köktürkçedeki ń sesini n’ye çeviren metinler n ağzını, y’ye çeviren metinler y ağzını oluştururlar. Eski Uygur Türkçesi dönemi, yazı dili olarak Göktürkçeye dayanan, onun devamı olan bir dönemdir. Başka bir deyişle Göktürkçe ile Uygurca aynı yazı dilinin iki koludur. Eski Uygur Türkçesinde görülen az sayıdaki ses ve biçim farklılıklarından bir kısmı ağız farkından, bir kısmı da zaman farkından kaynaklanmaktadır. Göktürkçe ve Uygurca arasındaki asıl önemli fark, söz varlığında ortaya çıkar. Göktürkçenin söz varlığında Türkçe kökenli kelimeler hâkimdir; Çince veya Soğdakçadan girmiş olan alıntı kelimeler çok azdır. Göktürk metinlerinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili kelimeler ağırlıktadır. Uygur metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili kelimeler hâkimdir. Bunlar da Sanskritçe, Çince ve Soğdakçadan alınmıştır. Çok defa da kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmuştur. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır
Kaynak; Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 226, 272-283. ISBN 978-975-338-589-3

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

22

Saturday, 23.04.2016, 20:26

Uygurların Türk Tarihindeki Yeri Ve Önemi
Karluk ve Basmiller’le birleşerek II. Göktürk Devletini yıkan Uygurlar Orhun bölgesinde Uygur Devletini kurdular.(745)

Kurucuları : Kutluk Bilge Kül Kağan

Merkezleri : Ordubalık (Karabalsagun)’dur.

Kutluk Bilge Kül Kağan Türklerin şehir kuran ilk hükümdarıdır.

İlk Türk şehri Ordubalık’ tır.

Bilge Kül Kağan’dan sonra MOYEN-ÇOR başa geçmiş, onun döneminde Müslüman Araplar(Abbasiler) ile Çinliler arasında Talas Savaşı yaşanmıştır.

Talas Savaşı Tarım Havzasının Uygurların eline geçmesini ve Çin’in Orta Asya’dan çekilerek zayıflamasına yol açmıştır.

Bögü Kağan devrin de Uygur Türkleri ile Çin arasında iyi ilişkiler kuruldu, ticaret gelişti.

Bögü Kağan Çin’e yardım amacıyla “Tibet Seferine” çıktı.

Bögü Kağan Tibet seferi sırasında iki MANİ (MANİHEİZM) rahibini yanına alarak ülkesine geri döndü. Bu rahipler Uygur Türkleri arasında Mani dininin yayılmasına sebep oldular. Ayrıca Türkler arasında Budizm’de yayılmaya başladı.

Mani Dini: Avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindi.

Mani Dininin Uygurlar üzerindeki Etkileri:

1- Uygurlar Savaşçılıklarını kaybettiler.

2- Yerleşik hayata geçtiler.

3- Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret, bilim, sanat ve edebiyat gibi bir çok alanda geliştiler.

840 yılında bir başka Türk kavmi olan Kırgızlar, Uygur Devletine son verdiler. Kırgızlar’ın Orhun Bölgesine girmeleri sonucu Uygurlar, Kansu ve Turfan bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar.

Kırgızların bu saldırıları buradaki Türk nüfusunun azalmasına sebep olmuştur. Bu yüzden bu en eski Türk Yurdu, daha sonra Kırgızları yenen Moğolların eline geçerek kolayca Moğollaşmış, MOĞOLİSTAN olarak anılmıştır.

KANSU (SARI UYGUR) DEVLETİ:

Kırgızlardan kaçarak Kansu Bölgesi’ne gelen Uygurlar tarafından kurulan bu devlete Sarı Uygur Devleti de denilmektedir. 1209’da Moğolların hakimiyetine girmiştir.

TURFAN (DOĞU TÜRKİSTAN) UYGUR DEVLETİ:

Kırgızların saldırıları neticesinde Uygurların bir kısmı Turfan Bölgesi’ne gelerek, burada yeni bir devlet kurdular. Bu devletleri de Moğollar tarafından 1207’de yıkıldı.

Cengiz Han’ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar’ı devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.

Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar.

-Şehircilik, tarım ve ticarette ileri gitmişlerdir.

-Okur-yazar oranları yüksek olup, 14 harfli alfabeleri vardır.

-Türeyiş ve Göç destanları vardır. “Orta Oyunu” Uygurlardan gelmektedir.

-Gök tanrı inancını terk edip yabancı dine inanan ilk Türk topluluğudur

-Bögü Kağan zamanında girdikleri Manihaizm dini, savaşçı karakterlerini kaybetmelerine neden olmuştur

-Tahta harfli matbaayı kullanmışlardır.

-Uygur beylerinden Eratna, Orta Anadolu’da bir devlet kurmuştur. Kayseri’deki türbesinde (Köşk Medrese) yatmaktadır.

-Uygurlar, Göktürkler devrinde yukarı Selenge boylarında yasamışlardır.

-On boydan meydana gelmişlerdi. Onun için On Uygur şeklinde de anılmışlardır.

-Uygurlar’ın başlarındaki idareciler, el teber (küçük kral) unvanını taşıyorlardı

1.Mançur Çin İstilâsına Kadar Doğu Türkistan

Tarihine Kısaca Bakış

Müslüman olduktan sonra Türklerin kurdukları ilk devlet olan Karahanlılar Batı Türkistan’ın Yedisu, Seyhun Fergana bölgeleriyle, Doğu Türkistan’ın Cungarya, Yarkent, Taklamakan çölü, Talas, Çu, Kaşgar bölgelerine hakim bulunuyordu. Daha sonra doğu ve batı diye ikiye ayrılan Karahanlılar devletinin batı kolu 1133’te, Doğu kolu da 1221’de Karahıtaylar tarafından ortadan kaldırıldı.

Uygurlar, Moğollar, Kartuklar ve Türkeşler birleşerek 1209’da Karahıtay’ların hakimiyetine son verdiler. Bu defa ismen Cengiz Han’a tabi, fakat hakikatte müstakil olmak üzere Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesinde Uygurlar, güney bölgesinde Doğlatlar ismiyle, birer devlet kuruldu. 1514 senesinde Doğu Türkistan’da hakimiyet Doğlatlar’a mensup Saidiye’lere intikal etti. Merkezi Yarkent olan Saidiye devletini, 1679’dan itibaren merkezi Kaşgar olan Hocalar saltanatı takip etti.

Doğu Türkistan’da çıkan dahili kargaşalıklardan faydalanan Mançu sülalesi idaresindeki Çinliler 1757-1759 arasında Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesini 1760’da da güney bölgesini fiilen zapt ve işgal ettiler.

1.Mançur Çin İstilâsı

1760-1863

Çinliler dinî, siyasî bir husus olarak kabul ettiklerinden herkesin resmî Çin dinine katılmasını istiyorlardı. Bu isteklerini bir kanunla Doğu Türkistan’a da uygulamaya kalkışınca çatışmalar başladı, Çünkü Çin kanunları İslâmiyet’in ruhuyla tam aaaat teşkil ediyordu. Beylerinin etrafına toplanmış olan Doğu Türkistanlılar Çin idaresine karşı devamlı ayaklandılar. 1822’de başlayan hareketin önderi Cihangir Han Kaşgar’ı ele geçirerek bir hükümet kurdu, daha sonra Yarkent, Yenihisar ve Hoten’i de ele geçirerek hakimiyet sahasını genişletti.

1824-1825 yıllarında müstakil olan bu müstakil idareye 1827’de Çinliler son verdiler. İkinci büyük ayaklanma 1845 yılında Mehmet Emin Han idaresinde oldu. Mehmet Emin Han, Kaşgar’da bir hükümet teşkil ettiyse de bu hükümet uzun sürmedi. Çinlilerin işgali 1863 senesine kadar devam etti. 1862-1863 senelerinde Doğu Türkistan’da çıkan millî ihtilâllerde bütün Çinliler imha edilerek Kuçar, Yarkent Kaşgar ve İli’de birer şehir devleti kuruldu. 1863’te devletinin reisi (askerî Kumandan) Yakup Han iktidarı ele geçirerek îli şehir devleti müstesna bütün bu devletçikleri birleştirdi.

Kaşgar merkez olmak üzere “Ba-Devlet” adıyla kuvvetli bir merkezî idare kurmaya muvaffak oldu. Ba-Devleti’ni İngiltere, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu resmen tanıdı. Yakup Han bu devletlerle siyasî münasebetler kurdu. Ticarî antlaşmalar akdetti. Orta Asya’da büyük bir nüfuz rekabetine giren İngiltere ve Rusya Yakup Han’ı kendi taraflarına çekebilmek için büyük gayretler sarf ettiler, Buna rağmen Yakup Han hiçbir teşebbüste bulunmayan Osmanlı İmparatorluğuna tabi olmayı tercih etti. Bu maksatla yeğenini fevkalâde salahiyetlerle hususî mümessil olarak İstanbul’a gönderdi ve Sultan Abdülaziz’e resmen biat etti.

Sultan Abdülaziz bu biati kabul ederek Kolağası Kâzım ve İsmail efendilerin başkanlığındaki askeri bir talim heyetini büyük ve kıymetli hediyelerle Kaşgar’a gönderdi. Yakup Han, Sultan Abdülaziz Han namına Doğu Türkistan’ın bütün cami ve mescitlerinde hutbeler okuttu ve sikkeler bastırdı. Fakat Doğu Türkistan devleti ancak 1876 senesine kadar yani 13 sene devam edebildi.

2.Mançur Çin İstilâsı

1876-1911

Yakup Han İngiltere ile Rusya arasındaki nüfuz rekabetinden faydalanamadı. Bir taraftan Rusya diğer taraftan Çinliler bu devleti ortadan kaldırmak için anlaştılar, Çinli general Tse-Tsung-Tng’ın kumandasında gönderilen büyük bir Çin ordusu, Rusya’nın yardımları sayesinde Doğu Türkistan’a gelip Yakup Han’ın Millî orduları karşısında mevki aldı.

Bu ebedî Türk yurdunu istila için gelen düşman ordularının hücum için fırsat kolladığı bir sırada Yakup Han’ın zehirlenerek ansızın ölmesi, oğullan ile kumandanları arasında ihtilaf çıkmasına sebep oldu. Bu durumdan faydalanan (Aslında bu durumu hazırlayan) Çinliler Doğu Türkistan’ı adeta harpsiz kolayca zapt ve işgale muvaffak oldular. Böylelikle Doğu Türkistan tarihte ikinci defa Çinlilerin (Mançu) fiili işgaline uğradı.

Umumî Çinli Valiler Dönemi

1911-1933

1911’de Çin’de Mançu İmparatorluğu yıkılarak yerine Çin Cumhuriyeti kuruldu. Çin’de kargaşalıklar baş gösterdi, dahili savaşlar başladı. Fakat bu durumdan Doğu Türkistan Türkleri faydalanamadılar. 1911’den itibaren başlayan Kuzey Çin ve Güney Çin mücadelesini Milliyetçi Çin-Komünist Çin mücadelesi takip etti.

Çin’de Cumhuriyet u İmparatorluk hükümetinin tayin etmiş olduğu Doğu Türkistan’daki umumi valiler yerlerinde kaldılar, ismen ve hukuken Çin hükümetine bağlı, fakat faaliyette tamamen bağımsız olan bu askeri valiler, Doğu Türkistan’ı 1933 senesine kadar diledikleri gibi vahşi, barbar bir şekilde idare ettiler.

1931’de Doğu Türkistan’ın Kumul şehrinde başlayan hürriyet, istiklâl mücadelesi 1933 senesine kadar bütün Doğu Türkistan sathına sirayet etti. Memleketin her tarafında Çinliler mağlûp ve perişan oldular, imha edildiler. Neticede merkezi Kaşgar’da olmak üzere 12 Kasım 1933 tarihinde bütün Doğu Türkistan’a şamil “MÜSTAKİL DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ DEVLETİ” resmen kurularak dünyaya ilân edildi. Bu devletin kurucuları ve hükümet azaları şu değerli kimselerden meydana gelmişti,

1- Reisicumhur……………… Hoca Niyaz Hacim Baki Niyaz

2- Başvekil……………………. Sabit Damulla Abdülbaki

3- Harbiye Nazırı…………… Uraz Bey

4- Erkan H. Reisi…………… General Mahmut Muhiti

5- Dahiliye Nazırı………….. Zeyyid Zade Yunus Beğ

6- Hariciye Nazırı………….. Kasım Can Hacı

7- Maarif Nazırı…………….. Abdülkerim Han Mahdum

8- Evkaf Nazırı……………… Şemseddin Türdi

9- Adliye Nazırı…………….. Zarif Kari

10- Ziraat ve Ticaret Nazırı. Abdulhasan Musa Bey

11- Maliye Nazırı……………. Ali Akhun

12- Sıhhiye Nazırı…………… Abdullah Gani

Milliyetçi Çin hükümetinin iç savaşlarla meşguliyeti dolayısıyla Doğu Türkistan’a yeni bir ordu gönderemeyeceğini hesaplayan ve Doğu Türkistan’ın müstakil genç Türk devleti yaşadığı takdirde, Rus esareti altındaki Bati Türkistan, Azerbaycan, Îdil-Ural, Kuzey Kafkasya ve Kırım gibi diğer Türk ülkelerine örnek olacağından korkan Sovyet-Rusya o sıralarda yalnız Urümçi’de tutunabilen mahsur Çin kuvvetleri kumandanı ile anlaşarak Ruslar’ın Çinli kıyafetine soktuğu kızıl ordunun en seçme birliklerini modern silâh ve uçaklarla takviye ederek, mahdut sayıdaki derme çatma silâhlarla fakat imanla savaşan millî kuvvetlerin üzerine iki koldan saldırttı. Komşu devletlerden altın karşılığı silâh ve cephane tedarik edemeyen Millî kuvvetler bu durum karşısında mukadder olan mağlûbiyetten kurtulamayınca genç Doğu Türkistan Cumhuriyeti Devleti de ortadan kaldırıldı. (Doğu Türkistan ne zaman istiklâli için ayaklanmışsa devamlı Rusları karşısında bul-muştur.

Avrupa’nın Asya siyasî haritalarına baktığımızda 1876-1949 yıllan arası Doğu Türkistan devamlı Rus nüfuzu altında olarak gösterilmektedir. 1935 senesinde Batı ve Doğu Türkistan’ı gezen ve görüp yaşadığı olayları “Solo Turkestan ve Verbotene Reise” adındaki pek ilgi çekici kitaplarında anlatan Ella Maillart Rus konsoloslarının Doğu Türkistan’da Çinli valilerden daha hükümran olduklarını, Çinli valilerin onların yanında ellerini birleştirip devamlı başlarını eğerek konuştuklarını anlatmaktadır. Çinli valiler ise her an bir ayaklanmanın başlayacağı korkusu içerisinde idiler.

Doğu Türkistan adını kendilerin değil yerli halkın kullanmak istemediğini, buradaki halkın Çin soyundan Uygurlar olduğunu söylüyorlardı. Ancak benim görüştüğüm Doğu Türkistanlı herkes kendilerinin Müslüman Türk olduklarını söylüyorlardı. Siz Uygur musunuz diye sorduğumuzda Uygur adına evet diyen çıkmadığı gibi bu adın ne ifade ettiğini de çok kimse bilmiyordu, demektedir.

Rus İstilâ Dönemi

1934-1944

Milliyetçi Çin dahil olmak üzere, Doğu Türkistan’ın bütün dış âlemle ilgisini kesen Sovyet-Rus kuvvetleri, Doğu Türkistan’ı fiilen işgal ve tahakkümü altına aldı. Süratle iktidara geçirdiği general Şin-Sı-Say vasıtasıyla Doğu Türkistan’da tedhiş rejimi kurarak, büyük bir temizlik ve sosyalizasyon hareketine girişti. Bu durum 1933-1934 senesinden 1943 senesine kadar fasılasız devam etti.

İkinci dünya harbinde Hitler’in ordularının süratle ilerleyerek Moskova’nın yakınlarına kadar sokulduğu bir sırada o zamana kadar Ruslar’ın emellerine sadakatle hizmet etmiş ve Rus müşavirlerinin verdiği her emri kayıtsız şartsız yerine getirmiş bulunan Şin-Sı-Say zuhur eden bu fırsattan faydalanarak gizlice Mareşal Çang-Kay-Şek hükümetiyle anlaştı. Ve 1943’te Çin kuvvetleri Doğu Türkistan’a girdi. Milliyetçi Çin hükümeti General Şin-Şi-Say’ı geri çekti, yerine merkezden general U-Cing-Şin’i umumî vali olarak Urümçi’ye gönderdi.

Hürriyet ve istiklal mücadelesinden yılmayan Doğu Türkistan Türkleri 1944’te İli bölgesinde Milliyetçi Çin kuvvetlerine karşı yeniden ayaklandılar. Bu sırada Rus-Alman harbi de yavaşlamış, hat-ta Rusların lehine gelişmeye başlamıştı. Doğu Türkistan işlerine müdahale fırsatı kollayan Ruslar başlangıçta İli bölgesi milliyetçilerine yardım ettiler.

Böylelikle îli bölgesi havzasında merkezi Kulca olmak üzere, Tarbagatay ve Altay vilayetlerinden müteşekkil müstakil “DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYET DEVLETİ” kuruldu. Ve 1944 Ekiminde resmen ilân edildi. İkinci defa istiklâline kavuşan Doğu Türkistan Türklerinin kurduğu bu devletin kurucuları ve hükümet erkânı şu değerli kimselerden ibaret idi.

1- Reisicumhur……………… Ali Han Töre

2- Reisicumhur Muavini…. Hekim Han Hoca Beğ

3- Genel Sekreter………….. Abdürrauf

4- Maliye Nazırı……………. Enver Musabay

5- Maarif Nazırı…………….. Seyfeddin Azizi

6- Adliye Nazırı……………… Mehmed Can Mahdum

Sadece üç vilâyete münhasır küçük bir devlet olmasına rağmen, Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin tek başına Milliyetçi Çin orduları ile savaşarak bu orduları mağlûp ve perişan etmesi, ayrıca Rus esaretindeki Türk ülkelerine ve hususiyle bitişik Batı Türkistan’a karşı kötü emsal teşkil edebileceği kaygısı, Ruslarda korku ve endişe yarattığından Sovyet-Rusya türlü entrikalarla millî hükümeti, Çang-Kay-Şek hükümetiyle sulh yapmaya zorladılar.

Böylece 1946 senesinde iki hükûmet temsilcileri arasında varılan bir antlaşma neticesinde, müstakil Doğu Türkistan Cumhuriyeti feshedilerek, Milliyetçi Çin ile müştereken bir koalisyon hükümeti kurulması kararlaştırıldı. Sovyet Rusya böyle bir antlaşmayı imzalamayı reddeden Reisicumhur Ali Han Töre’yi bir gece tuzağa düşürerek Rusya’ya kaçırdılar ve yerine kendi piyonlarım (taraftarlarını) geçirdiler.
[/color]

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

23

Thursday, 28.04.2016, 00:41

İlk Matbaa Uygur Türkleri tarafından kullanıldı
Yapılan en son tarihi araştırmalar Uygur Türkleri’nin XI. asırda matbaayı tanıdıklarını ortaya koyar.19. asrın son demlerinde Tung-Huang mevki’nin yakınında üstü duvarla örtülü bir mağarada bizim için çok önemli olan bir kaç Uygur matbaa harfleri de ele geçmiştir. Yapılan araştırma ise matbaa harflerinin 1209 yılından çok daha öncesine ait olduğunu ortaya koymuştur.Nitekim matbaanın tarihi ile uğraşan İngiliz bilgini Carter’a göre de yeryüzünde mevcut en eski matbaa harfleri Uygur dilinde olup Türkçedir.
https://onturk.org/2011/03/24/ilk-matbaa…dan-kullanildi/

Benzer konular