Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

25

Monday, 15.02.2016, 22:15



ANTALYA/Termessos - Alketas mezarı
M.Ö. 319 yılında İskender’in ölümünden sonra generallerinden biri Antigonos Monophtalmos hükümdarlığını ilan etmiştir. Rakibi Alcetas, Antigonos’un piyade, süvari ve sayısız fillerden oluşan kalabalık ordusu ile baş edemeyeceğini anlayınca Termessos’a sığınmıştır. Termessoslular da onu koruyacaklarına söz vermiştir. Ancak daha sonra Antigonos’un şehrin kapısına dayanması sonucu Termessoslular da yaşlılar ve gençler olarak fikir ayrılıklarına düşmüşlerdir. Yaşlılar tanımadıkları yabancı bir Makedon uğruna şehrin tehlikeye girmesini istemezken, gençler verdikleri sözü tutmak istemişlerdir. Yaşlılar Alcetas’ı teslim etme niyetlerini bildirmek üzere bir heyeti Antigonos’a yollamışlar, bu sırada geçler de savaşa devam edebilmek için gizli bir plan olarak şehri terketmeyi başarmışlardır. Ancak Yaşlılar ile kentte kalan Alcetas, düşmana teslim edilemektense kendini öldürmeyi seçmiştir. Yaşlılar Alcetas’ın cesedini Antigonos’a teslim etmişlerdir. 3 gün boyunca cesede her türlü işkenceyi yapan Antigonos daha sonra cesedi gömmeden bölgeden ayrılmıştır. Olanlara kızan gençler Alcetas’ın cesedini alıp şehre getirmiş, saygı içerisinde gömmüş ve anısına güzel bir anıt yapmışlardır.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

26

Monday, 15.02.2016, 22:45


Heroon Termessos

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

27

Monday, 15.02.2016, 22:46


Termessos antik kenti, Akdeniz bölgesinde, Antalya’nın 30 km. kuzeybatısında bulunur. Güllük dağı üzerinde, çam ormanlarıyla sınırlandırılmış olan Termessos oldukça iyi korunmuş bir ören yeridir. Doğal bir platform üzerine kurulan Termessos çevresindeki birçok vahşi bitkinin de etkisiyle yaşandığı tarihte öylece kalmış, el değmemiş görüntüsüyle oldukça etkileyicidir. Tüm bu özelliklerin dolayı Telmessos şehri, aynı adla anılan milli park konumunda ve koruma altındadır. Çünkü bu bölge farklı bitki türlerine olduğu kadar farklı hayvanlara da ev sahipliği yapar.

Antik kent en eski Anadolu halklarından biri olan, luyilerin soyundan gelme solymler tarafından kurulmuştur. Solymos dağında bulunun vadi bugün güllük olarak geçer.

Büyük İskender’in MÖ. 333’te kuşattığı ancak iyi bir savunma ile karşılaşıp alamadığı şehir olarak tarihe geçen Telmessos antik kenti, daha sonra ptolemyler tarafından egemenlik altına alınmıştır.

Telmessos antik kentine basılan sikkeler roma imparatorluğu döneminde şehrin hala bağımsız ait bilgiler Bizans döneminde ve daha sonraki dönemlerde silikleşiyor. Şehir terk edildikten sonra yeni bir yerleşim kurulmamasına ve geçirdiği doğal tahribata, depreme rağmen hala sağlam ve iyi korunmuş olması telmessos’un direncini bir kez daha hatırlatıyor.

Antalya-Korkuteli istikametinde bulunan yenice kahvede başlayan şehir kalıntılarının ilk izlerinden biri Helenistik döneme rastlayan surlardır. Bu kalıntılar güllük zirvesine kadar uzanır. İon düzeninde ve imparator hadrian zamanında yapılmış olan tapınak basamakları ve anıtsal giriş ören yerinin sağ tarafında kalırken; sol tarafta, güneye doğru inildiği zaman yalnızca birinci katı ayakta kalabilmiş gymnasiuma rastlanır. Salonlar ve odalardan oluşmuş bu yapının arka tarafında ise dükkanların da bulunduğu sütunlu cadde uzanır. Kanalların mükemmelliğinden devrin altyapısının ne kadar mükemmel olduğu anlaşılır. Şehrin düzlüğünde bulunan agora’nın hemen doğunda bulunan tiyatro ise Antalya körfezine nazır bir konudadır.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

28

Monday, 15.02.2016, 22:55


Kuzey-doğu nekropolünde aslanlI mezar.Termessos

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

29

Monday, 15.02.2016, 23:46


Fotograf:Akcan Mir
SEHZADE KORKUT'UN SANDALYELERI./ANTALYA
Şehzade Korkut (1467 - 1513),Sultan İkinci Bayezid’in oğlu,Nigâr Hatun’un şehzadesi Yavuz Sultan Selim’in ağabeyi. 1467’de Amasya’da doğdu. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmed Hanın sarayında iyi bir eğitim gördü. Arapça, Farsça öğrendi. Dedesinin vefatı (1481) üzerine, babası İstanbul’a gelinceye kadar saltanat kaymakamlığı yaptı. 1491’de merkezi Manisa olan Saruhan Sancakbeyliğine tayin olundu. 1502’de, Amasya Sancakbeyi Şehzade Ahmed’in itirazıyla, merkezi Antalya olan Teke Sancakbeyliğine gönderildi. Hamid Sancağı da kendisine bağlandı. Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde katkısı oldu.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

30

Monday, 15.02.2016, 23:56



Eski Antalya kenti, birisi deniz ve birisi de karadan olmak üzere at nali şeklinde iki surla korunmaktaydi. Ayrica şehir içi yerleşim merkezlerini birbirinden ayiran duvarlar da vardi. Diş surlarda çok sayida ve elli adim araliklarla kuleler bulunuyordu. Antalya surlarinin geçmişi antik çağlara kadar uzanir. Genellikle Helen devri temelleri üzerine Romali” lar tarafindan yapilmiş olup Selçuklu”lar devrinde genişletilmiş ya da onarilmiştir. Duvarlarda çok sayida antik özellik taşiyan taş bloklar kullanilmiştir. XIX.Yüzyilin sonlarina kadar neredeyse tamami korunmuş haldeydi. Günümüzde sadece kent içindeki bazi burçlar, Hadrian kapisi, Saat kulesi, Hidirlik kulesi ve bazi duvar kalintilari varliğini korumaktadir

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

31

Monday, 15.02.2016, 23:59


Yunan Mitolojisi’ne göre Yanartaş ‘ın efsanesi şu şekildedir.
Ephyra Kralı Glaukos’un oğlu Hipponoes bir av partisinde kardeşi Belleros’u öldürmüştür ve ona “Belleros ’u Yiyen” anlamındaki Bellerophontes adı verilir. Ephyra’dan sürülen Bellerophontes, Argos kralına sığınmıştır. Kendisine sığınan bu genci öldürmeyi kendine yakıştıramayan Argos Kralı ise Bellerophontes ‘i Likya Kralın ‘a göndermeye karar verir.
Likya Kralı ise acınacak haldeki Bellerophontes ‘u öldürmek istemez ve onu Olympos dağında yaşayan arslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu, ağızdan alevler saçılan canavar olarak bilinen Chimera ile dövüşmeye gönderir. Bellerophontes, Pegassos adlı kanatlı atına binerek Chimera ile dövüşmeye gider. Chimera saldırıya geçtiğinde Pegassos havalanır ve Bellerophontes yere doğru alçalırken mızrağı ile Chimera ‘yı yerin yedi kat altına gömer. Fakat Chimera ‘nın alevi öyle güçlüdür ki yerin 7 kat altından alevler saçmaya devam etmektedir. Anadolu’da binlerce yıldan beri kulaktan kulağa anlatılagelen ve Homeros tarafından bize bu şekilde aktarılan efsaneye göre hala yanan Çıralı ‘nın bu bölgesindeki alevler, Chimera’nın yerin yedi kat dibinden fışkırmakta olan alevleridir.
Bellerophontes ’in kazandığı zaferi kutlamak için Olympos ’da bir yarış organize edilir. Sporcular Chimera Kutsal Ateşi ile meşalelerini tutuşturarak Olympos kentine doğru koşarlar. Böylece, daha sonraları farklı spor dallarının da eklendiği ve birkaç gün süren Olimpiyat Oyunları ’nın Anadolu ’daki ilk örneği başlamış olur. Günümüzde halen Olimpiyat Oyunları başında yakılan “Olimpiyat Meşalesi” Chimera ’nın sönmeyen ateşinin sembolik bir ifadesi olarak bilinir.
Antalya -Kemer - Çıralı köyü

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

32

Tuesday, 16.02.2016, 00:04


FOTOGRAF;Akcan Mir
LİMAN ANITSAL MEZARLARI

Bu yapıtlar İ.S. II. yüzyıl sonuna tarihlenir. Daha sonra korsanlar tarafından soyulan ve tahrip edilen mezarlar, İ.S. V. yüzyılda ikinci kez kullanılmıştır. Orta çağda da kale haline getirilen Akropol'ün sur duvarlarının arkasında kalmışlardır.Doğuda yer alan tek lahitli mezar yapısı hakkında tarihi dışında fazla bir bilgimiz yoktur. Tabanında İ.S. V. yüzyıla ait, bir asker ile aslanın savaşını gösteren mozaik olan, batıdaki anıt mezarda iki lahit yer almaktadır. Doğudaki lahit Marcus Aurelius Zosimas isimli Olimposlunundur.

Kuzeydeki lahit ise Zosimas'ın dayısı Kaptan Eudemos için yapılmıştır. Bu lahitin üzerinde benzersiz bir gemi kabartması yer almaktadır. Yelkensiz, direksiz ve küreksiz olan geminin kıç bordosu üzerinde bir Aphrodithe kabartması yer almaktadır. Geminin üzerindeki çerçeve içindeki yazıttan Kaptan Eudemos'un Marmara ve Karadeniz'e seferler yaptığını öğreniyoruz.

Bu çerçevenin sol tarafında ise özgün ve duygu dolu bir şiir yer almaktadır:

Son limana demirledi gemi, çıkmamak üzere
Çünkü ne rüzgardan ne de gün ışığından medet var artık
Işık taşıyan şafağı terkettikten sonra Kaptan Eudemos
Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

33

Tuesday, 16.02.2016, 00:12



OLYMPOS ANTİK KENT TAPINAK KAPISI 4000 YILLIK ANTİK BİR ŞEHİRDEN KALINTI KAPI GİRİŞİ
Mozaikli hamamın güneybatısında imparator Marcus Aurelius adına yapılmış bir tapınak kalıntısı bulunmaktadır. Tapınağın M.S. 172-180

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

34

Tuesday, 16.02.2016, 00:21


Termessos kasaba aşağıda dağın eteğinde Hadrian Propylonun ve Artemis Tapınağı.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

35

Tuesday, 16.02.2016, 00:28


Fotograf:Akcan Mir
Düden Şelalesi, Antalya çevresindeki önemli mesire alanlarından biri. "İskender Şelalesi" de denilen bu şelalenin bulunduğu sık ağaçlı alan, 20 metre yükseklikten dökülen suyun sesiyle birleşerek büyüleyici bir ortam yaratmaktadır.

Düden şelalesinin adı, Perge'den sonra gözünü Termesos'a diken Büyük İskender'in burada konaklamış olmasından kaynaklanıyor. Büyük İskender atlarını Düden'in serin sularında suladıktan sonra yoluna devam etmiş.
Düden şelalesinin kolları
1. Aşağı Düden şelalesi
2. Yukarı Düden şelalesi

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

36

Tuesday, 16.02.2016, 00:32


Piri Reis'in Kitab-ı Bahriye eserinden Antalya limanı ve kıyı kasabası Kemer (1525)

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

37

Tuesday, 16.02.2016, 00:34



Piri Reis'in tarihi Antalya, Manavgat ve Side haritası

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

38

Tuesday, 16.02.2016, 00:41


Anadolu'da dinler değişse bile kutsal mekanlara verilen önemi ve saygıyı göstermesi açısından önemli inanç turizmi merkezlerinden biri olan Kesik Minare, 2'nci yüzyılda hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen bir tapınağın üzerine kurulu. 5'nci yüzyılda kiliseye çevrilen yapı, Selçuklular Antalya fethettikten sonra camiye çevrildi. Osmanlı döneminde, 1600'lü yıllarda büyük bir tadilattan geçen cami, o yıllarda Antalya'nın en büyük camisi olması nedeniyle 'Cumaların Camisi' diye anılmaya başlandı. Camiye 'Kesik Minare' adı, 1895 yılında bütün Kaleiçi'ne yayılan bir yangında minarenin ahşap kulesinin yanmasının ardından ortaya çıkan görüntü nedeniyle halkın yatıştırdığı bir isim oldu.

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

39

Tuesday, 16.02.2016, 00:44


Termessos Hamam-ANTALYA

lale_zar

Profesyonel

  • "lale_zar" bir kadın
  • Konuyu başlatan "lale_zar"

Mesajlar: 1,830

Kayıt tarihi: Aug 12th 2015

Konum: allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

40

Tuesday, 16.02.2016, 00:54


Evdir Han (Korkuteli)
Antalya-Isparta yolu üzerinde, Antalya’ya 20 km. uzaklıktadır. Günümüze gelemeyen ancak, daha önce okunmuş olan kitabesinde Evdir Hanı’nı Selçuklu Sultanı İzzeddin I.Keykavus 1210-1219 yıllarında yaptırmıştır.

Evdir Hanı’nın diğer hanlara göre farklı bir plan yapısı vardır. Bir avlu etrafında sıralanmış, iki bölümlü revaklardan meydana gelmiştir. Han 67x55 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır ve beden duvarlarının tümü kesme taştan yapılmıştır. Duvarlar yanlarda üçer, arkada ve önde ikişer adet kare biçiminde takviye kuleleri ile çevrilmiştir.

Hanın kuzeybatı cephe duvarları oldukça iyi durumda günümüze gelmiş olmasına rağmen diğer kısımlar çok haraptır. Antik bir kentin nekropolü üzerinde kurulduğundan ötürü de hanın duvarlarında çok sayıda toplama antik taş kullanılmıştır. Hanın avlusunda antik lahitlerden bazıları yerinde durmaktadır.

Evdir Hanın kuzeybatı cephesindeki abidevi portali, Selçuklu sanatının en güzel örneklerinden birisidir. Ana duvarların tam ortasından ileriye doğru çıkmış olan portalin dış yüzü tamamen kesme taştan yapılmıştır. Ancak bu portalin üst kısmı yarıdan itibaren iki köşesi yıkılmıştır. Portalin en dışında dar bir bordür içeriye doğru dönük sivri uçları dışarıya doğru üçgenlerden oluşan ikinci bir bordür bulunmaktadır. Portalin üçüncü bordürü geniş bir şerit halinde geometrik, yıldız geçmeler, daireler ve baklavalı taş oyma bezemelerden meydana gelmiştir. Portal nişinin iki köşesi yuvarlatıldıktan sonra buraya başlıklı iki sütuncuk oturtulmuştur. Portal nişi üzerindeki bordürün ucu içeriye doğru bir dönüş yapmakta, sonra da nişin içerisinden aşağıya sarkmaktadır.

Hanın iç avlusu etrafında dört köşeli kesme taş payeler üzerinde, kesme taştan profilli, sivri kemerli revaklar sıralanmıştır. Ayrıca bu eyvanlar birer kemerle takviye edilmiş, avluya bakan uçları da sivri kemerlerle revaklara birleşmiştir. Revakların ortasında silmeli bir kapı ile revaklara açılan kapalı hücreler sıralanmıştır.

Bu handa dikkati çeken bir özellik de giriş eyvanının sağındaki tek hücrenin diğer bölümlerden daha farklı olarak çok daha korunaklı yapılmış olmasıdır. Bunun da nedeni, bu bölümün Selçuklu beylerine ait mekanlar veya kıymetli eserlerin korunduğu yerler olmasından kaynaklanmaktadır.

Girişin solundaki bir geçitten hanın üstüne çıkılır ve burasının gözetleme yeri olduğu da açıklık kazanmıştır. Hanın dışındaki hamam günümüze yalnızca kalıntıları gelebilmiştir.